Siyasette aklıselim ve hakkâniyet
- GİRİŞ07.02.2010 10:17
- GÜNCELLEME07.02.2010 10:17
Bu arada, ortada birçok hayatî önemde gündem maddesi varken, bu müddet MHP Kırıkkale Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un ortalığı velveleye vererek yaptığı münasebetsizlikle gündemin başını işgal etmesi için yeterli oldu. Bana da hasta yatağımdan birbirlerini yumruklayan milletvekillerini utanarak seyretmek düştü.
Görülmemiş skandal
Efendim, bana bir ülke gösteriniz ki, ülkenin Başbakanı’nın eşi bir askerî hastanedeki hastasını ziyaret etmek istediğinde, kıyafetinden dolayı kendisine izin verilmesin... Üstelik bu ülkedeki Genelkurmay Başkanı, yani askerin başı da Başbakan’ın şahsına bağlıdır. Hiç böyle rezalet, böyle utanmazlık olur mu?... Bu yasaklamayı koyanlar hangi insanlık anlayışına göre davrandıklarını söyleyebilirler mi?
Askeri şehit olmaya gönderirken eşinin başörtüsüne bakmayacaksınız. Kolu bacağı kopuk gazilerin eşlerini başörtülü diye askerî hastanelere kabul etmeyeceksiniz. Başbakanımızın eşinin başörtüsünü gösterip GATA’ya almayacaksınız... Bunu yapanlarda zerre kadar iz’an, insaf ve insaniyet bulunabilir mi?!...
Ben bu ülkede ne başbakan eşleri gördüm. Eşinden ziyade siyasete karışıp ahkâm kesenler, bakanları emireri gibi kullananlar, orduevlerini malikâneleri hâline getirenler ve daha niceleri... Emine Erdoğan Hanımefendi, son derece kibar, nâzik, ölçülü, sempatik mütevazı ve halka yakın tavırlarıyla gönülleri fethetmiş ve Başbakan’a lâyık bir zevce olmanın şerefini yaşamıştır. Böyle sevilen ve takdir edilen bir hanımefendiye reva görülen bu tutum üzüntümüzü arttırmıştır.
Lâkin, dünkü Hürriyet’te Genelkurmay Başkanı’nın, gecikerek de olsa ‘Keşke yaşanmasaydı. Bugün savunamayız’ şeklindeki bir bakıma özür dilemesi, bu olaydan duyduğumuz üzüntüye su serpmiştir.
Kürsüde bir ajitatör
Efendim, biz millet olarak bu duygular içerisindeyken, geçen gün TBMM Genel Kurulu’nda söz alan MHP Milletvekili Osman Durmuş, yaptığı konuşmasında pot üstüne pot kırarak tam bir ajitatör/provokatör gibi davrandı ve hem yumrukların havada uçuşmasına sebep oldu, hem de partisine telâfi edilmesi mümkün olmayan zararlar verdi.
Osman Durmuş’un elinde ses bandıyla kürsüye çıkması ve aynı CD’nin MHP Grup Başkan Vekili’nin de elinde bulunması, bu ajitasyonun önceden plânlanmış bir tertip olduğunu ortaya koyuyordu.
Durmuş’un provokatif konuşmasında şu unsurlar dikkati çekiyordu:
1. Durmuş, Başbakan’ın eşinin GATA’ya başörtüsünden dolayı alınmayışını tasvip eder şekilde konuşuyordu. Bu tavrıyla, milletin değil yasakçı zihniyetin yanında olmayı tercih ediyordu.
2. Durmuş, Başbakan’ın eşini istiskal ediyor ve alaya alıyordu. Yaptığının hiçbir terbiye kaidesiyle bağdaşır tarafı yoktu.
3. Durmuş, Başbakan’a sataşmak için AK Parti Aydın eski İl Başkanı’nın mübalağalı ve dinen mahzurlu bir ifadesini istismar ediyor; bunu yaparken kendi saygısızlığını unutarak, bütün dünyanın dindarlığını bildiği başbakana çamur atıyordu. Bu arada, Hz. Peygamber’e dil uzatmış duruma düşüyor; Kâinatın Efendisi’ni o mülevves polemiğin ortasına atmakta beis görmüyordu.
MHP gereğini yapmalıdır
Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz
Hasan Celal GÜZEL / Radikal
Yorumlar4