Darbeler genellikle, emir-kumanda zincirine bağlı askeri güçle yapılır. Gece yarısı başlar. Şafakla bitirilirdi. Özellikle Trump ile Ekonomik, Venezuela, Selman, terör ve seçim çeşitleri ortaya çıkıp netleşti. Her tür darbeye karşı, en güçlü silah, Türkiye’de olduğu gibi, milletçe uyanıklıktır. Şair, güzel söyler: “Yıldırım düşmek için ekser mualla tak arar. // Herkese gitmez bela erbab-ı istihkak arar.”

Sanayi devrimi, yalnız demokrasiyi değil, kendine özgü sömürgecilik, manda yönetimi gibi çeşitlemeler yaptı. Fransa, Cezayir halkını yok ederek Cezayir’i zulümle vatan edinmek için ne vahşetler yaptı. Vatan yapamadı. Vahşetlesömürge oluyor. Vatanolmuyor. İsrail de, bu vahşetle Filistin’i vatanedinemeyecek! Hülagu da, Bush da, Irak’ı yaktı yıktı. Vatan edinemedi. 

Batı, işgal ile sömürgeedindiği yerlerden ayrılmak zorunda kalınca, şahıslar değişse de kendinin uzaktan kumandalı zulüm yönetiminin değişmemesi için tedbirler almıştır. Öncelikle, kendini aratacak zalim bir idare kurmuş. Ülkeyi parçalayıp, halkı zulüm ve açlıkla perişan etmiştir. Örneğin, Sudan’da Nil’e baraj için imkan vermiyor. Bir başkasını, tankını, “İsrail’e tamir ettir” diyor? Başörtüsü,kendi ülkesinde yasaklamadığı zamanlar dahi, Loca, emriyle, uşaklarına yasaklatıyor.

Vietnam’dan beri, Batı gücü, “Kaht-ı Rical” dönemine girdi. Çare diye müdahale ediyor. Yakıp yıkıyor. Ağır külfetlere giriyor. Göç ve sığınmacı doğuruyor. Kendi de, sıkıntıya düşüyor. Darbelerle ülkelerin başına diktatör getiriyor. Darbeci diktatörlerin ömrü kısaldı.Şimdilerde iktidar imkanı bulamayan müzmin muhalifve teröristleri, ülke istikrar ve kalkınmasına düşman yaparak destekliyor. Müdahale için, verimli iklim doğuruyor. Ne kazanıyor?“Zulümle abat olanın, ahiri berbat olur.”

Trump ne yapacağını şaşırmış. Müttefikine parasıyla vermediği silahları, teröristlerine, tavuğa yem atar gibi, dünyayıtehdit eder gibi saçıyor?Venezuela’ya, petrol fethine çıktı. Fransa ile bir sürü devletçik de Trump’ın peşine takılmıştı? Komutanı Guaido’nun dokunulmazlığı kalktı? O iş orda kaldı.Golan veSalman’la yeni bir NATO diyor? Taklitçilerinde de, aynı tür hatalar tekrarlanıyor. Mesela Kılıçdaroğlu? Sürekli yeni hatalarla, eskisinden dikkat kaydırmaya çalışıyor. Kanuni seçim süreci işliyor. Aday İmamoğlu, emziği düşmüş bebek gibi, “Zaptım da zaptım!” diye sızlanıyor. Ne yapmış oluyorlar?

Geçen seçimlerde CHP, Trump Projelerini sollayan projeler üretti. HDP’ye ödünç oy transferiyle teröre hizmet etti. İP’e ödünç 16 milletvekili verdi. Aldı. “Bir şey olmadı” geçiştirme istediler. 1) Sistemi yozlaştırdı. 2) Seçimde Partileri kullandı.   

İstanbul mahalli seçimi gibi bir seçimolmadı, olamaz:

Bir ilde, on binlerce oy iptal edilebilir mi? İstanbul’da, ilçelerde edilmiş?

Diğer gariplik: Üç gün önce, aynı heyet, iptal ettiği on binlerce oyun üç gün sonra neticeyi değiştirmemek şartıyla, On binlercesine, nasıl, “Geçerli” diyebilir?

HDP’yi, Meclise taşıyan oylar gibi, dış programla destekli özel bir program güdümünde değilsehiçbir partiyi tutmayan insan dahi, %99 ilde oy verdiği partiye, ilçede de verir. İstanbul’un 39 ilçesinin 25’ini Ak Parti alacak, ili kaybedecek? Akıl mantık, bunu kabul eder mi? Realite de böyle ucubeyaşanmadı. Yaşanamaz.

Belediye Başkanı için, “CHP” diyen seçmen, Meclis’te, Ak Parti’ye vermesi kendi kendisiyle çelişkiye düşmesidir. Bu kadar insan nasıl oluyor da kendiseçtiği başkanını, başarısız kılmak için Mecliste Ak Partiye oy verir?

Belediye başkanı yetkileri,devlet yetkisi değil,hizmet yetkisidir. Siyasi yapı oluşturamaz. Siyasetin oluşturduğu programı uygular. Millet, devlet içindedevletliğe kalkışan yönetime izin vermez. Gelir gelmez, meclis kararı almadan,krallığını ilan eder gibi,ferman okuyup, VIP araba alanları,Şair, “Tizi reftar olanın payine damen dolaşır” Acele gidenin eteği, ayağına dolaşır,  diye ikaz eder.

Siyaset çözümsüz değildir. Geçen seçimde TBMM aritmetiği istikrara zarar verecek, millete ağır yükler getirecek olunca, Sayın Cumhurbaşkanımız, “Seçim” demiş. Milletvekillerimiz, bu çağrıya, hizmet imkanından feragat ederek uymuş.. Milletimiz hızla yoluna devam edebilmiştir. Gidişat, yeni bir seçim diyor.

Ahlak, insani yüceliği doğuran değerler sistemidir. Eğer ahlaki bir zaaf varsa,tam sağlıklı iş olsa dahi güven olmuyor? Hızla neticelendirilmesi gereken seçim işlerinde ayrı zorluklar vardır. Bilmeden itham kolaydır. Sayın Ali İhsan Yavuz’un,verdiği bilgiler, Ak Parti teşkilatının başarılı çalışmalarıyla olayı netleştirmiştir. Uzun zaman teşkilat başkanlığı yapmış biri olarak tebrik etmek ihtiyacındayım. 

İstanbul il seçiminde, halkın vicdanını rahatsız eden bu seçim anormallikleri,ileride sisteme yük olur. Kökten temizlenmeli. 

Mahalli idareler, genel yönetim tarafından, kapsamlı mal varlığı beyanları ve sürekli kontrollerle yanlışlar, vakit kaybetmeden önlenmeli; başarılar, periyodik olarak ve farklı metotlarla tespit edilerek ödüllendirilmelidir. Mahalli idarelerdeki keyfilik ve rüşvet gibi konular, kesinlikle vaktinde önleyecek kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. 

Periyodik olarak yapılacak halk yoklamaları suretiyle halkın dürüstlük, gayret ve hizmetlerinden memnun olduğu başkanlar, seçim sırasında dalgalandırılan haset ve kıskançlığa prim vermeden ömür boyu devam etme imkanı verilerek, siyasi görevlerin mevsimlik olmadığı tarihe yazılmalıdır.  

Türkiye iktidarının takdiri, Allah’a şükür, dünyanın her tarafından ses getiriyor. Siyaset, Haktan ayrılmıyor, sırtını Hakka ve milletine, mazlumların duasına dayıyor, icraat gücü de yerindeyse, yolu kesilmemelidir. İnşallah zorluklar, sabır ve ibret ve başarıyla hizmet ve mükafata dönüşecektir. Zorluk, kolaylığınmüjdecisi olacaktır.

Hamd Allah’a! 

YENİ AKİT GAZETESİ