İnternette bazen neyin moda olacağını kestiremiyorsunuz.

Hayal kurmak güçleşiyor ve geriye sadece olan biteni izlemek kalıyor.

İzlemekle kaldığımız için tüm popüler web siteleri ve sosyal paylaşım siteleri ithal zaten.

Şimdilerde oluşan yeni akım, yalan haber sitesi yapmak ve neticeden uydurmak.

Yanlış okumadınız, bildiğiniz yalan haber.

Yapılmayanı yapılmış, söylenmeyeni söylenmiş gibi yazmak.

İlginç olan şey, yalan haberlerin olduğu siteyi yapmak değil aslında.

Daha tuhaf olanı; bu sitelerin ziyaretçi sayısının müthiş artması.

Tüm dünyada popüler olan Theonion.com ile başlayan, ülkemizde de bu fikrin yerelleşmiş hali olan Zaytung ile devam eden bu moda, şimdi butik siteler halinde devam ediyor.

Yani önceden, her konu hakkında uydurulan haberlerin yayınlandığı siteler vardı. Şimdi, özelleşmiş konularda yalan haber siteleri oluşmaya başladı.

Meselea geçtiğimiz günlerde, teknolojiyle ilgili yalan haber sitesi açıldı ve içeriklerinden birinde Google yöneticisinin ülkemiz hakkında söylediği ileri geri laflar vardı.

Sosyal paylaşım sitelerinde hızla yayılan bu içeriği doğru olarak kabul eden bazı ciddi haber siteleri de yalan haber olduğunu anlamadan sayfalarında yer verdiler.

TV’lerde reytingin esiri olan kanalların yaşadığı durumun bir benzerini de şimdi internet siteleri yaşıyor.

Bir Amerika seyahatinde organik ürünler satan bir market görmüştüm. Sonradan öğrendim; Stew Leonard's adlı market, yapılan anketlere göre çalışılmak istenen ilk 100 şirket arasındaymış.

Mağazanın sloganlarından biri de şuydu “Müşterimiz isterse takla bile atarız”. Ve bu sloganın hemen yanında durmadan takla atan bir kukla vardı.

Aynı durum şimdi site üzerinden gelir elde etmek isteyenler için geçerli.

"Yeter ki istatistik olsun. Gerekirse, yalan bile söyleriz." diyorlar.

Hakkı Alkan
http://twitter.com/hakki_alkan