Kentsel dönüşüm için vatandaş ne diyor?

  • GİRİŞ19.11.2011 13:00
  • GÜNCELLEME19.11.2011 13:00

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'seçim kaybetme pahasına' uygulamaya koyacağını söylediği Türkiye'yi kapsayacak kentsel dönüşümün ayrıntıları yavaş yavaş belli oluyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’yi kapsayacak kentsel dönüşümün ayrıntılarını geçtiğimiz hafta anlattı. Bayraktar'ın sözlerinden kısaca yapılacakları özetlemek gerekirse;
* Örneğin; vatandaşın dairesi 70 bin lira. 120 bin liralık daire vereceğiz. Aradaki farkı 20 sene vadeli faiz ödeyecek. Sadece enflasyon farkı alınacak.
* Yerinde yapma imkânımız varsa yerinde bina yapacağız. Bitene kadar kira yardımı vereceğiz. Yerinden yapamıyorsak, “Biz sana başka yerden konut vereceğiz” diyeceğiz.
* Eğer hiçbir alternatifi kabul etmezse kamulaştırmaya gideceğiz. Mahkeme, bilirkişi ne takdir ediyorsa o bedeli alacak, ondan sonra biz de yolumuza devam edeceğiz.
* Vatandaşın hiç iskânı, imarı yok ama üstünde binası varsa vatandaşa enkaz bedeli verilecek. Eğer arsa kendisininse arsa bedeli artı enkaz bedeli verilecek.
şeklinde gerçekleşecek...
Sadece İstanbul’da oturulamayacak durumda 14 bin bina olduğunu aktaran Bayraktar, kentsel dönüşümün toplam maliyetinin kaba hesapla 400 milyar doları bulabileceğini söyledi. 
Tüm bu işlemler gerçekleştirilirken Bayraktar'ın tabiri ile 'Binası, evi yıkılacak olan Ali Amca da incitilmeyecek!'
Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden bir tanesi inşaat sektörü! 400 milyar dolarlık bir rakam bırakın Türkiye'yi diğer dünya devletlerinin de iştahını fazlasıyla kabartacak bir rakam! İnşaat alanında amelesinden muteahhitine, inşaat malzemecisinden teknik ekibe ve işin içerisinde bulunacak, şirket ve kamu kurumları, finansman sağlayacak kuruluşlar ve kısaca köşesinden bucağından inşaat sektörü ile uğraşanlar için de adeta tarihi piyango! İşin ekonomik boyutu dışında Allah korusun muhtemel İstanbul depreminin Türkiye'yi 100 yıl geriye götüreceği de ifade ediliyor. Kentsel dönüşümle İstanbul'da yaklaşık 1 milyon 600 bin yapı yıkılıp yerlerine yenisi yapılacak. Çevre düzenlemeleri, sağlayacağı istihdam ve de en önemlisi can güvenliği başlı başına projeye destek için haklı ve geçerli nedenler... 
Dönüşümün yılda yaratılacak yaklaşık 2 milyar dolar kadar bir kaynak çok rahatlıkla 10 yıl gibi bir sürede tamamlanabileceği de bu konunun uzmanları tarafından ifade ediliyor. Kısaca durumun özeti bu!
Peki sokaktaki Ali Amca proje için ne düşünüyor?
Bayraktarın 'Ali Amca' sokaktaki insanların düşüncelerine de kulak vermek gerekiyor. Çarşıda, pazarda, mahalle kahvesinde, pastanelerde bir araya gelen insanların sohbetine konuk oluyorum... 
Oturduğum semt İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Üsküdar! Yeni yapıları saymazsak bulunduğum mahalle ve caddede evlerin en genci 25 yaşında! Hatta sohbetine kulak misafiri olduğum sokaktaki vatandaşın sözleri ile 'Evlerin kumu bile deniz kumundan.' Muhtemel büyük bir depremde ayakta kalma şansları neredeyse yok denecek kadar az. Ama sohbetlerine kulak misafiri olduğum insanların en büyük kaygılarından biri mülkiyetleri üzerindeki haklarının devletçe gasp edilmesi ve yaşadıkları semtlerden başka yere taşınmak zorunda kalmak! Sürecin peyderpey işleyeceğini düşünmüyorlar.. Zaten böyle bir kentsel dönüşüm kararı için toplu değil de kısmı olarak başlanılması işe iyice çıkmaza sokar ve 100 yıl sürer. İşin içerisinde hukuk da girince işler iyice uzar ve içinden çıkılmaz bir hal alır sonuç olarak mutabık oldukları çıkarılacak kanunla bu işi toptan çözmek... 
Sadece kaygıları bunlarla da sınırlı değil, kentsel dönüşüm sonrasında oturdukları semtlerdeki evlerin fiyatının en az yüzde 50 artacağı görüşü de hakim! Onların ifadesiyle bugün 200 bin lira civarındaki evlerinin değeri ilerde 500 bin lira olabilir. İster istemez semtlerinden olmaları hem yaşadığı çevreyi kaybetmeleri açısından hem de mallarına biçilecek bedel açısından zarar edecekleri görüşünde! Kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunun da farkındalar... Örneğin onları hesaplamaları ile evlerinin yerine yapılacak modern evler için devletin talep edeceği para 50 bin lira gibi olursa bu rakam makul değil ama 20 bin liraya dünden razılar... 
Çözümden yana olan fikirlerden biri de mahallelerinde bir parselde bulunan evlerin topluca yıkılarak yerine yapılacak binalar modern ve sağlam olacağı için mevcut binadaki kat sayısını yeni binada iki katına çıkarılması! Bu yapılırsa semtlerini terk etmemiş olacaklar... Ayrıca onlarca binada yaşayanlar yüksek ve çok katlı birkaç binaya sığabileceğinden boş alanlar yol veya yeşil alan olarak kullanılabilecek. Müteahhitler maliyetlerini ekstra çıkacağı katlardan çıkartabilecek! Üstelik yeni bina maliyetlerinin kendilerine yansıması en aza indirilebilecek!
Kaynak konusunda da sokaktaki insanın tereddütleri var. Kimisi böyle bir dönüşümün ekonomiye zarar getireceğine borçlanmaların artacağına kaynak bulmak konusunda sıkıntı yaşanacağına inanırken kimisi de tam aksine ekonominin canlanacağını, istihdamın artacağını ve kaynak bulmanın çok kolay olacağını düşünüyor. Üstelik bu projeye dış devletlerden de finansmanın kolayca bulunacağına inanıyor... Hatta imkanları olsa hemen inşaat sektörüne girecekler, çünkü geleceği çok parlak... 
Hassasiyetleri bunlarla sınırlı değil! Örneğin sadece oturdukları evleri değil evlerinin etrafındaki vakıf eserleri, türbeler konusunda da hassaslar... Biri 'o işin kolayı var şimdi öyle bir mezarı kökünden alıp başka bir yere taşıyabilirler' derken bir diğeri itiraz edip 'onu yapmak kolay değil' deyip mahallelerinde geçmişte bir kepçenin mezar kaldırırken yaşadığı sorunları anlatıyor. 
Arada bir umutlar tükendiğinde efelenmeleri artsa da yine de boyunları kıldan ince devlete karşı! Ama neticede hem bilgilenmeleri eksik hem de kafaları karışık! 
Kısacası kentsel dönüşüm sadece binaları yapmakla sonuçlanacak bir proje değil binaları yaparken 'gönülleri de yapmak' gerekiyor...  

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye'yi kapsayacak kentsel dönüşümün ayrıntılarını geçtiğimiz hafta anlattı. Bayraktar'ın anlattıklarından kısaca yapılacakları özetlemek gerekirse;

"* Örneğin; vatandaşın dairesi 70 bin lira. 120 bin liralık daire vereceğiz. Aradaki farkı 20 sene vadeli faiz ödeyecek. Sadece enflasyon farkı alınacak.

* Yerinde yapma imkânımız varsa yerinde bina yapacağız. Bitene kadar kira yardımı vereceğiz. Yerinden yapamıyorsak, “Biz sana başka yerden konut vereceğiz” diyeceğiz.

* Eğer hiçbir alternatifi kabul etmezse kamulaştırmaya gideceğiz. Mahkeme, bilirkişi ne takdir ediyorsa o bedeli alacak, ondan sonra biz de yolumuza devam edeceğiz.

* Vatandaşın hiç iskânı, imarı yok ama üstünde binası varsa vatandaşa enkaz bedeli verilecek. Eğer arsa kendisininse arsa bedeli artı enkaz bedeli verilecek." diyor...

Sadece İstanbul’da oturulamayacak durumda 14 bin bina olduğunu aktaran Bayraktar, kentsel dönüşümün toplam maliyetinin kaba hesapla 400 milyar doları bulabileceğini söyledi. 

Tüm bu işlemler gerçekleştirilirken Bayraktar'ın tabiri ile 'Binası, evi yıkılacak olan Ali Amca da incitilmeyecek!'

TARİHİ PİYANGO: KABA MALİYET 400 MİLYAR DOLAR

Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden bir tanesi inşaat sektörü! 400 milyar dolarlık bir rakam bırakın Türkiye'yi diğer dünya devletlerinin de iştahını fazlasıyla kabartacak bir rakam!

İnşaat alanında amelesinden muteahhitine, inşaat malzemecisinden teknik ekibe ve işin içerisinde bulunacak, şirket ve kamu kurumları, finansman sağlayacak kuruluşlar ve kısaca köşesinden bucağından inşaat sektörü ile uğraşanlar için de adeta tarihi piyango!

İşin ekonomik boyutu dışında Allah korusun muhtemel İstanbul depreminin Türkiye'yi 100 yıl geriye götüreceği de ifade ediliyor.

Kentsel dönüşümle İstanbul'da yaklaşık 1 milyon 600 bin yapı yıkılıp yerlerine yenisi yapılacak. Çevre düzenlemeleri, sağlayacağı istihdam ve de en önemlisi can güvenliği başlı başına projeye destek için haklı ve geçerli nedenler... 

Dönüşümün yılda yaratılacak yaklaşık 2 milyar dolar kadar bir kaynak çok rahatlıkla 10 yıl gibi bir sürede tamamlanabileceği de bu konunun uzmanları tarafından ifade ediliyor. Kısaca durumun özeti bu!

Peki sokaktaki Ali Amca proje için ne düşünüyor?

Bayraktarın 'Ali Amca' sokaktaki insanların düşüncelerine de kulak vermek gerekiyor. Çarşıda, pazarda, mahalle kahvesinde, pastanelerde bir araya gelen insanların sohbetine konuk oluyorum... 

Oturduğum semt İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Üsküdar! Yeni yapıları saymazsak bulunduğum mahalle ve caddede evlerin en genci 25 yaşında! Hatta sohbetine kulak misafiri olduğum sokaktaki vatandaşın sözleri ile 'Evlerinin kumu bile deniz kumundan!'

Muhtemel büyük bir depremde ayakta kalma şansları neredeyse yok denecek kadar az. Ama sohbetlerine kulak misafiri olduğum insanların en büyük kaygılarından biri mülkiyetleri üzerindeki haklarının devletçe gasp edilmesi ve yaşadıkları semtlerden başka yere taşınmak zorunda kalmak!

Sürecin peyderpey işleyeceğini düşünmüyorlar.. Zaten böyle bir kentsel dönüşüm kararı için toplu değil de kısmı olarak başlanılması işe iyice çıkmaza sokar ve 100 yıl sürer.

İşin içerisinde hukuk da girince işler iyice uzar ve içinden çıkılmaz bir hal alır sonuç olarak mutabık oldukları çıkarılacak kanunla bu işi toptan çözmek... 

Sadece kaygıları bunlarla da sınırlı değil, kentsel dönüşüm sonrasında oturdukları semtlerdeki evlerin fiyatının en az yüzde 50 artacağı görüşü de hakim! Onların ifadesiyle bugün 200 bin lira civarındaki evlerinin değeri ilerde 500 bin lira bile olabilir.

İster istemez semtlerinden olmaları hem yaşadığı çevreyi kaybetmeleri açısından hem de mallarına biçilecek bedel açısından zarar edecekleri görüşündeler!

Kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunun da farkındalar... Örneğin onları hesaplamaları ile evlerinin yerine yapılacak modern evler için devletin talep edeceği para 50 bin lira gibi olursa bu rakam makul değil ama 20 bin liraya dünden razılar... 

Çözümden yana olan fikirlerden biri de mahallelerinde bir parselde bulunan evlerin topluca yıkılarak yerine yapılacak binalar modern ve sağlam olacağı için mevcut binadaki kat sayısını yeni binada iki katına çıkarılması! Bu yapılırsa semtlerini terk etmemiş olacaklar... Ayrıca onlarca binada yaşayanlar yüksek ve çok katlı birkaç binaya sığabileceğinden boş alanlar yol veya yeşil alan olarak kullanılabilecek.

Müteahhitler maliyetlerini ekstra çıkacağı katlardan çıkartabilecek! Üstelik yeni bina maliyetlerinin kendilerine yansıması en aza indirilebilecek!

Kaynak konusunda da sokaktaki insanın tereddütleri var. Kimisi böyle bir dönüşümün ekonomiye zarar getireceğine borçlanmaların artacağına kaynak bulmak konusunda sıkıntı yaşanacağına inanırken kimisi de tam aksine ekonominin canlanacağını, istihdamın artacağını ve kaynak bulmanın çok kolay olacağını düşünüyor.

Üstelik bu projeye dış devletlerden de finansmanın kolayca bulunacağına inanıyorlar... Hatta imkanları olsa hemen inşaat sektörüne girecekler, çünkü geleceği çok parlak... 

Sıkıntı olacak semtlerin de var olduğunu düşünüyorlar... Örneğin iki sokak ya da mahalle aşağılarında hem şimdiki ev bedelleri bir hayli yüksek üstelik iktidar yanlısı olmayan semt sakinleri de var. Sohbettekilere göre onları ikna etmek de hayli zor olacak.. 

Hassasiyetleri bunlarla sınırlı değil! Örneğin sadece oturdukları evleri değil evlerinin etrafındaki vakıf eserleri, türbeler konusunda da hassaslar...

Biri 'o işin kolayı var şimdi öyle bir mezarı kökünden alıp başka bir yere taşıyabilirler' derken bir diğeri itiraz edip 'onu yapmak kolay değil' deyip mahallelerinde geçmişte bir kepçenin mezar kaldırırken yaşadığı sorunları anlatıyor. 

Arada bir umutlar tükendiğinde efelenmeleri artsa da yine de boyunları kıldan ince devlete karşı!

Ama kenstsel dönüşüm sonrası o modern İstanbul'u, semtleri, çarşıları hayal edince de yüzlerine tebessümler konuyor.  

Neticede hem bilgilenmeleri eksik hem de kafaları karışık! Bir kentsel dönüşüm başlatılacaksa eğer beraberinde mutlaka 'kentsel bilgilendirme' nin başlaması şart!

İnsanları kendinizi ifade etmeden evlerini yıkmaya çalışmak dünyanın en hüç uğraşlarından biri olur! O yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlı tüm medya kuruluşları aracılığıyla bilgilendirme çalışmalarını da kentsel dönüşüm sürecinde gerçekleştirmesi gerekiyor... 

Konuşulanları aktardığın topluluk 17 milyonluk İstanbul'da belki birkaç kişiden ibaret sokağın tamamını temsil etmiyor. Üstelik bu işin uzmanı da değiller. Ama onlar birinci derecede etkilecek milyonlarca insanın birer örneği bu yüzden anlattıkları da önemli... 

Kısacası kentsel dönüşüm sadece binaları yapmakla sonuçlanacak bir proje değil binaları yaparken 'gönülleri de yapmak' gerekiyor...  

Hakan GÖKSEL - Haber 7
Twitter: hakan_goksel
 hakan.goksel@haber7.com

Yorumlar5

  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    kentsel dönüşüm ne oldu. devlet kontrol etsin vatandaş yapabiliyorsa karışmasın. bazı bölgelere 2 kat çıkma hakkı daha verilse mütahitle anlaşıp vatandaş evini yaptırır. hadi yeni bir depremi beklemeyelim.
    Cevapla
  • mete bilge 14 yıl önce Şikayet Et
    KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL KENTSEL BÖLÜŞÜM. Neyi neye dönüştürüyorlar? Ali den al Veli ey sat. komisyonu al.Tüccar devlet mantığı. Ha köyleri yakıp boşaltmışsın, Ha insanları kentsel dönüşüm adı altında yerinden yurdundan ediyorsun. Farkı var mı? Tarih birgün bu haksızlığı elbette yazacak.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kemal Demir 14 yıl önce Şikayet Et
    AKP vatandaşın elinden malını gasp etmek için yeni bir bahane... daha bulmuştur!. Toki inşaatlarını yapan hep yandaş firmaları, belli seçilmiş kişiler!. Yasa gücüyle gecekondu gariplerinin elde kalan bir avuç topraklarına da göz diktiler, ya vereceksin ya da kamulaştırıp seni de burdan defedeceğiz diyorlar.. Ne diyelim zalimin zulmü varsa mazlumun Allahı var!. Sonuna kadar direniş selam Ebuzer'lere, halkın dostlarına kahrolsun Faşizm ve yardakçı sansürcü medyası..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mert kara 14 yıl önce Şikayet Et
    Türk filmlerindeki gibi. Zengin mütehhait gelir garibanın elinden evini alır, yerinden olur, şehrin dışında bir yere itilir. .Yapılan yeni binalarda lüks fiyata zenginlere satılır. dar gelirli vatandaş ayda 800 1000 tl nasıl taksit ödesin. toki bu işlerden kar ve rant sağlıyor bence. maliyetle ilgili sıkıntıları yok.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • mete bilge 14 yıl önce Şikayet Et
    VATANDAŞ BİRŞEY DİYEMEZ GAYRI. Davul da tokmak ta hükümetin elinde. VAtandaş birşey diyemez. Kaldı ki Toki nin aldığı kararlara mahkeme yolu kapalı artık. Mahkemelere gidemiyorsunuz, Ya verilene, teklif edilene razı olacaksınız, bu durumda çoğu vatandaş borçlanacak, yada pılını pıtını topla al enkaz paranı git denilecek. Kusura bakmasınlar durum böyle..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat