Türkiye'de cari açık tartışmalarının arttığı dönemde, ABD ve Avro Bölgesinin krizde olması nedeniyle, 21 Eylül 2011'deki yazımda bir öneride bulunmuştum... 

Küresel kriz mağduru gelişmiş ekonomilerin yeniden toparlanma sürecine girmeden Türkiye'nin elini çabuk tutması gerektiğini ve 2023 hedefine atıfta bulunarak eğer dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak isteniyorsa "Türkiye yabancı sermayeyi reel sektöre yöneltmenin yollarını da açmalı... Yatırım ortamının iyileştirilmesi, teşviklerin artırılması ve mevcut olanların daha iyi hale getirilmesi, şirket evliliklerinin teşviki, şirket satın almalarının yolunun açılması sağlanmalı. Şirket evlilikleri ve satın almalarında Türkiye gerekirse özel sektörün pazarlamasını ekonomi yönetimi eliyle gerçekleştirmeli..." önerisinde bulunmuştum. Yani dünya krizinin Türkiye için bir fırsat olabileceğini öngörmüştüm... 

O dönemde cari açık tartışmaları çok yoğun olduğu için önerim biraz afaki kalmıştı. Ama bugün gelinen noktada 'Türkiye'yi ekonomik anlamda uçuracak' bir teşvik paketini Başbakan Erdoğan 5 Nisan Perşembe günü açıkladı.

Yeni Teşvik Paketinde özetle ''KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği, KDV iadesi desteği yer alıyor.

61 farklı gösterge ile 81 ilin özellikleri incelenmiş ve sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyine göre 6 ayrı bölgede sınıflandırılmış.

Yeni sistemle, cari açığın azaltılması amacıyla, ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin, ülkemizde yatırım ve üretiminin artırılmasını hedefleniyor.

Ayrıca eğitim, demiryolu ve deniz yolu ile yük ve yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, madencilik yatırımları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları paket kapsamında 5. bölgeye verilen teşviklerden yararlanabiliyor.

Arge'ye yönelik ortak girişimler stratejik yatırımlar ve lokomotif sektörler özellikle destekleniyor.

Paket 1 Ocak 2012'den itibaren yapılan yatırımları kapsıyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki 6. bölgeye ait şehirlere yapılacak yatırımlar ise yatırımcı olmayanı bile cezbedecek kadar iyi planlanmış..."

Paket, Türkiye'ye büyük bir sıçrama yaşatacak ve az gelişmiş bölgeleri adeta şahlandıracak bir paket olduğu hem iş dünyası tarafından hem de uzmanlar tarafından kabul gördü...

Bu zamana kadar hazırlanan paketler içerisinde en genişi ve en kapsamlısı olan bu teşvik paketinin yerli ve yabancı yatırımcıyı fazlasıyla cezbedeceğini şimdiden tahmin etmek mümkün...

Bu kadar kapsamlı bir teşvik paketi hazırlamakla işin bittiğini düşünmek yanılgı olabilir...

Elbette zamanla paketin içeriğine dair bazı düzenlemeler, güncellemeler ya da iyileştirmeler yapma imkanı da göz önünde bulunduruldu ve ifade edildi... Ama akibetinin diğer teşvik paketleri gibi az başarılı olmaması için 2 önerim olacak...

Verilen teşviklerin sağlam bir denetim mekanizması tarafından mutlaka denetlenmesi gerekiyor...

Birincş önerim yatırım yapacaklara devlet eliyle paketin anlatılmasından öte danışmanlık hizmeti verilmesi ve her ilde kurulacak özel ekiplerle verilen teşviklerin, planlamasından çarkların dönmeye başladığı tarihe kadar adım adım denetlenmesi paketin başarısını büyük oranda katkı sağlayacaktır...

Ayrıca bu ekiplerin kurulması yeni istihdam alanları da sağlayabilir...

İkincisi de yabancı yatırımcıları ülkemize doğrudan çekebilmek için bir ticaret heyeti hazırlanarak ülke ülke paketi ve fırsatları anlatabilir...

Benden önermesi bakalım devlet büyükleri sesimizi ne kadar duyacak?

Hakan Göksel   /   Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com