Kudüs zulmü ve İİT’nin 2. zirve toplantısından 3 altın anahtar

  • GİRİŞ21.05.2018 09:13
  • GÜNCELLEME21.05.2018 09:13

Trump’ın çirkin, hain provokasyonu ve İsrail’in vahşeti,bu kere Yahudiler de dahil, dünyanın her yerinde vicdan yandı. İsrail, Trump protesto edildi. Meydanlar doldu, boşaldı. İnsanlığın bu şahlanışı,“Tavuk dansıyla” atlatılamaz. Aksine, her zalime ibret olacak şekilde tarih oluyor.

Filistin halkı, Osmanlı’dan sonra, Batı destekli zulümlerle 30 yıl Siyonist terörüne, 70 yıl da İsrail eliyle işgalden sürgüne kadar, zulmün her türüne maruz kaldı. İmanla direndi. Direniyor. İnşallah, Erdoğan, İİT ve insanlığın gayret ve liyakatleri, Allah (C.C.) lütfuyla, hukuk hakim kılınacak ve zalim cezasını bulacak. Filistinlilerin vatan toprağı, yeniden barış diyarı olacaktır. 

Devlet adı verilen İsrail, Batılı güçlerin kurduğu, başlangıçta İngiltere’nin; bugün Amerika’nın kumanda ettiği, hak hukuk tanımayan, her tür zulme kapı aralayan, bir zulüm üssü olarak çalıştırılmaktadır. Bölge, dünya ve BM, zulmü ve hukuksuzlukları kaba kuvvetle kabule zorlanmaktadır. 

Bu hıyanet projesi, güya öyle bir istisnadır ki, “Dünya gücüyüm” pozundaki ABDve Batı topluluğu da, “İsrail gücüne mahkûm” sahtekârlığı oynanmaktadır. Mesele, Zenon’un misali, “Başımdan bir saç çektim, kel miyim?” –Değilsin. “Bir daha... bir daha.... Sonuncuyu da çektim.” –Kelsin! –Ne zaman kel oldum? 

Bu iletişim, ulaşım ve bilgi çağında hiçbir güçlü, ABD, AB, Rusya, Çin, İsrail zulmünü savunduğu gibi kolaylıkla kendi zulmünü, sömürüsünü savunamaz. İsrail’e insanlık hukukunu çiğnetmek, vahşetin her türlüsünü yaptırmak için teşvik ediyorlar. Zulmü vahşeti olabilir, tabii hale getirip ondan sonra da kendileri, terörist yetiştirip dünya dengeleriyle oynuyorlar. 

BM’ye, “Bir İsrail’le, hukuksuz; yani, bir saç çekmeyle kel olmayız” dedirtince; her güçlü kendinden zayıfın zalimi olmak imkânını kazanıyor. Bir güçlü, hukuku çiğneyip, bir şey olmayınca, ikinci suçlunun, “Gücümün hakkı” demesine dahi gerek kalmıyor. Neticede zulümle abad olunmuyor. Zalim de mazlumdan daha rahat değil. Vicdan sahibi insanlık, Erdoğan’a dua ediyor. Netanyahu da, Trump da mahkemede. Mahkemede demek, sıkıntının büyüğü demektir.

Şimdi bir balondan ibaret olan, bu zorbalık oyununun şişirile, şişirile patlama noktasına getirilen bu zulüm balonuna,Türkiye, hak, hukuk, insanlık adına iğne batırıyor. İslam ümmetinin tamamı, İslam devletlerinin önemli kısmı ve vicdan sahibi insanlık Türkiye ile beraber. Bu balonu korumayı, çıkarı olarak görenlerin muhalefeti, elbette önemlidir. Ayrıca, balon patlayınca içinden boşalacak eşek arıları da dikkat gerektirir. Her şeye rağmen, hak ve hukuku savunmak, mazlumdan yana olmak, Allah’ın lütfuyla çok güzel ve önemli bir başlangıç ve hayırlı bir netice olacaktır. 

Trump, PYD ve PKK gibi ABD destekli, darbeciden daha itaatli olmak zorunda olan  teröristten ordu kuruyor. Bölgeyi silah deposu haline getirdi. Trump hayalini, Siyonist hayallerle bütünleştirince, dışarıdan da görünür oldu. Hukuka, vicdana, insanlığa ve BM’nin büyük çoğunluğuna, tüm insanlığa, silahla meydan okuyor. Hukuka ve vicdana karşı, silahla meydan okumak, insanlıktan uzaklıktır. Suçtur, zillettir. İnsanlık onuru, insanlığa vehukuka sahip çıkıp, zalime direnmekle doğar, ahlaki erdemlerle yaşanır. 

Trump, elçiliği, Kudüs’e taşımakla, İsrail zulmünü teşvikle kalmıyor? Siyon’a yani, Yahudi dünya devletine yol açtığına inanan, hayal eden bir heyecan içinde? Bu hastalıklı vahşet hayali, tüm dünya ve insanlık için tehdittir. 

Böylece zalim ve sömürgeciler, meşrulaştırdıkları İsrail vahşetinin gölgesinde kendi zulümlerine de alıştırırlar. Trump yönetiminde ABD, ferdi sorumluluktan başka, devlet, toplum, ahlak gibi hiçbir insani değer taşımayan teröristlere, “ordu”  deyip silahlandırdı. Bu teröristleri, “İkinci bir İsrail devleti” diye Netanyahu’ya hediye etmeye niyetli. İsrail bunları, “Siyonist Dünya Devleti” seferlerinde öncü olarak kullanmayı mı hayal ediyorlar?  

Karıncanın uçmaya başlaması, yeni bir güç dönemi değildir? Atasözümüz, “Karınca kanatlanınca zevalin bulur” der. Kanatlanma, ömrünün sonudur. Kiralık teröristin kendini ordu zannetmesi, karıncanın kanatlanma halidir. 

Trump’ın terörist aşkı Kudüs’ü İsrail’e başkent yapma gayretleri, İsrail’in, hiç olmazsa, Siyonist planın ilk hedefi, “Nil’den Kapadokya’ya kadar” kadar işgali için olsa gerek. Siyonist, ticaretteki başarının aksine bütün siyasi atılımları acı maceraya dönüştü. Zulümle devlet olunamayacağını bir türlü anlayamadılar. Siyasetin ruhu iman, yani sevgi ve fedakarlık; gövdesi hukuk ve adalettir.

Trump’ın kopardığı fırtınaya rağmen, elçiliğinin açılış merasimi çok cılızdı. Cılızlıktan öte, neşe değil, pişmanlık ve yas havası seziliyordu. 

Bütün dünyada, milyonlar, meydanları doldurarak lanetledi. Lanetliyor. 

Filistin halkı, gençliği, vatanını ve hakkını savunmak için can verip, kan dökerek, insanlık onurunu yere düşürmüyor! Direniş, ümit vadediyor.  

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, İİT dönem Başkanı olarak Filistinlilerin ve insanlığın hak ve hukukunu savunup korumak, masada tedbirler oluşturmak için gece gündüz demeden eşsiz bir diplomasi yürüterek, Kudüs konusuyla ilgili 2. defa İİT Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırdı.

18.5.2018 Cuma günü, milyonların katılımıyla gerçekleştirilen eşsiz bir, Kudüs Mitinginden sonra toplanan İİT Genel Kurulu, tıkalı hayati damarlarımızın açılmasına işaret etti. Öz söyledi. “Eylem” dedi. 1) BM’de hukuka yol açma çalışmaları devam edecek. 2) Kendi problemlerimizi çözmek için, “İslam Barış Ordusu”. 3) Siyasi kararlarla zulme dönüşen ambargo ve boykot değil, bireylerin vicdani kanaatiyle zalime ve zalimin, kazancı kötülükte kullanılan malına boykot. Bunlar, boyacı küpü gibi çabuk netice vermez ama, bu kapılar bir açılırsa bilgi çağı barış ve huzuru yakalar.

Görelim Mevla neyler? // Neylerse güzel eyler.

Hamd Allah’a!

Yeniakit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat