Bugün sizlere Türk Dünyası Derneği’mizin Birleşmiş Milletler’e üye ülke hükümet başkanlarına yazdığı açık mektubu paylaşacağım. 

22 Eylül 2025 tarihinde New York’ta yapılacak BM Genel Kurulu için yola çıkmadan önce çantalarınıza özenle hazırlayıp koyduğunuz konuşma notlarına saldırgan İsrail’le ilgili not düşüp düşmediğinizi yeniden kontrol edin.

Dünyayı yaşanmaz kılan İsrail’in çevresine ve dünya ülkelerine daha fazla zarar vermemesi için alınması gerekli tedbirlerin neler olduğunu iyice düşünün. 

Türk Dünyası Derneği olarak sizlere biraz ipucu verelim… Öncelikle İsrail’in karantinaya alınması gerektiğini belirtin. İsrail ile işbirliği yapan diğer 9 ülkenin de tedbiren karantinaya alınması gerektiğini vurgulayın. Çünkü saldırganlığın ve çevreye zarar vermenin bulaşıcı olduğunu unutmayın.

Sonra; mâsûm çocukları, kadınları, yaşlıları ve bütün sivil insanları hem açlıkla, hemde en gelişmiş bombalarla öldürmenin insanlık suçu olduğunu belirtin ve bunu bilerek, isteyerek ve zevkle yapan İsrail’in bütün yöneticileri ile askeri komuta kademesinin şiddetle cezalandırılmasını isteyin. Tâ en baştan İsrail Devletinin kurulmasını tasarlayan, teklif eden ülkelerden ve Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasıyla sonuçlanan Balfour Deklarasyonu yayımlayan İngiltere’den cesaretle tekliflerini geri çekmesini talep edin. 

En önemlisi kuruluşunu ilân ettiği 1948 yılından itibâren tanıyan bütün ülkelerden tanıma kararlarını geri çekmesini isteyin. İlk önce kendi ülkenizin bu kararı aldığını ve İsrail’i tanımayı geri çekmeye hazırlandığınızı BM Genel Kurulundan bütün dünyaya haykırın. 

Yirmibirinci Yüzyılda bütün dünyanın gözü önünde insanları ve özellikle çocukları nasıl hunharca katlettiğinin fotoğraflarını o kürsüden bir bir gösterin. İnsanları ve insanlığı yaşatmak için canla başla çalışan doktorların; görev yaptığı hastanelerde, ambulanslarda canhıraş bir şekilde nasıl İsrail bombalarıyla can verdiklerini anlatın. 

Oradaki hazin durumdan bütün dünyayı haberdar etmek isteyen basın mensuplarını unutmayın. 251 mâsûm gazetecinin İsrail askerlerince hedef alınarak İsrail mermileriyle nasıl avlanarak öldürüldüğünü tek tek izah edin. Bunları anlatırkende doktorları hatırlatmak için beyaz önlük giymeyi, gazetecileri hatırlatmak için de  boynunuza bir fotoğraf makinası asmayı sakın unutmayın. 

Her dakika, her saniye insan öldürmeye devam ederek vahşetini sürdüren İsrail’e mühimmat yetiştirerek bu suça ortak olan başta Sırbistan olmak üzere bir avuç ülkeyi şiddetle kınamayı ve onlara her türlü ekonomik ambargo uygulayacağınızı söylemeyi de es geçmeyin. 

Yine İsrail ve destekçisi 9 ülke vatandaşlarının ülkenize seyahat etmesine kesinlikle izin vermeyin. Vatandaşlarınızında o ülkelere gitmemesini tavsiye edin.

Ayrıca; İsrail ve bir avuç yandaşı ülkelerden İspanya’nın cesaretle yaptığı gibi Büyükelçilerinizi geri çekin. 

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins gibi İsrail’in ve Tel Aviv’e silah sağlayan devletlerin BM üyeliğinden çıkarılmasının gerekliliğini bir kezde siz ifâde edin.

Soykırımı ısrarla uygulayan İsrail ve yandaş ülkelerini uluslararası hiç bir etkinliğe çağırmayın. Eurovision Şarkı yarışmasından kovmakla yetinmeyin, gerekirse bütün spor müsabakalarından izole edin.

Yine İsrail ve yandaşı ülkelerle yaptığınız bütün ikili ilişkileri dondurun. Hiç bir ülkenin bakanı, İsrail’de ki korsan hükümetin bakanlarıyla görüşmesin, telefonlarına cevap vermesin. İsrail vahşetine desteğini açıklayan bütün ticâri kuruluşlarla İsrail dâhil Türkiye’nin yaptığı gibi hükümetlerinizin ve vatandaşlarınızın alışverişini durdurun. 

Özellikle petrol üreten ve petrol ticâreti yapan ülkeler; İsrail ve yandaşlarına ve onlara bağlı uluslararası tröstlere bir damla petrol vermeyeceklerini BM kürsüsünden bütün dünyaya ilân etmelidir. Böylelikle zavallı insanları parçalayarak öldüren İsrail uçaklarına ve tanklarına yakıt sağlanması durdurulmuş olacaktır. 

Komşu ülkeler sınırlarını kapatmalı, bütün dünya havayolu şirketleri İsrail’e yolcu taşımayı bırakmalıdır. İsrail’deki evlerine yakın olduğu için hâlâ Ürdün/Amman’a uçan uçaklarda binlerce yahudiyi görüyoruz.

Özellikle ve önceliklede ülkenizde ki gazetecileri, medya kuruluşlarını gözlem altında tutun. İsrail ve yahudi kuruluşlarından rüşvet almalarına, beslenmelerine fırsat vermeyin. Çünkü bütün bu çalışmaları itibarsızlaştıracaklar, önemsizleştirecekler, magazinleştirecekler ve ülkenizin halkına ve bütün dünya halklarına algı operasyonu yaparak konuyu geçiştireceklerdir. Sakın buna izin vermeyin. Özellikle köşe yazarları ve televizyon yorumcuları, YouTube filmi çeken hokkabazlar nemalandıkları menfaat kadar İsrail’in borazanlığını yapacaklar, yapamayanlar konuyu hafife alarak itibarsızlaştıracaklardır. Eğer herhangi bir basın-yayın Kurulu yada mensubu, Birleşmiş Milletler’in 147 üye ülkenin Filistin Devletini tanıma kararından (Tanıyan ülke sayısı gittikçe artıyor) ve dünya liderlerinin BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmalardan bahsetmiyorsa bilinki İsrail’den nemalanmışlardır, kursaklarına kanlı yahudi lokması girmiştir. 

Birde dünyanın hiçbir ülkesinde olmayıp bizde olan “Yandaş Medya” yakıştırması varki sakın bunu ülkenizde telaffuz edilmesine fırsat vermeyin. Çünkü nefislerine köle olmuş, hayvâni zevklerinde zirve yapanlar, yedikleri her haltı mübah sayanlar; bu işlere bulaşmak istemeyen ve kendileri gibi zıvanadan çıkmayanları kısaca vatanının, milletinin, devletinin yanında duranlara karşı güya aşağılamak için taktıkları bir kulptur “Yandaş Medya” yakıştırması. 

Ferâset sahibi halkımız, bu memleketin ekmeğini yiyip, suyunu içipte hâlâ başka ülkelerin borazanlığını yapan, Türkiye’de de devlet-millet düşmanlığı yapan bu tiplere  “Satılmış-hâin medya“ diyor. Siz siz olun böyle tiplere ülkenizde fırsat vermeyin…

Son olarak bu yapacağınız BM Kurulu sizin son sınavınız olacaktır. Bir avuç siyoniste karşı; danışmanlarınızın, hükümet üyelerinizin, milletvekillerinizin, medya ve sözde STK kuruluşlarının istek ve baskısıyla bu sınavı veremeyecek olursanız, şunu bilinki siyonistlerce kuşatılmış durumdasınız. 

Akabinde halkınızın gözünde sıfırlanacak ve bir daha ki seçimi unutacaksınız. Çünkü korkak Başbakan, korkak Cumhurbaşkanı, korkak devlet başkanı istemeyen halkınız artık sizi seçmeyeceği gibi tahtlarında oturan Emirleri, Sûltânları, kralları da alaşağı edecektir…

El ele dünyanın sınavını, medeni cesaretinizle başarıyla vermeye varmısınız?  

Gözümüz, kulağımız sizin üzerinizde olacaktır. Dünyaya çeki düzen vermek, barışı tesis etmek, haydutluğa, oldu bittiye son vermek sizin elinizde…Bir Türk Atasözü ile bitirelim “Ya devlet başa, ya kuzgun leş’e.” 

Türk Dünyası Derneği olarak bu mektubu Türk Dünyası ve Osmanlı Coğrafyasında faaliyet gösterdiğimiz başta 42 ülke hükümet başkanlarına olmak üzere, BM’ye kayıtlı üye ülkelerin yöneticilerine de göndererek sorumlu STK anlayışıyla görevimizi sizler adına sahaya yansıtmış olduk. 

Halit KANAK / Yeni Akit Gazetesi

Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma

Derneği Genel Başkanı