Yeni devlet sistemimiz hayırlı olsun

  • GİRİŞ24.04.2017 10:03
  • GÜNCELLEME24.04.2017 10:03

Türkiye, ne zaman kalkınmasını başlatmış, eli mazluma ulaşacak hale gelmişse, Haktan, hukuktan mazlumdan yana çalışmaları, gayretleri de başlatmıştır. Allah’ın lütfu keremiyle her türlü engeli aşa aşa hedefine doğru süratle ilerlemiş; engel olmak isteyen çıkarcıların bütün tuzakları, telaşları, haksızlık ve zulümleri bu yükselişe engel olamamıştır. Haksızlık ve başarısızlıklarından utanmaları gerekirken saldırı ve cüretlerini artırmaya çalışmaları da elhamdülillah, sadece iyilik yolundaki başarıların bütün dünyadan görülüp, tanınıp takdir edilmesine ve iyilerin umut kazanıp birleşmelerine, güçlenmelerine yol açmış ve açmaktadır.

Yeni devlet sistemimizin kabulünde milletimizin gösterdiği başarı bütün takdirlerin üzerindedir. Referanduma katılım; son derece yüksek olması önemlidir. Hakkı tutan dostlar ve bütün ümmet, Türk hükûmetine, iktidarına ve TBMM’ye destek ve istikrar kararlılığı ile “Evet” derken; kendilerini hiç ilgilendirmediği halde Avrupa’nın dost görüntülü devletleri de, son derece tabii, hiçbir ülkedeki böyle bir sistem değişikliğine, hiçbir dönemde, hiçbir ülkenin karşı çıktığı görülmemişken, anlaşmalarla stratejik dost zannetmemiz istenen devletler, bir taraftan, Türkiye’ye karşı kurulan terör örgütlerineparasız silah dağıtmaya başlamış, aynı silahı parasıyla Türkiye’ye vermemekle de kalmamış, iktidar partisinin, muhalefetin, hükümetin, TBMM’nin ihtiyaç duyduğu bir kanunun reddedilmesi için adeta kendilerini helak edercesine bir cinnete düşmüşlerdir.  

İktidarın zaruret gördüğü kanunun reddedilerek, hükümet boşluğu ve kaos doğurmak için dış devletlerin, açıktan faaliyet göstermeleri açık bir düşmanlık, ciddi bir casusluk türüdür. Casusluk, bir devletin siyasi yıkımına yol açacak bilgiler çalmaksa; bir ülkede kaos doğurmak için devletin talep ettiği kanunlar aleyhinde halka fikirler zerketmeye kalkışmak, elbette daha küçük bir düşmanlık değildir. Türkiye’nin kalkınma hızını, bu aziz milletin eliyle sekteye uğratmayı tarih yazmamış, inşallah bundan sonra da yazmayacaktır. Oy farkı on milyon da olabilirdi, 1.400.000 olmasındaki hikmet, düşmanlar AGİT’le ve başka eylemlerle maskesi hepten düşsün için de olabilir? Nitekim dünya ve coğrafyamızın bu ağır siyasi şartlarında kendi kendimize ekonomik ambargo çağrısı da, milletimizi İzmir’den denize dökmek isteyen yüz de, söz de, milletimize dost değildir. 

Dışta ve içeriden sömürü vasıtası yapılanİslamofobi evhamının, önce hastalığa ve arkadan düşmanlığa dönüşmesi,dünyada görülmemiş bir vahşet haline gelmiştir? Türkiye’nin bir bayan Bakanı, gurbetteki vatandaşlarını, oylayacakları kanun hakkında bilgilendirmek için konuşmaya gidiyor. Henüz yolda, kendi elçilik binasına varmadan, atlarıyla, itleriyle yolu, bir işkence zindanına çeviriyorlar. Bütün seçim boyunca da, siyasileri, medyaları, ırkçı tehdit ve saldırılarıyla, Türkiye’nin tercihine müdahale için çalışıyorlar? Netice:

Kaybettiler. Devam ediyorlar. Utanmak için yüz gerekir. Kurum, vakıf, medya ve her tür imkânlarıyla fitne ekmeye devam ediyorlar. İslam ülkeleri düşmanlığı için terör örgütleri üretip paralı asker ve hatta Türkiye’ye karşı olduğu gibi bazı ülkelere karşı da müttefik bir devlet gibi kullanmak ciddi bir vahşettir. Globalleşen dünyada insanlık vicdanını yaralar.

Bugüne kadar Afrika’da, sessiz dünyada böyle vahşetlerden, insan ticaretine kadar her zulüm başarı olarak gösterildi. Bir kaç ton pütümaye lastik hammaddesi için Brezilya bataklığında 30.000 köleyi feda ettiğinizi, siz yazdınız. Yaktınız, yıktınız, sömürünün şanı oldu. Mazlumun feryadı, boğazında kilitlendi. Vicdanlara ulaşamadı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak denebilir bir dünya görünüyor. 

Bu kavgayı sürdürmeniz için sizin lehinize ümit verici bir ışık yok. Aksine binbir emekle kurumlaştırdığınız, AGİT gibi, bütün gücü “İnandırıcılık” imajıyla imkân kazandırmak olan kurumlarınızı dahi, neticede karşı tarafa hizmet edecek müfteri hale getirip, feda ediyorsunuz. Türkiye düşmanlığı için, PKK+PYD yandaşlarından başka AGİT adına rapor hazırlatmak için adam mı bulamadınız? Bir de bu teröristlerin uydurma raporlarını AİHM’e gönderecekmişsiniz. Zaten itibarını sıfırlamak için gayret eden bu mahkemeyi de mi feda ediyorsunuz? “Gözümüz arkada kalmasın” hesabında mısınız?

Sizin bu yanlışlarınız, sizde kalmıyor. Bütün Batıcılar sizi taklit etme alışkanlıkları nedeniyle çıkmaz sokaklarda ömür tüketmek zorunda kalıyorlar. Bakınız sizin bu, “AGİT” gibi bazı kurumlarınızı tamamen itibarsızlaştırarak tasfiye etmek; “EVET oyu veren Türkler Avrupa’dan gitsin, Avrupa’ya gelmesin” gibi tehditler. Dünyada ahlakın ve vicdan hürriyetinin sembolü camileri kapatma eyleminiz; duvarlarına gamalı haç çizip tehditler yazmak, “Batı Medeniyeti öldü” demek mi oluyor? Türk milletinin, kendi için seçtiği bir sisteme karşı bu derece düşmanlıkla ne yapmak istiyor ve yapabileceğinizi zannediyorsunuz?

Kılıçdaroğlu’nun, referandum neticeleri üzerinde takip ettiği yol da aynen AB’nin Türkiye öfkesi gibi. Her çıkmaz sokağa girip çıkmakla itibar mı kazanacaksınız? Akıl; çıkmaz sokağa girmemeyi, reddedileceğin kapıyı çalmamayı gerektirir. “Akılsız başın zahmetini ayak çeker”. 

Bazı kimseler, nezaketen, “Kılıçdaroğlu bilmediği için bu itirazları yapıyor” dese de, görmeyen bilmeyen kalmadı. Nitekim bir kuruma müracaat ederken, “O, reddedince”, kime gideceği ile de kalmıyor. Bir müracaat zinciri ilan ediyor. Demek ki, “ret” edileceğini biliyor. YSK’ya müracaat ederken, buradan istediği bir karar çıkacaksa, Danıştay’a; bir de Anayasa Mahkemesi’ne; bir de AİHM’ne gitmesine gerek kalır mı? Bir kuruma müracaat eden kimse haklılığına inanıyorsa niye bütün kurumları saysın?

Özellikle, “Evet diyeni” İzmir’den denize döken CHP milletvekili hitap ederkenki o hıncı; CHP İzmir Milletvekili Aytun Çınar’ı da, kin yarışına soktu. Milleti, kendine düşman kesilip, ekonomik boykota çağırıyor. Şair, “Kâfir ağlar bizim ahvali perişanımıza” diyor ya.

CHP yönetimi, iki milletvekilinin birden, millete yönettiği bu kin taşkınına ne diyecek?

Kendi milletinin çoğunluğunu, ana gövdesini denize dökmeyi hedefleyen; ülkesine, milletine karşı, “Ekonomik boykot” isteyecek kadar vicdansız, izansız, kin batağına düşmüş bir kimseyi milletvekili olarak görmek yalnız aziz Türk milleti için değil her millet için büyük acıdır. Her ülkede referandum oluyor. Hangisinde kin kusmuğu böyle sokağa taşıyor? 

İslam ümmetinin son asırda yaşadığı ağır felaketleri, yeni müjdelerin imtihan soruları olarak görüp şükrümüzü iş ve eser haline getirmek gayretiyle, ışığa yaklaştığımızdan emin olarak, Üstat Necip Fazıl’ın, “Artık bu tekerlek kalmaz tümsekte” müjdesiyle dillendirebiliriz!..

Hamd Allah’a!

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat