Bunlar da benim 3 Çılgın Projem!
- GİRİŞ02.11.2011 16:00
- GÜNCELLEME02.11.2011 16:00
'Türkiye kadar gündemi hızlı değişen başka bir ülke daha var mıdır' diye sorsalar yanıtım 'hayır' olurdu. O kadar dinamik ve değişken ülke gündemine sahibiz ki neredeyse yetişmek imkansız hale geldi.
12 Haziran seçimlerini atlatalı henüz altı ay oldu. O dönemde Türkiye'nin gündemi bambaşka idi. Seçime damgasını vuran konulardan biri de 'çılgın projeler'di. Heyecanlandırdı, umutlandırdı henüz bekleyişlerimiz ve gerçekleşeceğine dair ümitlerimiz sürüyor.
Zaman içerisinde bu çılgın projelere katkım olsun diye ben de 3 yeni çılgın proje geliştirdim. Siyaset meydanlarında verilen sözler kadar büyük olmasalar da kendi çapında bir hayli işe yarayacağına inanıyorum.
Projelerden biri trafikteki araçlar diğeri binalar üçüncüsü de her ikisini de kapsayacak şekilde... Duyduğunuz da 'benim de aklıma gelmişti' veya 'bu zaten var' diyeceğiniz türden projeler olsa da ortak sorunlara çözüm olması açısından açıklamak istiyorum...
VARAN 1: DİJİTAL VE SENSÖRLÜ PLAKALAR
Türkiye'de araçlara takılan plakalar hala bakalitten yapılma. Araçlara kimlik kazandırmanın ve üzerinde harf ve rakamlar bulundurmanın dışında hiçbir işlevi yok...
Türkiye'nin en büyük sorunlardan birine çare olacağını düşündüğüm Dijital Plakalar trafikte kırmızı ışık ihlallerini, emniyet şeridi işgalini, aşırı tonaj taşımayı, hız limitlerinin aşılmasını engellemeyi vb birçok konuyu çözebilir...
Hatta bununla da kalmaz barkod benzeri bir sistemle aracın ruhsat bilgilerini de içerebilir. Nasıl mı? Cevabı gayet basit üstelik proje bırakın Türkiye'yi dünyada bile önemli bir değişimi başlatabilir...
Araçların ön ve arka plakaları yerine yerleştirilecek çipler ve dijital panolarla Türkiye'nin en büyük sorunlarından olan kırmızı ışık ihlali, emniyet şeridi işgali gibi sorunlar çözülebilir.
Yapılması gereken ise çok basit. Plakaya yerleştirdiğiniz çipler aynı zamanda yol kenarlarına ya da kırmızı ışıklara yerleştirecek sensörleri algılama özelliğine sahip olacak.
Sürücü ışık ihlali yaptığında dijital plaka yanıp sönerek kural ihlali yapan ya da emniyet şeridini kullanan sürücüyü ifşa edecek.
Bu yöntemle sürücülerin kurallara uyması sağlanırken, trafik görevlilerine de araçlara cezai işlemle ilgili kolaylıklar sağlanacak.
Sadece bununla sınırlı değil tabi, ağır vasıtlarda da yasal tonaj miktarının aşılmasında veya tüm araçlarda yollara yerleştirilecek sensörlerle hız limitlerine uyulmasında kolaylık sağlayacak.
Üstelik Sensörler sayesinde araçların hangi bölgede yoğunlaştığı trafiğin nerede tıkandığı vb çoğaltabilecek bir çok konuda katkı sağlayabilecek bir düşünce...
Buna ek olarak ruhsat bilgilerini de bizzat içerisinde barındırıp sürücüyü ruhsat taşma, ruhsatın çalınması gibi dertlerden kurtarırken trafik polislerine de verilecek barkod okuyucu benzeri bir cihazla denetimlerini kolaylaştıracak...
VARAN 2: DÜNYANIN ŞAHESERLERİNİ HER SOKAĞA GETİRMEK
Nasıl olacak bu dediğinizi duyar gibiyim. Aslında bu da son derece kolay ve pratik bir proje daha çok belediyeleri ilgilendiriyor. Üstelik de şehrinin imajını düşünen belediyeleri daha çok ilgilendiriyor.
Dünyada sayısız tarihi ve görkemli mimari var. Bu mimariler Cumhuriyet'in başlangıcından beri kaybolan estetik mimari anlayışını geri getirecek.
Bir sokak düşünün binaları, dayanıklı, risk oluşturmayacak yapı malzemeleri kulllanılarak, kimisi Taj Mahal'e kimisi Kremlin Sarayı'na kimisi de Eyfel Kulesi'ne benzetilmiş.
Üstelik bu yöntemle şehir fazlasıyla turizm için de cazip bir merkez konumunu alabilir. Şehirdeki binaların tekdüze görüntüleri kaybolurken, daha renkli eğlenceli turist çeken yapılara dönüştürülebilir...
VARAN 3: GEREKLİ ŞARTLARI YERİNE GETİRİLEN HER BİNAYA KAT ÇIKMA HAKKI
Türkiye'nin hangi şehrine giderseniz gidin en büyük problem araç sahipleri için park yeridir. Her ne kadar yeni yapılan inşaatlarda şart koşulsa da binaların altına otopark yapılması kuralına genellikle uyulmaz.
Binaların alt katları dükkan olarak değerlendirilir. Ya da genelde fazladan bir daire yapmak için kullanılır. İstatistiklere göre Türkiye'de 15 milyon araç var ve her geçen gün bu sayı artıyor.
Üçüncü ve de en zor çılgın projem de evlerin altını tamamen garaj olarak kurgulanması.
Özellikle büyük şehirlerde zemin, kot, giriş altı vb daireler mevcut. Şahsi kanaatim bu daireleri insana saygısızlıktır.Pencereleri kaldırım hizasında evler, yada bir cepheden görülen diğerinden görünmeyen daireler sevimsiz ve sağlıksız duruyor.
Projemin ayrıntıları şu şekilde. Projem her binaya 1 veya binanın durumuna göre birden fazla ek kat çıkmak.
Merkezi ve yerel yönetimler eliyle yapılacak bu işte öncelik fiziki koşulları taşıyan binalara verilecek.
Diğer binalarda da mümkünse kolon ve temel güçlendirme işlemleri yapıldıktan sonra aynı işlem gerçekleştirilecek. Binaların giriş kısımları tamamen fiziki şartlara uygun hale getirildikten otopark olarak kullanılacak. Bu sayede deprem riskinin ağır kayıplarının önüne geçilecek.
Ayrıca Türkiye'deki istisnasız her aracın kaskosunu yaptırmak şart koşulacak.
Bu çılgın projemle inşaat sektörünü bir hayli canlanırken sigorta sektörü de bundan faydalanacak. Ayrıca araçların boşaltığı sokaklar hem araç hem de yaya trafiğini bir hayli rahatlatacak...
Fazla hayali veya uçuk kimine göre de imkansız gelebilir belki ama bence hiç de öyle zor değil. Ama adı da üstünde Çılgın Proje...
Hakan Göksel - Haber 7
Twitter: hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com
Yorumlar4