Savcı, komutana mı dokundu?.. Linç et, gitsin!

  • GİRİŞ21.03.2010 09:20
  • GÜNCELLEME21.03.2010 09:20

Otlara yönelen bir atı da mümkünatı yok, yolda tutamazsınız... İllâ eğilip, otlayacak!.. Eğer buna fırsat vermezseniz; sizi üzerinden atması, ısırması veya tepmesi işten bile değildir... Bu yüzdendir ki; atların çoğuna “at gözlüğü” takarlar... Sırf “önlerine” baksınlar, “etrafa kafalarını takmasın”lar diye!.. İnsanlarda ise, durum tam tersinedir!.. Evet, insanlar da “gözlük” takarlar... Ama, “daha iyi görmek” için... Kaldı ki; insanların gözlüğü “şeffaf”tır, atlarınki gibi “deriden” ve “kapalı” değil!..

Haa, insanlar içinde de “at gözlüğü” takanlar yok mu?.. Elbette var... Bazı insanlar da “at gözlüğü” takarlar ki, “etraf”tan etkilenip de “ufuk”ları açılmasın!.. Onlar, sadece “önlerine” bakarlar!.. Kendilerine bir “yol” çizmişlerdir, sadece o yol üzre giderler!.. “Sağ”da veya “sol”da ne olup bittiği umurlarında bile değildir!.. Eğer sağa-sola baksalar, “yoldan çıkacaklarını” zannederler!..
Maalesef, bazı “aydın”(!)lar böyledir!..

Tabiî, bazı “parti liderleri” de!..

“NE OLMUŞ ALEVÎ KÖYÜNE GİTTİYSE!”

Şimdi sizlere, hem “bugün”den, hem “dün”den iki örnek verip, olaylara “at gözlüğü” ile bakanların nasıl “çarpıtma” yaptığını belgelemek istiyorum.

Efendim, önceki günkü Hürriyet’in manşetinde, “Ne olmuş Alevi köyüne gittiyse” başlığı altında şöyle bir spot vardı:

“Alevi açılımını yürüten Devlet Bakanı Faruk Çelik, 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’in Alevî köylerine yardım çalışmalarının Erzincan iddianamesinde yer almasını eleştirdi.”

Demek oluyor ki;

“Ne olmuş Alevî köylerine gittiyse” diyen, Faruk Çelik’tir... Ki, Faruk Çelik, sözünün devamında şöyle demektedir:

¥ “Savcının elinde, ne delil var bilemiyorum. Ama genel olarak bizim çalıştaylarımızda da geldiğimiz nokta şudur: Ayrıştırıcı değil birleştirici söylemin zamanı gelmiş, geçmiştir bile. Ortak bir dil geliştirmeliyiz, ayrımcı söylem değil. Şimdi burada eğer savcı, bir mezhepsel bakışla iddianamesini hazırlamışsa katılmamız, onaylamamız kesinlikle mümkün değil.”

¥ “Şimdi burada komutan Alevi köylerine gidip gelmişse, yardım etmişse bunda ne yanlışlık var? (...) Dediğim gibi savcının elinde ne var bilemiyorum. Ama diyorum ki, eğer komutan hata yapmışsa savcı tekrarlamamalıydı.”

O GÖRÜŞ SAVCIYA AİT DEĞİL!

Sizlerin de gayet iyi anladığı gibi;

Burada eleştirilen “savcı” idi!.. Çünkü, Savcı Bey, hazırladığı “iddianame”de şöyle bir ifadeye yer vermişti:

“Saldıray Berk, Erzincan ve civarında bulunan Alevi köyleri ile yakından ilgilenmektedir. Bu köylerin ihtiyaçlarının giderilmesi için ordunun imkânlarını kullanmaktadır. Yaptığı bu faaliyetler dolayısıyla Alevi köyleri ve dedeler tarafından sevilmekte ve kendisine takdir beratları verilmektedir. Saldıray Berk Sünni köylerle ve Sünni liderlerle ilgilenmemektedir. Saldıray Berk’in Alevi köy ve dedeleri ziyaretlerinde hanımefendi her zaman kendisine eşlik etmektedir. Saldıray Berk’in cemevleri ve Alevi köylerine olan ilgisinin, kendini meşrep olarak Aleviliğe yakın hissetmesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.”

İddianamedeki işte bu ifade çok tartışıldı, çok konuşuldu... Sanıyorum ilk gündeme getirip de, “savcı”yı hedefe oturtan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal olmuştu... Bazı gazeteler de Baykal’dan esinlenip, “Alevi sevgisi de suç oldu” gibi ajitasyon amaçlı başlıklar kullandılar!..

Peki, ortalığı “velvele”ye veren bu çıkışlar bir “bilgi”ye mi dayanıyordu?..

Elbette hayır!..
Bu “haber” ve “demeç”ler, sadece ve sadece “önyargı”dan, olaylara “at gözlüğü” ile bakmaktan kaynaklanıyordu...
Çünkü efendim;

“Org. Saldıray Berk’in Alevi sevgisi”ni yansıtan o ifadeler “savcının tesbiti” değildi.
“Savcının böyle bir görüşü yok”tu!..

O görüş: Jandarma Başçavuş Orhan Esirger’in harddiskinden çıkan “fişleme” notlarıydı...
Sizin anlayacağınız;

Kendilerine “fişleme” görevi verilen askerler, bu arada “Ordu Komutanı’nı da fişlemişler” ve onun “Alevî köyleriyle yakından ilgilendiğini” geçmişler kayıtlarına!..

Yani; fişlemeyi de fişlemişler!..

Gelin, görün ki;

“Hedef”e oturtulup, “Vur abalıya” denilen kişi, “savcı” oldu!.. Oysa, “o ifadeleri” kullanan Jandarma Başçavuş Orhan Esirger’den başkası değildi!..

Tabiî, bu gerçeği görebilmenin ilk şartı, “önyargılar”dan sıyrılmak, “at gözlükleri”ni çıkarmak ve “geniş ufuklu” olmaktır!..

Olan-bitene “tek ve dar bir pencere”den bakarsan, üstüne üstlük bir de gözlerine “at gözlüğü” takarsan, oturduğun koltuğa “raptiye” konulmuşçasına yerinden fırlar, koşarsın kameraların karşısına;

“Alevileri sevmek de mi suç oldu?..
Bu savcı ne yapmaya çalışıyor?”
Şimdi kalkıp, desen ki;
“Savcı” değildi o, “başçavuş”tu!.
Duymaz!.. “Sağır” ayaklarına yatar!..
Çünkü, işine gelmez!..
Onun derdi “gerçeği aramak” değil ki!..
Onun derdi;

“Maksat muhalefet olsun!..”
İddianameyi sulandıralım, kafaları bulandıralım, Hükümet’e saldıralım da, gerisi hiç önemli değil!..
Millet “keriz” ya, “enayi” ya!..
Nasıl olsa yerler!..
Yemezler ağam!.. Karnımız tok!..

SAVCI SARIKAYA’YI DA BÖYLE YEMİŞLERDİ!

Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz

Hasan KARAKAYA / Vakit

Yorumlar3

  • mehmet tokat 15 yıl önce Şikayet Et
    aslında bu konu üzerinde kutsal kitabımızda da çok durulur. fasıktan bir haber geldiğinde etraflıca araştırın ki eğer araştırmazsanız masum insanlar aleyhinde yanlış kanaat ve zanlara sahip olmanız tehlikesi vardır, bu da haram olur mealinde. bu ayeti kerimeyi hayat felsefesi, önemli bir emir telakki etmemiz lazım geldiğini bu haber bize bir kere daha göstermiştir.
    Cevapla
  • Yavuzhan Karagöz 15 yıl önce Şikayet Et
    Amma mide bulandırıcı bir yazı yahu. Bu adam kendini hakkaten birşey sanıyor galiba. Çevir kazı yanmasın. Savcıyı kurtarmaya çalışıyor. Komutan a 3 suçlama yapılmış mı yapılmış. 3 taneden bir tanesi bu mu? bu. Ne zırlıyorsun be adam. CEMAAT Dayanışması midemi kaldırdı.
    Cevapla
  • mehmet tokat 15 yıl önce Şikayet Et
    VAY VAY VAY!! DEMEK BİR OLAY BU KADAR SAPTIRILABİLİYORMUŞ. ben de takip etmiştim ve o zaman anlayamamıştım niye bu konu iddianameye girdi diye. AMA KARTEL MEDYA BUNU HEP YAPAR, BEYAZI KARA, ATEŞİ SU GÖSTERME BECERİLERİ VARDIR KARTELİN. işte biz müslüman türk milletinin dikkatli olması gereken nokta budur. mutlaka her duyduğumuzu araştırmalı, doğruyu öğrenmeliyiz. çünkü doğruyu öğrenmek bazen zordur ama suçsuzları suçlamayız böylece. ALLAH RAZI OLSUN HASAN KARAKAYA.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat