Hırsızlık Sigortası sizin de başınızı yakmasın!

  • GİRİŞ14.06.2014 12:07
  • GÜNCELLEME16.06.2014 07:49

Genel Sigortacılık Kanunu’nda yer alan “hırsızlık” ve “aşırma” kavramları hakkında bilgi sahibi olmayan poliçe sahipleri hem mallarından oluyor hem de sigortadan 5 kuruş alamıyorlar. Yasal zemini de olan bu uygulama; işyerini, evini, ofisini sigortalattığını düşünen vatandaşların canını fena yakıyor.

Sigorta; elzem olduğu kadar çok çetrefilli bir o kadar da sıkıntılı konu… Acı sonuçlarını ancak başınıza bir hal geldiğinde anlayabiliyorsunuz. Araştırmaya başladığınızda ise sizin gibi mağdurlar ordusuyla karşılaşıyorsunuz… Hukuki olarak da pek hak iddia etmeniz mümkün değil… 

Genel Sigorta Kanunu içerisinde Hırsızlık Poliçesi Genel Şartları elinizi ayağınızı bağlıyor. Mahkeme mahkeme gezseniz bile bir faydası olmuyor…Hırsızlık için gelen eksper olayın “hırsızlık” değil de “aşırma” olduğuna karar verirse poliçenizin üzerine bir bardak soğuk su içiyorsunuz ve hırsızın yaptığı yanına kar kalıyor…

Sigortaların ödemediği “Aşırma” eylemine iki örnek

 Birkaç örnek olay ile konuyu daha anlaşılır hale getirelim… Örneğin bir dükkana müşteri gibi gelen 2 kişiden birisi şirket yetkilisinin dikkatini başka yere çekiyor diğeri yetkilinin çekmecesinden aracın anahtarını alıyor ve sonra iki hırsız da dışarıda park halinde olan araca binerek gidiyor. Araç parçalanıp satılıyor. Sigorta olayın “kasko kapsamında olmadığını” ve “anahtarı aşırma” yoluyla malın ele geçirildiği için oluşan zararı ödemiyor…

Diğer bir olay da mesai saatleri içerisinde fotoğrafçılık dükkanına müşteri kılığında biri gelerek fotoğraf çektirmek istediğini söylüyor ve 50 TL veriyor, çalışan işçi parayı bozdurmak için karşı dükkana gittiğinde müşteri kılığındaki kişi makineyi alıyor ve gidiyor. Sigorta şirketi bu olayı "aşırma " kapsamında tutarak hırsızlık sigortasından yararlanamayacağını poliçe sahibine iletiyor.

Bahse konu iki olayda da alenen hırsızlık olduğu halde bu iki durum sigorta kapsamı dışında kalıyor ve teminat ödenmiyor… Gerekçe olarak da Hırsızlık Poliçesi Genel Şartları öne sürülüyor.

Hırsızlık Poliçesi Genel Şartları’nda ne deniyor?

 1 Ağustos 1996 yılında yürürlüğe giren Hırsızlık Sigortası Genel Şartları’nda “Bu sigorta ile poliçede belirlenen sigortalı yerde hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüsün; 1.1. Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, 1.2. Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, 1.3. Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek, 1.4. Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, 1.5. Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle, yapılması halinde sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararlar, teminat altına alınmıştır. Teminat poliçede belirtilmek şartıyla yukarıda sıralanan riziko gruplarından sadece biri veya birkaçı için de verilebilir” deniliyor.

Özetle sigorta yapılan mekana kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlama yoksa tırmanarak ya da aşma yoluyla girilmemişse, kaybolan, çalışan ya da haksız yere elde edilen anahtar ya da şifre yardımı kullanılmamışsa, hırsız gizlice girip içeride saklanmamışsa, öldürme, yaralama, zor ve şiddet yoluyla fiili gerçekleştirmemişse; yapılanlar “aşırma”ya girer ve sigortadan zırnık alamazsınız…

TCK’ya hırsızlık Sigortaya göre aşırma

Genel Sigortacılık Kanuna göre suç olmayan aşırma Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre ise "hırsızlık" olarak değerlendiriliyor.

Türk Ceza Kanunu’nun 10. Bölümünde Malvarlığına Karşı İşlenen Suçlar kısmında 141’den 149’a kadar olan maddeler hırsızlığın tanımını ve verilecek cezaları kapsıyor.

141. Maddede hırsızlık “(1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.(2) Ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji de, taşınır mal sayılır” şeklinde tanımlanıyor.

TCK’da “aşırma” diye bir kavram yer almıyor. Fiillerin tamamı “hırsızlık” olarak değerlendiriliyor.

Sigortacılar ayrıca bu “aşırma” kavramını “bütünün içerisinde bir parça almak” olarak da tanımladığından vatandaşın canını yakıyor.

Peki bu durumda neler yapılabilir?

Sigorta şirketleri bu tür durumlarda ilk refleks olarak başvuruya ret cevabı vermeye eğimli oluyorlar… Şayet vatandaş poliçenin peşine düşmez ve hakkından vazgeçerse bu durum sigorta şirketlerinin işine geliyor. Çünkü poliçe sahibinin hakkını araması için mahkemeye gitmesi gerektiğini ve birçok insanın mahkemeyle uğraşamayacağını ya da avukatlara para vermek istemeyeceğini biliyorlar… 

Sigorta şirketleri “Aşırma” deyip hasarı ödenmediğinde ne yapılabilir? Yazının devamı için tıklayınız…

Aşırma denilip ödenmediğinde ne yapılabilir?

Yorumlar1

  • Dilek Kolukısa 6 yıl önce Şikayet Et
    Hırsızlık ile dolandırıcılık kavramlarını ayrı tutmak gerek , zira kapsam dışı kaldığı belirtilen olaylar dolandırmaya giriyor
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat