Evet, şiddet şiddeti getirir

  • GİRİŞ20.07.2012 10:57
  • GÜNCELLEME20.07.2012 10:57

17 ayda 18 bin ölü! Bir diktanın kanlı bilançosu... Beşar Esad rejimi, böylesine bir kan gölünü biraz daha büyütebilir ama o kan gölünde boğulmaktan da kimse onu kurtaramaz.

Şam'da, 42 yıllık Esad rejiminin kalbinde patlayan bombalar ister istemez bu gibi dönemlere özgü kritik soruları gündeme taşıyor:
Sonun başlangıcı mı?
Esad'ın gidişi hızlanıyor mu?
En nihayet çözülüyor mu?
Bir dönüm noktası mı?
Bu soruların ne kadar gerçeği yansıttığı ya da yansıtmadığını bugünden kestirmek hiç kuşkusuz kolay değil.
Ama Beşar Esad'ın en yakın çevresinde yer alan ve kanlı diktanın beyin kabinesini oluşturan dört kişinin bir intihar saldırısında ölmesi, Şam'da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının çarpıcı bir işaretidir.
Bundan böyle muhalefet güçlenecektir.
Özgür Suriye Ordusu büyüyecektir.
Kararsızların kamp değiştirmesi hızlanacaktır.
Ve Esad kampında moraller bozulacak ve panik havası koyulaşacaktır.
Şu da söylenebilir:
Muhalefet güçlerinin Esad diktasının kalbine indirdikleri bu ölümcül darbeyle, rejim içi bir askeri darbe ihtimalinin de kapıya dayanabileceği akla geliyor.
Öte yandan, son dört gündür başkent Şam'ın içinde ilk kez yaşanan silahlı çatışmalar da, kontrolün artık Esad'ın elinden iyice kaçmaya başladığını gösteren bir başka gelişmedir.
Kısacası:
Beşar Esad'ın yarını yok!
Çözüldükçe çözülüyor.
Ama tam da bu nedenle dikta rejimi, giderayak, 2011 yılı Mart ayından beri yarattığı kan gölünü biraz daha büyütebilir, baskı ve zulmü daha da korkunçlaştırabilir.
Bu çerçevede, büyük bir dikkat ve korkuyla izlenen bir başka konu var:
Kimyasal silahlar!
Beşar Esad rejiminin kimyasal silah depoları, başta Washington olmak üzere Batı başkentlerinde yakın markajda tutuluyor.
Bu konu tedirginlik yaratıyor.
Dikta, kimyasal silahları muhalefete, kendi halkına karşı kullanabilir mi?

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Hasan Cemal - Milliyet

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat