Alperen Hasreti’: Ahmet Kabaklı
- GİRİŞ13.02.2011 10:07
- GÜNCELLEME13.02.2011 10:07
En büyük eserlerinden olan Türk Edebiyatı Dergisi’nin Ocak 1997 sayısında yayınlanan, ‘Alp-Eren Hasreti, Alp-Eren Mefkûresi’ başlıklı nefis yazısında, alperen ruhuna ve mefkûresine duyduğu bin yıllık hasreti terennüm ediyordu.
Bugün ben de Alperen Ahmet Kabaklı Hoca’ya duyduğumuz hasret ve özlemi anlatmaya çalışacağım.
Bir hayrülhalef: Servet Kabaklı
Ahmet Kabaklı, gerçek bir alperendi. O’nu hep elinde kalemi; milli, manevi değerlerimizi ve inandığı doğruları cesaretle savunurken hatırlardık. 1960 yılından vefat ettiği 2001 yılına kadar tam 40 yıl, Tercüman ve Türkiye gazetelerindeki ‘Gün Işığında’ başlıklı köşesinde, nesiller boyu kendisi gibi milliyetçi, imanlı, demokrat insanlar yetiştirmiş; bu ülkenin bütün değerlerine, dinine, diline, kültürüne, tarihine, mazisine ve istikbaline sahip çıkmıştır.
Ahmet Kabaklı Hoca’nın, Türkiye’de son 40 yılda yetişen bütün inançlı ve vatansever insanların üzerinde emeği vardır. O bir mektep olmuş ve mektebinden Doç. Dr. Erol Ülgen, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Ayla Ağabegüm gibi birçok hayrülhalef ‘Türk Edebiyatı Vakfı’nı ve Dergisi’ni devam ettirmişlerdir. Lakin yeğeni Servet Kabaklı, O’nun mümtaz isminin yâd edilmesinde en büyük paya sahiptir. Önce yazar olarak, daha sonra Türk Edebiyatı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla O’nun ismini yaşatmaya çalışmıştır.
Ahmet Kabaklı Hocamızın 10. vefat yıldönümü O’na layık bir şekilde anılıyor. Önce kabri başında Kur’ân okundu. 9 Şubat Çarşamba günü Türk Edebiyatı Vakfı’nda ‘lperen’e Vefa’ isimli sohbet toplantısında, O’nun rahle-i tedrisinden geçmiş Doç. Dr. Erol Ülgen, İsa Kocakaplan, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Ayla Ağabegüm ve Serhat Kabaklı tarafından yâd edildi.
Bugün saat 11.00’de, restorasyonu tamamlanan Türk Edebiyatı Vakfı Binası (Cevri Kalfa Sıbyân Mektebi) ve ‘Edebiyat Kıraathanesi’ Başbakan Erdoğan’ın iştirakiyle hizmete açılıyor.
Akşam 18.00’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de katkılarıyla ‘1. Vefat Yıldönümünde Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’yı Anma Programı’ yapılacak. Programda, Ahmet Kabaklı Fotoğrafları Sergisi’nden sonra Anma Oturumu’na geçilecek. Oturumu Nazlı Ilıcak yönetiyor. Hatipler, Sabir Rüstemhanlı, Yavuz Bülent Bâkiler, Prof. Dr. Birol Emil, Ali Coşkun ve bendenizden meydana geliyor. Oturumun akabinde Esat Kabaklı ‘Türkülerle Türk Dünyası’ Anma Konseri’ni verecek.
Ahmet Kabaklı bir semboldü
Ahmet Kabaklı , bizim neslimiz için sadece başarılı bir köşe yazarı, emsalsiz bir edebiyatçı değil, gerçek bir ‘dava adamı’ydı. Soğuk savaş yıllarının marksizminin kıskacındaki Türkiyesi’nde, gözünü kırpmadan, tenkitlere aldırmadan inancını savunur, fikrinin bayraktarlığını yapardı.
Müslümanlığı, Türklüğü içine sindirmiş, bu memleketin meselelerine kendisini âdeta vakfetmiş, mensup olduğu İslâm medeniyeti ve Türk milleti ile iftihar eden, kelimenin tam manasıyla bir ‘millÓ aydın’ idi. Kendi ülkesine ve kültürüne yabancılaşmış aydın müsveddeleriyle alay eder, bayrak ve vatan denilince gözleri yaşarırdı.
Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiyken, solcular Cumhuriyet Gazetesi’ni okunacak şekilde kıvırır, ceketlerinin cebine sokarlardı. Biz de Tercüman Gazetesi ile aynını yapardık. O’nun makalelerini onlarca defa okur, bazılarını ezberlerdim. O ışıklı yazılar bize rehber olurdu. Bazı yazılarını yüksek sesle bağırarak okurken nasıl heyecanlandığımı, nasıl zevk aldığımı unutamam.
Ahmet Kabaklı, Ergun Göze, Rauf Tamer üçlüsü, o zor günlerde milletin içini rahatlatan yazılar yazarlardı.
Yorumlar4