Nerede bu Kral’lar ve Şeyh’ler... Ve nerede bu Ali

  • GİRİŞ08.11.2014 12:11
  • GÜNCELLEME09.11.2014 10:32

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) çeşitli “Hadis-i Şerif”lerde, bu durumu şöyle anlatır:

l “Âlimler fitne unsuru olacak, camiler ve hâfızlar çoğalacak ama, hakiki âlim hiç bulunmayacak.”

“Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.”

“Din adamları, ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar.”

“Din âlimi kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verecek, herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak.”

l “Hacca, hükümdarlar gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için gidecekler.”

Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:

“Kıyametin işaretlerinden biri namazın ortadan kalkması, şehevî arzuların peşine düşülmesi, tutkulara yönelik eğilimlerin artması, mala büyük değer verilmesi, dinin satılarak karşılığında dünyalık şeylerin alınmasıdır. Bu şartlar ortaya çıktığında, gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla müminin yüreği ve içi, suda tuzun erimesi gibi erir.”

Selman-ı Farisî Hazretleri  hayretle sorar:

“Bu da mı olacak ya Resulallah?” 

Buyurur ki:

“Evet, canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ey Selman! Bütün bunlar olacak ve bu sırada onları zorba emirler, fasık vezirler, zalim bilginler ve hain eminler yönetecektir.”

Bu “Hadis-i Şerif”lerden hareketle; “gelişme”lere, “alim”lere, “devlet başkanları”na ve “kişi”lere şöyle bir bakalım.

Hani, Hz. Selman Hazretleri; Peygamber Efendimiz’e sormuş ya;

“Bu da mı olacak?”

Peygamber Efendimiz; “Evet, bütün bunlar olacak” demiş ya...

İşte manzara!..

Bütün bunlar oluyor...

“Alimler” de ortada,

“Devlet yöneticileri” de!..

HALK KIYAMDA AMA!

Görüyorsunuz... “Terör Devleti İsrail”in askerleri, “Müslümanların ilk kıblesi” olan Mescid-i Aksa Camii’ne “tecavüz” etti, “Allah’ın evi”ni işgal etti, “Kur’an-ı Kerim’leri yerlere fırlattı”ama “İslâm Dünyası”nda tık yok!..

“İslâm Dünyası” derken, elbette “İslâm ülkelerinin yöneticileri”nden söz ediyorum... 

Yoksa, “halkı Müslüman bütün ülkeler”de, insanlar, “katil İsrail”e, “topyekûn tepki” gösterdiler... 

“Miting”ler yaptılar, “pankart”lar açtılar, “slogan”lar attılar, “protesto yürüyüşleri” düzenlediler.

Tıpkı, Peygamber Efendimiz’in 1400 küsur yıl önce işaret ettiği gibi; “Gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla” mü’minlerin “yüreği ve içi tuzun suda erimesi gibi” eridi!..

Çünkü, ellerinden “daha fazlası” gelmiyor... 

Ancak protesto ediyorlar, haykırıyorlar!..

Çünkü “güç ve silâh” idarecilerde... Dolayısıyla, İsrail’e “dur” demesi gereken, idareciler!..

TEK YÜREKLİ SES TÜRKİYE’DEN

Peki, idareciler ne yapıyor?..

Sorarım size; “Türkiye”den başka, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan başka “dişe dokunur bir tepki” gösteren devlet ya da hükümet başkanı var mı?..

Erdoğan ve Davutoğlu; İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırısına, “Alçaklık” dedi,“Barbarlık” dedi, “İsrail, bu alçaklığa son versin” dedi... 

Demekle de kalmadılar, bu “tecavüz”ü, BM başta olmak üzere “uluslararası kuruluşlar”ın gündemine sokmak için çalışacaklarını söylediler...

Dahası;

“Kudüs bize Hz. Ömer’in, Yavuz Sultan Selim’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın emanetidir... Herkes unutsa da, Kudüs bizim dâvâmız olmaya devam edecektir” dediler...

Peki, yeterli mi?..

Elbette değil ama, “devlet adamları”bundan daha fazlasını söyleyemez.

KRALLAR VE ŞEYHLER!

Peki, adlarının başında “Kral” olan,“Şeyh” olan ülke yöneticileri ne yapıyor?..

Meselâ Suudi Arabistan Kralı veya Kuveyt Emiri’nden, ya da “Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı”nı bir “darbe” ile devirip, Mısır halkının başına çöreklenen Sisi’den bir tepki duydunuz mu?..

Duyamazsınız!..

Çünkü onlar, Ahmet Varol’un dediği gibi;

“Kendi canlarının derdinde ve halkların özgürlük ümitlerini tamamen yok edebilmek için fitne savaşlarını yönlendirmekle ve finanse etmekle meşguller.

Kendi saltanatlarını koruyabilmek için küresel güçlerle işbirliği yapıyor, onlar da karşılığında işgalci siyonistin tüm aşırılıklarına sessiz kalmalarını istiyorlar.

Dikta rejimleri de halklarının istediklerini yapmamak için küresel güçlerin tüm isteklerini yerine getiriyorlar.

Zulüm rejimlerinin iyice vahşileşmesinden kaynaklanan sıkıntılar, tüm Müslüman halkların zihinlerini meşgul ettiğinden halklar da bu sıralarda kendi başlarının derdiyle uğraşmak zorunda bırakılmış durumdalar.

Dolayısıyla işgalcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik tehditleri karşısında yeterince duyarlılık gösteremiyorlar. Duyarlılık göstermeye kalkışanların önleri de küresel güçlerin işaretleriyle oturup kalkan diktatörlerin polis şiddetiyle kesiliyor. İşgalci de böyle bir fırsatı yakalamışken kaçırmak istemiyor ve Mescid-i Aksa’yı hedef alan azgınlığını iyice zirveye tırmandırıyor.”

Anlayacağınız; Arap ülkelerindeki “dikta rejimleri”nin gücü, sadece “kendi halklarına”yetiyor...

Buna da mecburlar;

Çünkü, sınırları “cetvel”le çizen ve içine de bu “despot”ları oturtan Amerika ve Avrupaülkeleri “böyle davranmalarını” istiyor!.. 

Onlar da, birer “Batı Maymunu” olarak, denileni yapıyor, İsrail’e gıkını çıkaramıyor!..

Yazının tamamı için tıklayın...

Yorumlar1

  • ahmet 11 yıl önce Şikayet Et
    cumhur baskanı söylem olarak tepki koyuyor ama israille ticari anlaşmalarda ise rekor kırıyor. bu ne perhiz ne lahana turşusu... ticareti kes de samimisin görelim
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat