Bosna'yı bekleyen tehlike

  • GİRİŞ26.04.2015 11:12
  • GÜNCELLEME26.04.2015 11:12

Özellikle Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya ve Sırbistan’ın. 

Bu bağlamda, ekonominin siyaseti belirleyebileceği tezine de...

Ortak uzak tarihin gelecek inşasında gücüne de itibar ediyorum.

Lakin topyekun Batı’nın, Batı Balkanlar için tasarladıkları ile o bölge milletlerinin ve Türkiye’nin çıkarları her daim örtüşmüyor. Bilakis çatışmanın ana kaynağını Batı’nın çifte standardı ve kendi çıkarları için bölgedeki yarayı kaşıması neden oluyor.

Özellikle son Suriye iç savaşıyla birlikte sıklıkla kullanılan “yabancı cihatçı” kavramı...

Ve Batı’dan Suriye’ye giden savaşçılar üzerinden tezgahlanan oyunun bir bölümü Batı Balkanlar için de geçerli.

Bu maksatla, hem Avrupa basınında hem Amerikan medyasında “yabancı cihatçılar” kavramı etrafında yapılan tartışmalarda “Batı Balkanlar yabancı cihatçıların gizlenme yeri oldu” gibi çok muğlak, çok genel, toptancı bir yaklaşım ile bölge hedefe konulmuş görünüyor..!

Çünkü yakın gelecekte, Türkiye’nin de içinde olduğu yeni enerji koridorlarının bir kısmı bu bölgeden geçecek..!

Oysa biz Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova ve Makedonya’nın vatandaşlarının yabancı ülkelerde savaşmasını engelleyen yasalar çıkardığını ve tedbir için “radikal unsurlara” üye olanların bir kısmını tutukladığını biliyoruz.

Lakin başta Brzenski gibi Amerikalılar (ki eski ajan) bu tedbirleri yeterli görmediklerini söylüyor. Ve her vesile ile görüyoruz ki neoconlara yakın medya Balkanlardan bine yakın savaşçının Suriye iç savaşına gittiğini dillendiriyor. (Fransa, Belçika, İngiltere gibi ülkelerden 20 binin üzerinde olduğunu biliyoruz.)

Bütün bu yönlendirilmiş bilgilerin bir bölümü özelde Bosna-Hersek’i ilgilendiriyor.

Ve tam da burada Türkiye medyasının bir kısmı bu kara propagandanın etki alanına girmiş görünüyor.

Hatta bir ileri adım daha atayım devlet ajansının  “yabancı uyruklu” bazı editörleri bu iddiaları araştırmak yerine destekleyen haberler yapmak için can atıyor!

İddiaların ve kara propagandanın araştırılması, gerçeklerin ortaya çıkartılması elbette gerekli. Bu konuda çaba harcamak da lazım.

Fakat!

1995 yılının Aralık ayında imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile savaş bitti ama Bosna-Hersek’te kurulan “ucube yapı” birçok sorunu bugünlere kadar taşıdı.

Allah gani gani rahmet etsin Aliya İzzet Begoviç’in çabasıyla, o dönemde ileriye dönük sorun olabileceği öngörüsüyle Bosna hükümeti savaşa katılan “yabancıların” çoğunu sınır dışı etti. Elbette, savaş döneminin “radikal tortuları” bugüne kadar geldi.

Lakin hiçbir zaman Bosna-Hersek’de ne etkin oldu, ne de oransal olarak çoğaldı. Marjinal olarak kaldı.

Bunda elbette Türkiye’nin genelde Balkan ülkeleri özelde Bosna Hersek ile geliştirdiği ilişkinin rolü büyük.

Balkanlar üzerindeki yeni tezgahı “yabancı savaşçılar” kavramı üzerinden dillendiren Amerikan ve Batı medyasının aksine, bize düşen oralara ekonomik ve sosyal alanda açılımlar yapmak.

Öncelikli tartışmaya açmamız, gündeme taşımamız gereken ise Dayton’un “Bosna’daki karışıklığın nedeni olduğu” gerçeğidir.

 

Yazının devamı için TIKLAYIN

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat