Emir Timur’un İzmir’i fethi (2 Aralık 1402)

  • GİRİŞ02.12.2023 09:13
  • GÜNCELLEME02.12.2023 09:13

Yıldırım Bayezid Hân’la Timur’un karşılaştığı çok acıklı Ankara Savaşının ardından savaşın gâlibi Timur 8 gün Ankara’da kaldı. Ankara Kalesi komutanı büyük mücâhid Yakup Bey’in kaleyi teslim etmesini bekledi. Kale’sini sonuna kadar savunan Yakup Bey savaşı kaybeden tarafta olduğu için Kale’sinin anahtarlarını getirip Timur’a teslim etti.

Timur, muharebenin yapıldığı günün gecesi muharebe meydanında kuşatma altındaki önemli sayıda birlikleri başarıyla çekerek, Başkent Bursa’ya doğru yol alan Şehzâde Süleyman’ın takibi için torunları Sûltân Muhammad ve Ebû Bekir Mirzaları görevlendirmişti.

Şehzâde Süleyman Bursa’ya geldiğinde büyük bir ordunun peşinde olduğunu öğrendi. Duracak zaman yoktu. En küçük kardeşi Şehzâde Kâsım’ı ve kız kardeşi Fatma Sûltân’ı yanına alarak tehlikeli bulduğu Anadolu’yu terk etmek üzere Bursa’dan ayrıldı.

Hemen arkasından şehre giren Timur’un kuvvetleri şehrin yağmasına dalınca, vakit kazanan Şehzâde Süleyman Gemlik’ten Rumeli’ne geçti. Acele ile hazine ve çok önemli olan devlet arşivini yanına alamadı. Bu arşiv Bursa ile birlikte yakıldı.

Bu arada yanında başta Yıldırım Bayezid olmak üzere ileri gelen esirlerle 5 Ağustos 1402’de Ankara’dan hareket eden Timur Kütahya’ya gelmişti. “Ne kadar güzel ve ferah” dediği Kütahya’da bir ay kaldı. Kütahya’da iken esirler arasında bulunan Yıldırım’ın kız kardeşinin çocukları olan Karamanoğlu Mehmed ve Alaaddin Ali Bey’leri huzuruna çağırdı Karaman Beyliğini yeniden kendilerine verdiğini söyledi. Üstelik; Niğde, Beypazarı, Bolvadin, ve Sivrihisar’ı da yeniden tesis ettiği Karaman Beyliği sınırlarına dâhil etmişti. Bunu yapmasının sebebi kendisinden sonra Osmanlı’nın toparlanmasına fırsat vermemekti.  

Bursa’da bulunan Osmanlı hazinesi ise vezir Şerefeddin Ali Semnâni tarafından kayıt altına alınarak, Yıldırım’ın iki kızı ile Sırp Prensesi olan zevcesi ve ayrıca Şehzâde Mustafa ile nişanlı olan Sûltân Ahmed Celâyir’in kızıyla Timur’a gönderildi. Yine Timur’a gönderilenlerin arasında Yıldırım’ın dâmâdı büyük Allah dostu Emir Sûltân olarak bilinen Emir Mehmed Buhârî ile büyük âlim Şemseddin Mehmed Molla Fenâri ve Şemseddin Cezerî de bulunuyordu. 

Yıldırım Bâyezid’in iki kızından biri Timur’un torunu Ebû Bekir Mirza ile diğeri de Emir Celâleddin İslâm’ın oğlu Şemseddin Muhammed ile evlendirildi. Âlimler ise büyük hürmet gördü.

Diğer taraftan Amasya sancağında bulunan Çelebi Mehmed bu duruma çok içerleyerek babasını kurtarmak için bir plan yaptı. Kütahya’ya casuslar göndererek esirler arasında bulunan Vezir Firûz Paşa’ya durumu bildirdi. Kısa süre sonra da uzman lağımcıları göndererek babasının bulunduğu otağa yer altından tünel kazdırdı.

Sabaha karşı Yıldırım’ın otağına metreler kala tünelin çökmesi üzerine Yıldırım Bayezid’in muhafızlığını yapan bin kadar Timur’un hassa askerleri olayı fark ederek, tüneldekileri yakaladıkları gibi, olaya karışan Firûz Paşa da Timur tarafından idam edildi.

Timur artık orada kalamazdı hemen toparlanarak hareket etti. Önce Denizli’ye indi. Sonra geldiği Aydın ve Efes’te 30 gün vakit geçirmesinin ardından Tire’ye geldi. Burada kayalar üzerine zafer kitabesi kazdırdı. Sonra Osmanlı Devletini bölme planı gereği Mehmed ve İsa Çelebilerin hükümdarlıklarını bir fermanla tasdik ve ilân etti.

Yetmedi Rumelin’de bulunan Süleyman Çelebi’ye kendisine tâbi olması için haber gönderdi. Süleyman Çelebi’nin Kazasker Ramazan Bey’i göndererek bağlılığını bildirmesi üzerine de Süleyman Çelebi’ye çeşitli hediyelerle birlikte taç göndererek Avrupa toprakları hükümdarlığını verdi.

Böylece Amasya tarafını Çelebi Mehmed’e, Bursa taraflarını İsa Çelebiy’e, Rumeli toprağını Süleyman Çelebi’ye taksim eden Timur bununla yetinmedi. Karaman Beyliğinden sonra Aydın Oğulları, Saruhan Oğulları, Menteşe Oğulları, Candar Oğulları, Germiyan Oğulları Beylikleri ile Antalya’daki Teke Beyliğini yeniden dizayn ederek Anadolu’yu tam manasıyla parçalamayı gerçekleştirdi. 

O da yetmedi; bütün bunlara rağmen kendisi Türkistan’a döndükten sonra Osmanlı yeniden toparlanırsa endişesiyle Yıldırım’ın oğullarından Mustafa Çelebi’yi rehin olarak yanında götürmeye karar verdi. Osmanlı Devleti ayağa kalkarsa, Mustafa Çelebi’nin yanına ordularını katarak tahta geçirecekti.

Bu planlardan sonra Timur İzmir’e yürüdü. 1081 yılında Çaka Bey tarafından fethedilen ve onun vefâtından sonra Bizans’a geçen İzmir, 1328 yılında Aydınoğlu Umur Bey tarafından yeniden fethedilmişti. Ancak 1344 yılındaki kuşatmada St. Jean Şövalyelerinin eline geçmiş ve bu savaşta Umur Bey de şehit düşmüştü. 

Daha sonra Yıldırım tarafından bir kısmı fethedilmiş olmasına rağmen Rodos Şövalyelerin elinde bulunan ve Türkler arasında “Gavûr İzmir” olarak adlandırılan Kale ve çevresi bir türlü alınamamıştı. 

Timur bu kaleyi muhasara altına aldı. Ve çok sert hücumlar yaptırdı. Bir taraftan sur altlarına lağımlar kazılırken, diğer taraftan ateş topları fırlatan mancınıklar da mütemadiyen çalışıyordu. Şövalyeler ise 15 bin civarı mevcutları ile aynı şiddette karşı koymaya çalışıyordu. Bunun için tekerlekli ok arabaları ile Rum ateşi atıyorlar, neft çanaklarından yanan neftler kaleye tırmanmaya çalışan Türk askerlerin üzerine dökülüyordu. Şövalyeler yine ateşli oklar atıyor, büyük sapanlarla taş fırlatıyordu. 

Bütün bu direnişlerine rağmen yoğun ateş topları karşısında zayiatları artmış, lağımlar dış surları patlatmıştı. Bu şartlarda 15 gün anca direnebildiler. Timur’un son taarruzunun şiddetine kale kapıları koç başlarına dayanamadı. Kırılan kapılardan ve surlardan kaleye akan Türkistan askeri, 2 Aralık 1402’de kaleyi düşürdü. Durumu Timur’un yanında izleyen Yıldırım Bayezid, Timur’u tebrik etmekten kendini alamadı. Yıldırım’ın sayısız Türk Serdengeçtisi bu kale dibinde şehid düşmüştü.

Bu durum Sakız ve Midilli’deki Cenevizlileri de dehşete düşürdü. Nerede duracağı belli olmayan Timur’dan çok korktular. Ve Timur’a alelacele yüklü haraçlarla bağlılıklarını bildirdiler.

Bağlılık bildirme yarışına Bizans İmparatoru ile Trabzon Rum İmparatorluğu da katıldı. Çok kıymetli hediyelerle birlikte yüklüce miktarda haraç göndermeyi ihmal etmediler. Timur yanında Yıldırım Bâyezid olduğu halde Isparta taraflarına geldi. O güne kadar teslim olmayı reddeden Uluborlu ve Eğridir’i zorla düşürdü.

Timur; bir müddet daha Anadolu topraklarında oyalandıktan sonra felâketle biten Ankara Savaşından 8 ay sonra 1403 yılının Mart ayında Anadolu’yu terk edip giderken geride üzüntüsünden vefât etmiş Yıldırım Bâyezid’i ve Türkiye’yi kısa bir süreliğine de olsa fetret dönemine sokacak onun mirasçılarını  bırakmıştı.

Cenâb-ı Allah bir daha Anadolu’muza ve Türk Dünyasına böyle felâketler yaşatmasın inşaallah…

Yeni Akit Gazetesi / Halit Kanak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat