Bilim Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün 2011 yılının başında girişimcilik destek programı kapsamında ilk defa işyeri açacaklara 27’şer bin lira hibe desteği sağlanacağını açıklamıştı.

Söz konusu 27 bin liranın 5 bin lirası işletmenin kuruluşu sırasında, 10 bin lira kuruluş döneminde makine teçhizat ve ofis donanımı için geri kalan 12 bin lira da işletme giderlerine destek olmak amacıyla her ay biner lira şeklinde ödenmesi kararlaştırılmıştı.

Bu doğrultuda KOSGEB de, ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması, başarılı ve sürdürülebilir işletmelerin kurulması, girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması, İş Geliştirme Merkezlerinin kurulması ile girişimciliğin geliştirilmesi, istihdamın artırılması, yerel dinamiklere dayalı girişimciliğin desteklenmesi amacıyla girişimcilik destek programını başlattı...

Programla amaçlanan Türkiye'de ilk defa iş kuracaklara ve girişimcilere destek sağlamak, onları teşvik etmek ve önlerini açmaktı...

Ama her şeyin anlatıldığı gibi olmadığını bir dost meclisindeki sohbet esnasında anladım... Bürokrasinin hantal işleyen yapısı girişimcilerin hızına yetişmede aciz kalırken çok sayıda onaylanan proje hibelerin ödenmemesi nedeniyle hayatta kalma savaşı veriyor.

KOSGEB'in desteği ile yurt dışında gözlemlediği hızlı tüketim sektörüne dair bir 'fast food' işletmesini Türkiye açmak isteyen girişimci tanıdığım varını yoğunu bir iş kurabilmek için seferber etmiş çocuklarına bir gelecek kurmayı planlamıştı.

Bu amaçla KOSGEB'in hibe programına başvurmuş aldığı eğitim sonrasında hazırladığı iş fikri ile en iyi proje olmayı hak etmişti.

13 iş fikri içerisinde tek onay alan proje olduktan sonra hemen kolları sıvadı ve maddi gücünün elverdiği kadarıyla kendi imkanları ile eşinden dostundan maddi destek de alarak birkaç ay önce açılışı yaptı.

Hibeyi alana kadar işleri yoluna koymayı planlıyordu. Ama beklediği gibi olmadı. Dört aydır kendi imkanları ile kurduğu işletmesini ayakta tutmaya çalışıyordu ve kendi tabiri ile ayakta duracak gücü kalmamıştı.

Sohbeti sırasında 'elbette ben bu işi kurarken KOSGEB'ten gelecek paraya güvenmedim ama sözlerine inandım!' diyordu... Dayanacak gücü kalmadığını belirtiyor kapatmayı düşündüğünü anlatıyordu.

Hibeyle ilgili aşındırmadığı kapı kalmadığını söylerken bir hayli buruktu. KOSGEB'in parayı bir türlü ödemediğinden yakınıyordu. Önce evrakların eksik olduğu sonra ödeneğin bittiği söylenip ödemelerin 2012 yılına sarkacağı cevabını alınca hayal kırıklığına uğramıştı. Ödemelerin 6 aya kadar uzayabileceğinin söylenmesi sinirlerine tavan yaptırmıştı. Sözleri gerçi ayan beyan ortaya koyuyordu:

"Varımı yoğumu bu işe döktüm... Proje en hazır iş fikri idi ve ilk onayı biz aldık. Paranızı almanız 14 gün sürer dediler önce bekledik günü geldi bu sefer de evraklarınız eksik dediler. Onu da hallettik. Tam rahatlayacağız derken bir de bu yıl kontenjan doldu ödemeler 2012'de yapılacak dedikler... 6 ay süreceğinden bahsediyorlar. Zaten aylardır masrafları borç harç bulup cebimden karşılıyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı. KOSGEB burada devreye girmeyecek de batınca mı ödeyecek parayı? Biz hazır proje olmamıza rağmen bu kadar sıkıntı çekiyorken kim bilir bizim durumumuzda olan kaç kişi var... Kredi bile talep etmedik sadece hibe kısmını alabilsek rahatlatır bizi ama hangi kapıyı çalsam yüzüme kapandı. Köprüde görürsen beni şaşırma!"

***

Türkiye'nin en büyük sermayesinin girişimci ruh olduğu her toplantıda ifade ediliyor ama o girişimci ruhun elinden tutması gereken yapı 'Hantal' olunca, KOSGEB'in hibe desteği tıpkı bu örnekte olduğu gibi 'köstek'e dönüyor...

Hakan GÖKSEL - Haber 7
Twitter: hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com