Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın talihsizliği!
- GİRİŞ06.10.2012 09:43
- GÜNCELLEME06.10.2012 11:43
Türkiye enerji konusunda özellikle gaz ve petrol ürünlerinde dışarıya bağımlı...
İnişli çıkışlı petrol ve türevleri piyasasında en ufak bir hareketlenme gözlerin kendisine çevrilmesine neden oluyor ve tüm kamuoyu ağzından dökülecek sözlere kilitleniyor...
Çünkü açıklamaları deyim yerindeyse iğneden ipliğe hemen her şeyin üretimini ve tüketimini etkiliyor...
Enerji piyasalarının ipleri de birden çok ülkenin elinde olunca görev yaptığı bakanlığa pek fazla manevra alanı kalmıyor...
Yine de Yıldız'ın "Nükleer santral, rüzgar santralleri, güneş enerjisi" yatırımları konusunda önemli ve stratejik adımların atılmasına, özel sektör yatırımlarının önünün açılmasına çok önemli katkıları oldu.
TPAO'nun petrol ve doğalgaz sondajları konusunda da bir hayli hassas!
Yıldız aynı zamanda küresel piyasalarda yaşanan her dalgalanmada uykusu kaçacak kadar duyarlı...
Enerji piyasaları ise ipleri birden fazla ülkenin ve onlara ait stratejilerin güdümünde olan bir sektör...
Talihsizliklerinin başında ise özellikle kış öncesi elektrik ve gaz zamlarını açıklamak ona düşüyor. İklimlerde meydana gelen değişim bile başarısı üzerinde etkili oluyor
Yıldız Eylül ayının sonunda bir gazeteye verdiği söyleşide önce zam geleceğini duyurdu sonra da kamuoyunda tepki çeken açıklamalar yaptı.
Açıklamadan birkaç gün sonra 1 Ekim'de doğalgaz fiyatları yüzde 9,8 artırıldı, elektriğin toptan satış fiyatı ise 1,89 lira artışla 18,91 den 20,80 liraya çıktı. Elektriğe de yüzde 10,1 oranında zam yapılmış oldu... Zamların anlamı şuydu: Asgari ücret alan bir çalışan gelirinin yüzde 30'unu zamlara yatıracak...
Yıldızın gazeteye verdiği beyanatta sarf ettiği birkaç cümle vardı ki en az zamlar kadar konuşuldu...
Yıldız zammın geleceğini açıkladıktan sonra olası fiyat artışıyla ilgili benzin ve alkol üzerinden verdiği örnekte "Alkollü içeceğe zam yaparak bu yükü yalnızca içenlere mi yüklemek doğru, yoksa içmeyenlerin de olduğu 75 milyon vatandaşımıza da mı bu yükü dağıtalım? Bunun diyalektiği budur. Doğal gaz konusu da böyle... BOTAŞ kendi ayakları üzerinde duramıyor. Biz 75 milyonun tamamına dağıtmaktansa kim neyi kullanıyorsa bedelini ödesin diyoruz...' dedi...
Sanki 74 milyon nüfusun tamamı alkol kullanıyormuş gibi "konuya ayıkamayan" bazı medya kuruluşları tartışmayı eski reflekslerinden de olsa gerek, muhafazakarlık tartışmasının içerisine çekti...
Zarar ettiği zamlar dışında gündeme gelmeyen BOTAŞ ve gaz tarafını ise pek önemsedikleri söylenemez...
Alkol tartışmasına girmeyi doğru bulmuyorum ama diğer örnek ile ilgili rahatsızlığımı da belirtmek isterim.
Alkol uç bir örnek... Alkol değil de başka bir örnek verilmiş olsa idi aynı bakış açısının sağlıklı olacağını ifade etmek zor!
Bugün doğalgaz kullanan il sayısı 67.... Yani nüfusun yüzde 90'ını ilgilendiriyor. Doğalgaza ödenen paralar ve alınan vergiler yine 75 milyon için kullanılıyor.
Yıldızın verdiği örnek alkol değil de belli kesimlerin tepkisine neden olmayacak başka bir tüketim ürünü olsa idi bunu tüketenlerin "Bu köprü benim ödediğim ürünün vergisiyle yapıldı o yüzden bunu tüketenler dışında bu köprüden geçemez" demesi ne kadar doğru olurdu? Örneğin akaryakıt... Gelen zamlar sadece otomobilleri mı etkiliyor?
Sonra "Tamam şehrimize doğalgaz geldi ve sobalı dönemleri çok geride bıraktık. Halkı rahatlattı ama bu yüzden tamamen dışa bağımlı olduk" yorumları yapılırsa burada "Yakan ödesin" örneklemesi "Ne kadar sağlıklı bir bakış açısı olurdu?" tartışılır...
Bakan Yıldız'ın açıklamalarının farklı bir gözle yeniden düşünülmesinin doğru olacağına inanıyorum... Tabi Bakan Yıldız'ın çalışmalarındaki özverinin ve en zor bakanlıklardan birini yönettiğinin farkına varılarak...
Ucuz ve bütçeleri etkilemeyen kendi enerji kaynaklarımıza sahip olduğumuz bir gelecek dileğiyle...
Hakan GÖKSEL / Haber 7
twitter.com/hakan_goksel
hakan.goksel@haber7.com
Yorumlar1