Karlofça’dan sonra muhteşem Türk Heyetinin Viyana ziyareti

  • GİRİŞ10.12.2022 09:10
  • GÜNCELLEME10.12.2022 09:10

Karlofça Anlaşmasının verdiği sükûnetli ortam, diplomatik ilişkileri birden attırmıştı. Dünyanın başkenti İstanbul’a elçilerin biri gidiyor, diğeri geliyordu. Ancak “Divân” diplomasi trafiğine en uygun şekilde cevap verse de yine de tedbiri elden bırakmıyordu. 

Serhat şehri Kamaniçe Lehistan’a bırakıldığı için, yeni serhat şehrimiz Dniestr Irmağının güney kayısında bulunan Hotin olmuştu. Devlet Hotin’e binlerce asker yığdığı gibi, Hırvatistan sınırında Bihke, Almanya’ya karşı Temeş var, Macaristan sınırında Belgrad’da askeri tedbirler en üst düzeye çıkarıldı. Yetmedi, Rusların Azak Denizine çıkmaması için Don Nehri ile Kuban Irmağı arasına müthiş asker sevkiyatı yapıldı. Ayrıca Kerç Boğazı’nın iki yakası kuvvetlice tahkim edildi.

Alman İmparatoru’nun İstanbul’a büyükelçi olarak 26 Eylül 1699’da gönderdiği Oettingen Kontu’na karşı birkaç ay sonra Türk Hâkân’ı İbrâhim Paşa’yı görevlendirdi.

İstanbul’a gelen ve içerisinde pek çok prens ve asilzâde barındıran Alman elçilik heyetinde, mini Alman İmparatoru sayılabilecek 16 Kont’la birlikte aynı zamanda ileride II. Katherina adıyla Rus İmparatorluk tahtına oturan İmparatoriçe’nin amcası Anhalt-Zerbst hânedânından Alman Prensi Wilhelm’in Ernst Schmid’te bulunuyordu. Bu prens ilerleyen zamanda İstanbul’da Müslüman olmuştu.

Sultân II. Mustafa Hân’ın Viyana’ya fevkalâde büyükelçi olarak görevlendirdiği İbrahim Paşa kışın sert şartlarında mâiyetiyle Edirne’den hareket etmişti ki, sadece Viyana’yı değil bütün Avrupa’yı büyük bir heyecan sardı. Heyecanlananların başında lohusa yatağındaki Alman İmparatorunun karısı vardı.

Bu İmparatoriçe Türk Heyetinin Viyana’ya girişini görmek istiyordu. Bunun için heyete ricacılar gönderildi ve heyetin Viyana’ya girişlerini 10 gün tehir etmesi istendi. İbrâhim Paşa heyeti bir hafta Yanıkkale’de bekletti. İmparatoriçe’nin yataktan kalktığı haberi gelince de yola çıkıldı.

İbrahim Paşa’nın en önemli görevlerinden biri de kendinden önceki elçiler gibi devletin ihtişam ve kudretini tanıtmak ve Osmanlı Devleti’nin saygınlığını sağlamaktı. Türk heyeti gerçekten muhteşem görünüyordu. İbrahim Paşa’nın sefâret heyetinde 571 kişinin yanı sıra; 215 eşya arabası, yüzlerce yük beygiri ve katır, 181 deve, 101 eşek, 422 binek atı bulunuyordu. Karlofça Antlaşması sonrasında elçi olarak Viyana’ya gönderilen İbrahim Paşa’nın maiyetindeki 571 kişinin 402’si kendi hizmetindekilerden, 169’u ise devlet tarafından görevlendirilenlerden oluşuyordu,

Kâfile, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın zorladığı ancak giremediği Viyana kapısından içeri girerken, mevsim kış olmasına rağmen cadde ve sokaklar birbirlerinin üzerine yığılmış Almanlarla doluydu. 

Şanlı Türk Heyeti kapıdan göründüğünde heyecan zirve yapmıştı. Heyetin önünde çok büyük bir Türk bayrağı açılmıştı. İbrahim Paşa’ya refâkat eden ve sırtlarında kaplan-pars kürkleri olan Türk Atlıları aheste aheste giderken, altın iplikle işlenmiş elbiseleri kürklerin altından göz kamaştırıyordu.

Arkadan oldukça kalabalık bir mehteran takımı yeri göğü inleterek geliyordu. Onların arkasında ise yine kalabalık bir tâcirler (iş adamları) kâfilesi vardı.

Merzifonlu ile Viyana seferine de katılan İbrahim Paşa’yı, Osiyek’te karşılayarak Viyana’ya kadar refâkat eden Kont Guido Von Starhemberg’den sonra Viyana Surları önünde İmparatorun Saray Mareşali karşılama için saatlerce beklemekteydi.

Heyet kendilerine tahsis edilen binalara yerleştiler. Üç gün dinlendikten sonra İmparatoru ziyaret eden İbrahim Paşa, Sultân II. Mustafa’nın gönderdiği bir kaç ton ağırlığındaki hediyeleri İmparatora takdim etti. Aynı şekilde İmparator, hem padişaha, hem sadrâzama, hem de İbrahim Paşa’nın kendisine birbirinden değerli hediyeler verdi.

Heyetin 6 ay kadar kaldığı Viyana’da kendileri kadar masrafları da ağır oldu. Nasıl olmasındı? Heyet bir ayda sadece 2000 koyun yiyordu. Türk heyetinin kaldığı altı ay içerisinde masrafları 500 bin altını geçmişti. İbrahim Paşa ve maiyetini her gün bir ziyâfete dâvet eden asiller birbirleriyle yarışırken, uzak kalelerdeki Alman askerleri iâşe yokluğundan geceleri aç yatıyorlardı. 

Maliye Bakanı’nın karşı çıkmasına rağmen İmparator yine de Fransa ve İspanya krallarından daha az debdebeli olmadığını ispat etmişti. 

Heyetin dönüşü de muhteşem oldu. Uzun yolculuktan sonra İstanbul’a varan ibrâhim Paşa beklemeden derhal huzura çıktı. Türk Hâkânı’na aldığı hediyeleri takdim ettikten sonra ayrıca Divân’a da teferruatlı bilgi verdi. Ardından “Divân” tarafından Temeşvar Beylerbeyliğine atandı. Serhad şehrinde çok büyük işler ve başarılı çalışmalar yaptı.

Allah celle celâlühü ebeden razı olsun inşaallah..

YENİ AKİT

Yorumlar2

  • Bülent DUMAN 1 yıl önce Şikayet Et
    allah razı olsun
    Cevapla
  • Arif Karahan 1 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler sayın hocam. Allah bu Aziz millete hizmet edenlerden ebeden razı olsun İnşallah.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat