Yalan üzerinden oluşturulan iklim dağıtılmadan yeni anayasa yapmak ne mümkün

.

  • GİRİŞ06.07.2021 08:28
  • GÜNCELLEME06.07.2021 08:28

Yeni anayasa tartışmalarında teknik süreçler yaşanıyor. Asıl bizi ilgilendirense, siyaset kurumunun 82 Anayasası’nın bir darbe anayasası olduğu gerçeğini hatırlayarak “sivil ve yepyeni bir anayasa” yapıp yapamayacağı hususudur.

YENİ ANAYASA İÇİN NE SİYASİ İRADE NE DE İYİ NİYET YETERLİ DEĞİL MAALESEF

Yeni bir anayasa yapmak için iyi niyetli olmak yeterli mi peki? Ya da yeni anayasa yapmak için irade koymak sonuca ulaşmak için yeterli mi?

Sanmıyorum.

Türkiye’de anayasalar maalesef ki hep darbeler sonrasında darbecilerin inisiyatif ve perspektifiyle yazıldı.

61 Anayasası da 82 Anayasası da öyle.

CHP’nin eski Genel Başkanı Baykal, “Ne o, darbe mi oldu da yeni anayasa yapacaksınız” demişti… “Kurucu Meclis” vurgusunun da içinde olduğu bir konuşmasında.

Yani milletin oylarıyla seçilmiş milletvekillerinden oluşan bir Meclis, anayasa yapamaz kimilerine göre.

Açıkçası bize göre de sivil bir anayasayı yapmak, Türkiye tarihini az buçuk bilen biri olarak öyle kolay değil.

Ancak..!

Bu kez farklı bir durum ile karşı karşıyayız. Ve bu durumu fırsata çevirebiliriz. Fakat çok dikkatli olup, yapılanları fark edersek… Ya da direncimizi diri tutabilirsek..! Bu konuda da endişelerimiz var.

15 TEMMUZ RUHUNU DİRİ TUTAMAZSAK YENİ ANAYASA HAYAL OLUR

5’inci yıldönümüne yaklaştığımız 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminden sonra Türkiye’de iklim farklılaştı. Farklılaştı farklılaşmasına ama… O sıcak günler geride kaldıktan sonra özellikle Amerika ve Avrupa Birliği’ndeki (AB) bir takım odaklarla eş güdümlü çalışan içimizdekiler yüzünden, iklim erozyona uğratıldı.

Kastımı anladınız...!

15 Temmuz sonrası oluşan iklim hızla bozuluyor. 15 Temmuz’daki duyarlılık örseleniyor, yok ediliyor.

Hatırlıyorum, bazı kasıtlı haberler bile servis edildi. Hani şu, “Bugün darbe olsa sokağa çıkmam. Bunlar için mi çıktım sokağa…” diyen “hayalet” isimlerle röportaj bile yaptı Almanya merkezli medya kuruluşları.

Zaten 15 Temmuz için, “tiyatro”, “kontrollü darbe”, “sivil darbe” gibi ifadeler de aynı merkezler tarafından üretilip servis edilmedi mi?

O gece devleti, millet çıplak elleriyle direnerek kurtardı. Siyasi iklim değişti. Devlet millet kaynaşması yaşandı.

Ancak FETÖ ve benzeri yapıların attığı nifak tohumları zaman içinde yeniden yeşerdi. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar direnen çok önemli bir üst düzey bürokratımız, o geceden 2 yıl sonra şöyle demişti, “Sakın darbe hükmünü hala icra ediyor olmasın..?”

Bu cümleden yola çıkarak, 15 Temmuz’dan hemen sonra yeni anayasa için farklı bir iklim oluşmuştu diyorum. O iklim her geçen gün erozyona uğruyor.

Bugün muhalefetin sözcülüğünü yapan kimi yayın organları, bırakın yeni anayasa çalışmalarını, uluslararası anlaşmanın feshini bile “Hedef rejim değiştirmek” başlığıyla okurlarına sunuyor.

Her gün, toplumsal fay hatlarına ateş eden, AB ve Amerikan politikalarını Türkiye kamuoyuna boca eden bir muhalefetimiz var.

Türkiye’de “Olağanüstülük”ten söz ediyorlar. Yalanlarına yalan katarak kamuoyunu yanıltıyorlar. Kafası karışmışlardan oluşan bir toplum için olağanüstü çaba sarf ediyorlar.

Hafta sonu Boğaziçi Üniversitesi’nde bir grup öğrenci, “eylem” için bir araya geldi. Öğrencilerden başörtülü bir kız çıkıp bir konuşma yaptı. Konuşmasında T-24 internet sitesinin “yalan haber yaptık özür dileriz” dediği “Katarlı öğrenciler” yalanını aynen tekrarladı.

O kız öğrencinin o haberin yalan olduğunu bilmemesi mümkün değil. Ama yalan üzerinden onu dinleyen kitleyi güdülüyor. Yalanı kışkırtmanın aracı olarak kullanıyor.

***

Milletin neredeyse tüm unsurları, atomize ediliyor. Her bir unsuru milletin dışına itilmek için olağanüstü çaba sarf ediliyor. Kategorize ediliyor.

Bize göre de “Darbe hükmünü icra etmeye devam ediyor..!”

***

Ak Parti ve MHP’nin yeni anayasa çalışmalarını takip ederken yukarıda hatırlattığım hususları düşününce “iyi niyet ve siyasi iradenin” yeterli olmadığı kanaatine sahip oluyorum.

O yüzden de toplumsal uzlaşmanın temeli olan anayasanın yapılma sürecinde, “yalan” ve iftiralar üzerinden oluşturulan puslu havanın bertaraf edilmesini ön koşul kabul ediyorum.

Yanılıyor muyum?

Zülfü Livaneli’nin cehaletini yüzüne vuran biri vardı: Ahmet Kekeç

Zülfü Livaneli en son Deniz Baykal için, “Türk, Sünni, beyaz” ifadesini kullandı. Livaneli, içinden çıktığı topluma bu kadar uzak kalan “Türk aydını”nın tipik örneği…
Rahmetli Ahmet Kekeç, 20 Mart 2020’de Akşam’da bakın Zülfü Livaneli için demişti:
“(…) Zülfü Livaneli’miz “her şey” olmak isteyen bir sanatçımız.
(…) Fakat, “usta yazar ve müzisyenimizin” küçük bir sorunu var:
Cehalet...
Düşünebiliyor musunuz, “Arasat” ve “Arafat”
kavramlarını bilmeden hikâyeler yazıyor ve bunu da (bu cehaletini de) kitabın kapağında teşhir ediyor. Kendi kendini ele veren bir cehalet...
Oysa “Arafat’ta” değil, “Arasat’ta Bir Çocuk” olacaktı...
(…)
Her şey olmak isteyen değerli sanatçımız şimdi de “sosyal medya trolü” olmuş, gelene geçene koronavirüs ayarı veriyor.
Bunu yaparken de ülkesine duyduğu nefreti gizlemiyor.
Bakın kendisine laf yollayan bir “user”e neler söylemiş: “Kendime sürekli şunu hatırlatmam gerek: Burası, meleklerin etek altı seyredilir diye rasathaneyi yıkanların ülkesi. Ve mantık firar etmiş.”
Şimdi bir “yeni zamanlar trolü” olan müddei Livaneli’ye soralım:
Bu toprakların tarihinde rasathane ne zaman yıkılmış?
(…) İsim, tarih ve (bulabiliyorsan) belge sunacaksın Livaneli, kaçmak yok.
(…)
Hiç utanmıyor musun?
Bir gün cehaletimi yüzüme vururlar diye korkmuyor musun?”
Rahmetli Kekeç daha ne deseydi?

YENİŞAFAK

Yorumlar5

  • RASİM 2 yıl önce Şikayet Et
    yalan mı?! Avrupa da aşı kaç eur0 ve sterlin
    Cevapla
  • Kemsl 2 yıl önce Şikayet Et
    Solcu geçinenlerin en büyük sorunu cehaletleri
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Eğrisi Doğrusu 2 yıl önce Şikayet Et
    İdam çıkarılsaydı bu düşüncelerin hiçbirini konuşuyor olmazdık büyük bir fırsatı tepti Türkiye yepyeni bir Türkiye kurabilirdik bugünkünden daha da güçlü hem anayasa değiştirildi hem muhalefet bastırılırdı kimliğimiz unutturulmaya çalışılıyor ne yazık ki biz kimiz bir fatih miyiz kanuni mi yoksa bir Atatürk mü bir çelişki var liderleri kiyaslayıp önümüze koyduğumuzda biz kim olmalıyız olanlara bakıyorsun Atatürkçüyüm diyor din yok iman yok kim kim olmalı gençler ne olmalı kim olmalı ??? Allah bu millete Kur'an iman nasip etsin diyecek başka birşey yok
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • israfil T. 2 yıl önce Şikayet Et
    Maşallah.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • muyo 2 yıl önce Şikayet Et
    ağzına sağlık
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat