Ruhani’nin ziyareti ekonomi için neden önemli?
- GİRİŞ10.06.2014 12:31
- GÜNCELLEME11.06.2014 08:39
İran’ın Ahmedi Nejad’dan sonra seçilen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani 9 Haziran’da resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya geldi. 18 yıl sonra ilk kez İranlı bir Cumhurbaşkanı Köşk’e çıkıyordu. İki ülke arasında masaya yatırılacak konuların başında Ortadoğu’daki çatışma ortamı ve ekonomik ilişkiler geliyordu.
Ruhani’nin yanında görüşmelere çok sayıda İranlı bakan ve işadamı da katıldı. Ziyaretin hedefleri arasında iki ülke arasındaki ticaret potansiyelinin 15 milyardan 30 milyar dolara çıkarılması da yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yaptıkları ortak basın açıklamasında ziyaretin “yeni bir dönemin işareti” olduğunu ifade ettiler.
İran’ı gaza getirirsek doğalgaz ucuzlayacak
Türkiye ve İran’ın önünde çok sayıda başlık bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de doğalgaz… Türkiye ile İran arasında yılan hikâyesine dönen doğalgaz sorunu en son uluslararası tahkime taşınmıştı.
1996 yılında Türkiye (BOTAŞ), İran ile 10 milyar metreküplük ve 25 yıl süreli doğalgaz alım anlaşması yaptı. Anlaşma gereği Türkiye her yıl bu gazın yüzde 75-80’ini alması gerekiyor. Yeterince tüketip miktarın yüzdelik bölümünü alamadığı ya da depolayamadığı durumlarda bile Türkiye anlaşma gereği parasını ödemek zorunda… Diğer taraftan Türkiye’nin her yıl doğalgaz talebi artıyor ve Türkiye artan talebi karşılamak için yeni doğalgaz alımına gitmek istiyor fakat İran’ın fiyat politikası değişmediğinden sorun yaşanıyor.
Rus gazından bile pahalıya alıyoruz!
Türkiye; Azeri doğalgazını 340 dolara, Rusya doğalgazını 410 dolara, Cezayir doğalgazını 410 dolar, Nijerya doğalgazını 430 dolara alabiliyorken; İran gazının maliyeti 480 dolar. Azeri doğalgazı dışında tüm alternatiflerin gaz ulaşım maliyeti İran’dan yüksek fakat fiyat olarak hepsi İran doğalgazının metreküp fiyatının altında yer alıyor.
BOTAŞ’ın boru hatlarının yetersizliği nedeniyle 2008 ve 2010 yıllarında Azerbaycan ve İran gazı için kontratta yer alan ‘al ya da öde’ yaptırımına düştü. Yani kullanmadığı gazın parasını ödedi. Bu yüzden iki ülke doğalgaz konusunda uluslararası tahkime düştü.
Türkiye İran pastasından pay alsın istemediler
İran ile yapılacak görüşmelerin ticari boyutunda Türkiye’yi de yakından ilgilendiren ekonomiyle alakalı bir başlık daha var. O da İran’a uygulanan ambargo. 1979 yılında beri çeşitli bahanelerle sürekli ambargolara maruz kalmış, yaptırım uygulanmış İran iştah açan bir pazara sahip. Ve bu pazarından ne BM, ne AB ülkeleri ne de ABD vazgeçmiyor.
İran pastasından pay almak isteyen Türkiye gibi ülkelerin ticari ilişkileri de “karapara”, “finansal ambargo” gibi modeller ile kesilmek isteniyor. Diğer taraftan ambargoyu uygulayan ve destekleyen ABD ve AB gibi ülkeler deyim yerinde ise ‘çatır çatır’ ticaret yapıyor, İran’da ihaleler alıyor.
Türkiye’nin ambargoya rağmen İran ile ticaret yaptığı formül, 17 Aralık’ta gerçekleştirilen itibarsızlaştırma operasyonuyla itibar ve imaj kaybına uğradı.
Türkiye; İran’ın dünyaya sattığı petrolün parasını Halk Bankası’ndaki İran’a ait dolar ve TL hesaplarında tutuyordu. İran’ın ihtiyaç duyduğu ambargo kapsamına girmeyen gıda ve benzeri ihtiyaç maddelerinin alımı bu hesap üzerinden gerçekleştiriyordu.
Halk Bankası’na yönelik kurumun kendisini hedef alan saldırılar, itibar ve imaj kaybına hizmet ederek Türkiye ile İran’ın ticaretini sekteye uğrattı. Türkiye’deki yargı merkezli destekli darbe girişiminin ABD gibi ülkelerce de desteklendiği iddiası o dönemde ortaya atılmıştı. Halk Bankası üzerinden ticaret yapan Cargill, Bunge Gıda gibi ABD gıda şirketlerinin son birkaç senede İran’a 9 milyarı doları aşan ihracatları iddiayı güçlendirmişti. Bu iki şirketin İran’a ambargo kapsamına girmeyen tüm ürünleri üretmesi de dikkat çekiciydi.
İhracatta ithalatta iki katına çıkacak
Enerji konusunda dışa bağımlı Türkiye, İran ile olan ticari ilişkilerinde petrol ve doğalgaz nedeniyle tam bir ithalatçı nitelik taşıyor. Türkiye 2011 yılında yaklaşık 3,6 milyar dolarlık ihracata karşılık 12,5 milyar dolarlık ithalat yaptı. 2012 yılında İhracatını 9,9 milyar dolara yükselten Türkiye, 12 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında ihracat 4,1 milyar dolarken ithalat 10,3 milyar dolar olarak gerçekleşti… Yaklaşık 15 milyar dolarlık ticaret hacmi İran ile yeni dönemde 30 milyar dolara çıkarılmak isteniyor. Bu rakamlar hem ihracatta hem de ithalatta yüzde 100’lük bir artışa işaret ediyor.
İran’dan yapılan ithalat içerisinde aslan payını doğalgazdan ziyade petrol alıyor. Gelecek dönemde de bu pay artacak. Hasan Ruhani öncesi dönemde petrol için aracılara başvuruyordu. Türkiye’nin Reza Zarrab ve Babek Zencani isimlerine yabancı değil. Her iki isim de Türkiye-İran ticaretinin ambargoyu delme konusundaki basit aracılarıydı.
HASAN RUHANİ’NİN ZİYARETİ NEDEN ÖNEMLİ? YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ…
Hakan Göksel / Ülke Haber
hakan.goksel@ulkehaber.com
twitter.com/hakan_goksel
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol