Türkiye şu an ne yapabilir?

  • GİRİŞ22.07.2009 10:51
  • GÜNCELLEME22.07.2009 10:51

İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü katliamı önlemede, Çin’in Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği Türk soykırımını durdurmada, ABD ve müttefiklerinin Irak ve Afganistan, Ermenilerin Karabağ ve diğer ülkelerin Keşmir, Somali, Sumatra ve başka ülkelerin başka başka coğrafyalarda akıttıkları kanı bitirmede Türkiye Cumhuriyeti ne yapabilir?

Böyle bir sorunun cevabı ikinci bir soru oluyor?

Türkiye, nerede bir haksızlık ve zulüm varsa kimi Müslüman kimi Türk’tür diyerek cümlesine müdahil olmak durumunda mı?

Bu ikinci soru ister istemez üçüncü soruyu gündeme getiriyor: Türk ve Müslüman katliamları ile ilgilenip başka coğrafyalardaki zulüm ve haksızlıklar karşısında kayıtsız kalınan bir Türkiye sahiplendiği davalarda inandırıcı olabilir mi?

Ve yeni bir soru: Kendi içerisinde birtakım sorunları çözememiş ve akan kanı onlarca yıldır durduramamış, hadi adını da koyalım, Türk-Kürt kardeşliğinden Alevi-Sünni kaynaşmasına kadar aslında hiç olmaması gereken problemleri kangren haline getirmiş bir Türkiye kendi dışındaki coğrafyalarda kanayan yaralara da burnunu sokarak başına yeni işler açmalı mı? Tam tersi, beş milyonluk İsrail bile dünyanın her noktasındaki her mesele ile ilgileniyorken o meselelerle ilgilenmeyen bir Türkiye varlığını sürdürebilir mi?

Soruların ardı arkası kesilecek gibi değil.

Sizce dünyada olup bitenlerden bana ne deyip kendi içindeki problemlere odaklanan bir Türkiye mi çok daha çabuk iç barış ve kalkınmasını tamamlayabilir, yoksa, herkesin derdi ile dertlenirim arkadaş diyen bir Türkiye mi?

Ve Türkiye, dünyanın her noktasında kanayan her yaraya pansuman olmaya kalktığında diğer Türk devletleri, “Ağabey devleti yalnız bırakmayalım” diyerek Ankara’yı destekler mi? Türkiye, dünyanın her noktasındaki İslâm ve Müslüman odaklı problemlere dînî ve tarihî geçmişi dolayısıyla müdahil olduğunda ihtiyaç duyduğu maddî ve mânevi desteği diğer İslâm ülkelerinden görebilir mi?

Devam edelim...

Devlet ve hükümetleri bir tarafa bırakalım, biz, Türk halkı olarak, dünyanın herhangi bir noktasındaki Türk ve Müslüman katliamına seyirci kalınmasına onay verebilir miyiz?

Veremezse ve Türkiye Cumhuriyeti devleti halkının sesine kulak vererek bütün bu sorunlara bodoslama daldığında, Türk halkı bu yükün altından kalkabilir mi? Çünkü bu işlerin faturası erinde geçinde Türk halkından çıkacaktır. Fatura günü Türk halkı, “Yürü be aslanım” diyerek olaylara müdahil ettiği devlet ve hükümetinin arkasında durabilir mi?

Meselâ çocuklarının kriz noktalarında ölmesine razı olur mu, herhangi bir ambargo yüzünden işsiz kaldığında, bunu ben istedim, ben dâvâ adamıyım çekerim mi, olmakla, yoksa birtakım Kıbrıslıların iş fatura ödemeye geldiğinde yaptığı gibi askerini işgalci hükümetini de ülkeyi maceraya sürüklemekle suçlamaya mı başlar?

Daha nice sorular ve her soruya cevap verilmeye kalkıldığında ortaya çıkacak yeni sorular!

İyi de, biz bunca soruyu niye sorduk?

Şunun için: Türkiye, Rusya ve Çin arasında sıkışmış, her diklenişi ABD’nin işine gelen ve faturayı devamlı Uygur Türk’ünün ödediği problem için, “Türkiye fevri davranmasın, bağımsız ve dünyada az çok hatırı sayılır bir ülke olarak, kan ve kültür bağı dolayısıyla Çin ile Uygur Türk’ünün arasını bulsun, kanı sulhla durdursun” dediğimizde okuyucular genellikle, “Bu iş ancak hilafetle halledilir” veya “Mesele Türk birliğinin gerçekleştiği gün çözülür” diyor. Bir kısmı da hilafet ve Türk birliğini yan yana getirerek dünyadaki her türlü olumsuzluğun çözümünü ve akan bütün kanların durdurulmasını, “Türk İslâm Birliği”nde görüp, “Yazar uyuma!” uyarısında bulunuyor.

İyi de kardeşim... Filistin, Doğu Türkistan, Karabağ, Afganistan mezbahaya dönmüş.

Türk Birliği bugünden yarına mümkün mü?

Türkiye hilafete geçse Vehhabî Suudi Arabistan, Şii İran mı Ankara’nın cihat çağrısının arkasına takılacak? Yoksa Kaddafi’nin Libya’sı, Hüsnü Mübarek’in Mısır’ı mı? Pakistan Kıbrıs’ı tanıyamadı, Hilafet’i mi tanıyacak? Türkiye kendi içerisinde birliği sağlayamadı, Türk birliğini akşamdan sabaha, Türk İslâm birliğini de öğleye doğru nasıl sağlayacak?

Bana, bugün ne yapılabilecekse, onu söyleyin!

Hasan Demir - Yeniçağ
hasandemir54@hotmail.com 

Yorumlar10

  • hüseyin kolcu 15 yıl önce Şikayet Et
    Türk- İslam birliiği hedeftir. Türk- İslam Birliği amaç olmalı ama akıllı politikalar gereklidir. Bu konuda devletin görevleri olduğu gibi her vatandaşın da görevi vardır.
    Cevapla
  • Ebru Candan 15 yıl önce Şikayet Et
    Ne mi yapacağız?. Siz kıymetli yazarlarımız Türk İslam Birliğini yazacak,neden gerektiğini anlatacak, halk daha çok bilinçlenip daha çok isteyecek, devlet makamlarına ileteceğiz talebimizi, pankartlar açacağız,halk iradesi değil midir mühim olan, halk isteyince devlet yapacaktır.Ki zaten yapacak olan Allah,bütün bunlar da vesile olacak inşallah.
    Cevapla
  • Ebru Candan 15 yıl önce Şikayet Et
    Dua edin icabet edeyim buyuruyor Rabbimiz.. Müslümanlara da "bir bina gibi saf bağlayarak" birleşmeyi emrediyor ..Yani zaten ayrı olmamız haram.Birleşmemiz farz.Türk İslam Birliği çok yakın Allah'ın izniyle.
    Cevapla
  • aslan osman turk 15 yıl önce Şikayet Et
    Ama önce. Türk İslam Birliği mutlaka kurulacaktır ama öncelikle tam güçlü olabilmek için devlet içindeki pisliği temizlemesi gerekir. İçersi temiz olursa dışarı yansıması daha güzel olur. Temiz bir Türkiye, çok güçlü bir Türk İslam Birliğinin lideri olur ve bunun karşısında da hiç bir şey duramaz inşaallah.
    Cevapla
  • gülce güngör 15 yıl önce Şikayet Et
    Bu zaten gerçekleşecek bir ülkü. Allah'ın izniyle Allah İslam'ı hakim kılacak dünyada, bunu Nur Suresi 55. ayette görebilirsiniz, bu da bu dönemde olacaktır, ahir zamanda yaşıyoruz, başka bir dönem kalmadı fazla, ve İslam gitgide yayılıyor dünyada, Türk milleti tecrübesi ve İslam hoşgörüsünün birlikte oluşturacağı Türk İslam Birliği ancak bu akıtılan kanlara bir son verebilir. Bunun için de hızla devletimiz bu yönde çalışmalıdır. Tek laik Müslüman devlet olan ülkemiz bu üstün özelliği ile tek çözümdür..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat