Batı'nın hali ve referandum

  • GİRİŞ12.03.2017 09:21
  • GÜNCELLEME12.03.2017 09:43

Küçük görülen yanlışlar, çoğu zaman giderek büyüğünden daha tehlikeli yanlışlara yol açar. “Bundan zarar doğmaz” dersin de, o yanlışın doğuracağı yanlışları hesap edemezsin. Ters bir cevap ve restleşme nereye varır? Yanlışın, yol açacağı yanlış, giderek önem kazanır. Hata, ne kadar basit olsa da doğurur. Devletler için savaşlara neden olmuştur. Batı, İslam’ı hedef alan saldırılarda giderek sınır tanımazlaşıyor.

Her kötülük, her düşmanlık, her adaletsizlik, her zulüm, yalan ve fitnenin; içki, kumar, uyuşturucu bataklıklarının giriş kapısı ve nedeni, bu ilk yanlıştır. 

Türkiye’nin, Irak, Suriye sınırlarında, terörist yığınağı kurarak Türkiye’yi kuşatıp sıkıştırmaya kalkışmak ciddi bir yanlıştır. Giderek içinden çıkılmaz yanlışlar doğurur. Batı’nın İslamofobi rahatsızlığına savaş doğurtması, bu hasta halinde kendi için daha tehlikeli olacaktır. 

Ortadoğu’da, gerek İsrail ve gerekse yeni teröristlerle, masa başı yeni haritalar çizmek,devletleri devirip İslam dünyasında yeni bir sömürge hesabı, globalleşen dünyada yanlış hesaptır. Buraya kadar fazla bir şey olmaması, olmayacağını göstermez. Hitler, zaferle gitmişti Moskova’ya kadar. Eşi görülmemiş hezimetle döndü. Napolyon, zaferlerle imparator tacı giydi ama, Osmanlı’nın Akka Kalesi komutanı ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa karşısında yorgun düşmedi mi? Ömrü, bir ada zindanında noktalamak. 

Yeni sömürgeciliğin maşası darbelerin fazla verimli olmadığı, kısa zamanda uyanışlar doğurduğu görüldü. Gizliliği korumak için kısa sürede oluşuyordu. “Ucuz etin yahnisi olmadı.” İslam ülkelerinin tamamını, ABD’ye kadar 40 yıl eğitimden, sosyal, siyasi, ekonomik, gizli örgüt türü nitelikler taşıyan ve üzerinde 40 yıl çalışılan, Türkiye’den başlayarakönceliği İslam ülkeleri ve Afrika olan, bütün devletlerde ardarda yapılacak darbelerle FETÖ kuklasıyla halk içinde tabanı ekonomisi, okulu, medyası ve kadrosu var gibi gösterilebilen bir Derin Dünya Devleti hayali olduğu anlaşılan yapının Türkiye’den dönmesiyle, globalleşen dünyada da fitne, çıkar ve soygun gruplarının ümitli ve gayretli olmalarına rağmen, ahlakın, yani ahlakın esası ve temel dayanağı olan Din-i İslam’ın, dünyada nasıl bir güç kazandığı rakamlarla ifade edilir durundadır. 

Geçen 20’nci asırda İslam dünyası, dağınıklık, (vahdetini kaybetmek, İslam dünyası için başsızlıktır) yokluk, kıtlık ve mahrumiyet bakımından, 15 asırlık dönemin en ağır ve çetin asrını yaşamıştır. Buna rağmen bu asırda büyük bir uyanış ve güç doğmuştur. Tohumun toprakta çürümesi gibi bir şey. Bir rahmet, çölü yeşillendirir. ÇÜNKÜ:

Dünyanın en üstün mahlûku, “Ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk insandır”. Ve insani yücelik aklıyla, ahlakıyla, imanıyla adaleti ve insanlığıyladır. Bunca düşmanlığa, yokluğa, kıtlığa, zulme, içten ve dıştan beslenen fitneye, medyaya rağmen İslam’a koşmuş ve koşmaktadır. İçindeki Müslüman nüfusla sayıldığı halde, dünya nüfusu iki katı artmış. Müslümanlar, 300 milyondan 1.700 milyona, yani 5-6 katına çıkmıştır. Kur’an’ın tek harfi değişmedi. Müslüman da değişmedi, değişmez, değiştirilemez. Münafık eskiden de vardı. O, Müslümandan kopan bir tip değil, üç insan tipinden birisidir.

İslamofobi, PEGIDA, Salman Rüşdi dostluğu ve terör destekçiliği ve ortaklığı gibi hayaller, Türkiye düşmanlığının, elbette Müslümanlara zararı olur. Fakat şehitlikten rahatsızlık doğmaz. Ama İslam’a saldıranlar? 

İslam, zarar vermek için değil, yarar için geldi. Kardeş olmayı isteyenin başımızda yeri var. Kardeş olmayan, hastalık bulaştırmamalı, ahlaksızlık ve hainliğe soyunmadığı sürece, Yaratan serbest bırakmış, Müslüman karışmaz. Boşlukta biten sonunu kendi düşünsün.

Yardım isteyene, yardımcı olabilmekten seviniriz. Bütün peygamberleri kabul etmek imanımızın gereği. Siz kendi peygamberinizi dahi doğru tanımak cesaretini gösterip gösteremediğinizi, kendi kendinize sorgulayabilir misiniz?

İnancındaki samimiyetini sorgulayamayan kimseler, terörist ittifakıyla Türkiye’nin referandumuna müdahil olmaya kalkışmamalıdır.

Osmanlı Paşası düşmanın tavsiyesinin tersini yapmış. Milletimiz ferasetlidir. Feraset kökten gelir. 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat