Prens’in Pakistan oyunu

  • GİRİŞ25.10.2018 09:19
  • GÜNCELLEME25.10.2018 09:19


Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman (MbS), boyunca battığı Kaşıkçı cinayetinden hiç de etkilenmişe benzemiyor. İhtirası ve hevesi gözünü o kadar bürümüş olmalı ki ABD’den AB’ye, Türkiye’den Çin’e uluslararası toplum, akla gelebilecek bütün medya kuruluşları, STK’lar, gazeteci dernekleri kendisinden açıklama beklerken, o Katar ve İran düşmanlığıyla, ABD-İsrail dostluğuna bina ettiği dış politikasını sürdürüyor.

Bu politikanın son kurbanı Pakistan olacak gibi görünüyor.

Biraz geriye gidersek, Pakistan’ın ne İran-ABD çekişmesinde, ne Suud-Katar ihtilafında taraf olmadığını görebiliriz. Pakistan’da (eski Türkiye gibi) sivil siyaset üzerindeki asker kökenli vesayetin temsilcisi olan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Kamar Cavid Bacva, son üç başbakanı da bu tarafsızlık siyasetine ikna etmişti. Navaz Şerif ve Şahit Hakan Abbasi gibi, İmran Han da başbakanlık görevine geldikten sonra yaptığı ilk açıklamada, komşu İran’ı ve ekonomik olarak desteğine muhtaç oldukları Körfez ülkelerini “üzmemek” için, Suudların bütün baskılarına rağmen, örneğin Yemen’de İran’ın desteklediği Şii Husilere karşı sözüm ona Sünni ittifakına katılmama kararını tekrar etti. İmran Han daha da ileri giderek bir yıl hiçbir yabancı ülkeyi ziyaret etmeyeceğini de açıkladı. Ne var ki ABD’nin İran’a yaptırımlarının en çok vurduğu ülke olarak Pakistan, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıyı atlatabilme umuduyla bu sözünü unutarak hızlı bir Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri turu yapmak zorunda kaldı.

Pakistan yetkililerinin korktukları başlarına geldi ve İmran Han ile görüşen Suudi Veliahdı MbS ve Dubai emiri ve Abu Dabi veliahdı ve BAE başkomutanı Muhamed bin Zayid (MbZ), “Ya Yemen savaşına katılırsın ya da bütün ortak projelerden çekiliriz” dediler. Yetmezmiş gibi, Pakistan’ın uzun süredir ekonomik umutlarını bağladığı İran ve Çin ile ortak petrol boru hattı, ABD ambargosuyla suya düşmüş bulunuyor. Pakistan’ın Katar ile yapmak istediği rafineri de ABD’nin türlü engelleriyle karşı karşıya.

Ancak MbS, Kaşıkçı cinayeti sebebiyle bütün Batılı yatırımcıların boykot ettiği Suudi Yatırım Konferansı’na katılan İmran Han’a 3 milyar dolar vereceğini açıkladı. Bu konferanstaki fotoğraflarında İmran Han, ülkesine 3 milyar dolar yardım yapılan bir insan değil, adeta kolu bükülen, gırtlağı sıkılan bir kişi gibi görünüyordu.

Pakistan’ın geleneksel tarafsızlıktan ne ölçüde vazgeçtiği henüz bilinmiyor.

Katar’a “48 saat içinde İran ile bütün ilişkilerini kes, ortak yatırımlarını sıfırla, yoksa seni işgal ederiz” muhtırasını verme fikrinin sahibi MbS ve MbZ ikilisinin ekonomik zorlukları bilinen Pakistan’dan bu 3 milyara karşılık neler talep ettiği yakında anlaşılır.

Pakistan bugün yarın batmıyor. Ancak 5 Kasım’da yürürlüğe girecek olan İran yaptırımlarının ikinci safhasından sonra İran’ın tam bir ekonomik felaketle karşılaşacağı, bunun etkisini hissedecek ülkenin Pakistan olacağı tahminleri çok yaygın.

Bölge bu MbS ve MbZ’den kurtulabilecek mi?

Milliyet

Yorumlar1

  • genc biri 5 yıl önce Şikayet Et
    yazinin sonunda ki sorunuzun cevabi aslinda cok basit mbs ve mbz icin 2+2 toplam 4 tabur bile yeterli olur ama bizim sormamiz gereken bu yari vahabi yari yahudi zihniyetten hukumet ve memleket olarak biz ne zaman vazgecip vahdeti savunacagiz?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat