Babacan'ın 'taş koyduğu' ekonomistler!
- GİRİŞ21.01.2012 09:30
- GÜNCELLEME21.01.2012 09:30
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın en son TÜSİAD'ın 42. Genel Kurulu'nda da ısrarla vurguladığı bir konu vardı. Daha önceki konuşmalarında da bu konuya açıklık getirmişti.
Israrla dezenformasyon pompalayanların, kamuoyunun algısını yönettiklerini biliyordu. İkna olmayacaklarının farkındaydı ama amiyane tabirle meydanı da bunlara bırakmak istemiyordu...
Türkiye 2011 yılını yüzünün akıyla tamamladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilere göre 2011 yılının ilk çeyreğinde, Türkiye’nin yüzde 11 büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu.
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 8.8 büyüdü ve dünyanın en hızlı büyüyen ikinci Avrupa'nın ise birinci ekonomisi oldu. Türkiye 3. çeyrekte de yüzde 8.2 büyüyerek Çin’in ardından en hızlı büyümeyi gerçekleştirdi.
Üç çeyrekteki toplam büyüme ise yüzde 9,6'ya ulaştı...
Son çeyrekte ise bazı çevrelerce Türkiye'nin büyüme rakamlarının yüzde 7,5'in üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan TÜSİAD'daki konuşmasında beklentilerinin yüzde 8 olacağını açıkladı.
Türkiye'nin 8 çeyrektir kesintisiz büyümesine bardağın boş tarafından bakmaya alışmış olan içerideki ve dışarıdaki bazı ekonomistler uzun zamandır önemli kozları arasında yer alan 'Cari Açık' rakamlarını gündemde tutuyorlardı.
Türkiye'nin büyümesini tüketim kaynaklı gösterip, üretim olmadığını iddia etmekle meşguldüler.
Bir bakıma haklı sayılabilirlerdi fakat son çeyrekte alınan tedbirlerin işe yaramıyor olduğunu da iddia etmişlerdi.
İstatistiklere göre haklılardı da 2011'in Ocak ayının ilk döneminde 46 milyar 938 milyon dolar olan cari açık Ekim ayının ilk dönemine kadar 73 milyar 71 milyon dolara kadar yükselmişti.
Aynı ayın ikinci döneminde ise 72 milyar 649 milyon dolara geriledi.
Tedbirlerin ilk nüvesi görülmeye başlanmıştı fakat sonrasında Aralık ayı sonunda 75 milyar 337 milyon doları gören cari açık malum çevrelerin eline bir koz daha vermişti.
Merkez Bankası bu son çeyrekte her ne kadar alınan tedbirlerin cari açığı düşüreceğini söylese de rakamsal veriler muhaliflerin daha fazla işine yarıyordu.
Sonunda Merkez Bankası'nın Ocak ayı beklenti verileri açıklanınca yıl sonu için beklenen yaklaşıl 13 milyar dolarlık düşüş bu kozu da ellerinden aldı.
İşsizlik rakamları konusunda ellerinde muhalefet edecek bir durum yoktu.
Beklentileri yükseleceği şeklinde olsa da 2011'in Ocak ayın başında yüzde 11,1 olan işsizlik Ekim ayı verilerine göre yüzde 9,1'e kadar inmişti.
Bu yıl Türkiye ekonomisinin en zayıf karnı enflasyon oldu.
2004 yılından bu yana yüzde 10,45 ile en yüksek seviyeye çıkan enflasyon en son 2008'de çift haneli olmuştu.
Geçmiş dönemlere TÜİK verilerinden bakılırsa Türkiye’nin 1993-2002 dönemlerindeki ortalama TÜFE yüzde 70,4’tü, 2010 yılında son 41 yılın en düşük değeri yüzde 6,4’ü gördük.
Bu konu geçmiş ile kıyaslanırsa ve 2012 beklentilerine bakılırsa (yüzde 7,22) sadece geçiş dönemi sorunu olarak görülebilir...
Nitekim bu yıl enflasyonun çift haneli olmasının ardında enerji fiyatlarının yanı sıra artışın en büyük kaynağı alkollü içecekler ve tütün grubundaki artış oldu.
Burada özellikle ABD'deki ekonomik kriz ve Avrupa ülkelerinde hala kangren olan borç krizinin etkilerini dikkatlerden kaçırmamak gerekiyor.
Gelelim asıl meseleye...
Rekor büyüme oranları sonrasında 2012 ve 2013 yılı Türkiye'nin ekonomik büyümesi etrafında birçok tahminler ortaya atıldı.
IMF (yüzde 2,5), Dünya Bankası (yüzde 2,9), OECD (yüzde 3), diğer büyük bankalardan Goldman Sachs (yüzde 0.5), Morgan Stanley (yüzde 2.7), JP Morgan (yüzde 2.5), Citigroup (yüzde 2.5′) büyüme öngörüyor.
Hatta aralarında öyle kötümserler var ki Bank of America Merrill Lynch Türkiye 2012'de ilk iki çeyrekte eksi büyüme ve resesyon görürken yılın tamamında yüzde 0 büyüme beklentisi ile komik duruma düşüyor...
Tabi dışarıdan bu kadar kötümser ve mesnetsiz bakış açıları artınca da içerideki hazımsızlara gün doğuyor.
Bu yıl beklenen yüzde 4 civarındaki büyümeyi sanki Türkiye yüzde 8 büyümelerden yüzde 4 daralmaya düşecekmiş gibi lanse ediyorlar...
Bu yüzden Türkiye ekonomisine ilişkin kafa karışıklığını gidermesi bakımından Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın son konuşmasında da tekrar ettiği "2012 yılında yüzde 4'lük bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz. Bazen 7.5-8'den yüzde 4'e inişi, 'daralma' diye sunuyorlar ve 'geriye gideceğiz' yorumu yapıyorlar. İşler 2011'den daha kötü olacak gibi bir algı var. Fakat, bunlar büyüme hızları. 2012 yılı, 2011'den daha iyi bir yıl olacak her açıdan" sözlerini dikkate almakta fayda var...
Şimdi tüm bunları söyledik diye bir de yandaş diyecekler ama neyse ki veriler ortada...
Hakan Göksel - Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com
Yorumlar2