Türkiye’nin toplumsal barışını koruyamazsak, misafirlerimizi hiç koruyamayız

.

  • GİRİŞ03.09.2021 11:13
  • GÜNCELLEME03.09.2021 11:18

Bu köşede 2018’den bu yana sayısını hatırlamayacağımız kadar “düzensiz göç sorunu” ile ilgili yazılar yazdık. “Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye sürülenlerin gettolaşma meselesini”ni de Türkiye’nin “Osmanlı iskan tecrübesi”ni ıskalamasını da konu ettik. “Doğu kapılarımız açıksa batı kapılarımız da açılsın. Geri kabul anlaşması sonlandırılsın” dedik. Suriye’nin kuzeyinin bilinçli olarak boşaltıldığını ve boşaltılan alana PYD/YPG-PKK terör grubunun yerleştirildiğini belirttik.

Türkiye’de kalacak olanlar için de önerilerde bulunduk. En önemlilerinden birisi, “Göç Bakanlığı”, diğeri entegrasyon meselesinde Avrupa Birliği fonlarının kullanılmamasıydı.

Yetinmedik, Türkiye’de kalacak “misafirlerimiz” için, hiç olmazsa “kabahatler kanunu uygulansın ki toplumsal düzenimiz bozulmasın” dedik. Söylediklerimizden sonra yakın çevremiz dahil bir çok “dostumuz” tarafından, “faşist” olmakla, “Arap düşmanı” olmakla, “yabancı karşıtı” olmakla, “ümmet düşmanı” olmakla itham edildik. Kökü dışarıda olan, dernek ve vakıfların yayın organlarındaki “ithamlar” bir tarafa, eleştirilerin tümüne eyvallah dedik.

Sürecin sonunda bugün “İdare”, “Göç Bakanlığı”nı tartışıyor. Bugün devletimiz, “düzensiz göçmen sorunu”nun ciddi boyutlarda olduğunu en üst perdeden dile getiriyor.

Hatta, düzensiz göç sorunu ile ilgili mücadele sayısal verilerle kamuoyu ile ilk kez bu kadar kapsamlı bir şekilde paylaşılıyor.

Çünkü, düzensiz göç ve Suriyeli geçici koruma altındaki sığınmacılar meselesi Türkiye’nin hem sosyolojisini hem demokrafisini dönüştürecek boyuta ulaştı. İç siyaset malzemesi yapıldı.

İşte bu yüzden daha önce İstanbul Fatih ve Esenyurt için “geç kalınmış” olsa bile alınan kararların bir benzeri Ankara için de dünden itibaren uygulamaya konuldu.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin aldığı karara göre, geçici koruma altındaki Suriyeli sığınmacılar, kayıtlı oldukları illere gönderilecek, vergi levhası olmayan işyerleri kapatılacak, metruk binalar yıkılacak, kaydı olmayanlar geri gönderme merkezlerine alınacak.

“TÜRKİYE SAHİPSİZ BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

Ankara Altındağ’da yaşanan son hadiseler, Türkiye’nin birçok ilinde ve ilçesinde yaşanabilir. Zira, milletimizin sağ duyusu ve basiretine rağmen, misafirlerimizin çoğunun “mazlum” ve uyumlu olmasına rağmen, birçok “servis” elemanının ve kötü niyetlilerin kaşıyacağı birçok sorunlu alan oluşmuştu.

O yüzden, en son 19 Ağustos 2019’da Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu konuda, bugüne kadar en kapsamlı ve en belirleyici konuşmasının bir bölümünü yeniden dikkatinize sunmak istiyorum.

“(…) Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşın ardından giderek artan sayıda ülkemize sığınan kardeşlerimiz oldu. DEAŞ ve PKK saldırıları sırasında hem Irak’tan, hem Suriye’den ülkemize sığınan çok sayıda kardeşimiz vardı.

(…) Türkiye, elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği gibi hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir.

(…) Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette, karakterde bir toplum da değiliz.

(…) Hali hazırda ülkemiz (…) yaklaşık 5 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır.

(…) Bunun yanında düzensiz göçmen diye isimlendirdiğimiz sınırlarımızdan kaçak giriş yapan kişiler de mevcuttur.

(…) Ülkemizde 2019 yılında 455 bin olan düzensiz göçmen sayısını 2020 yılında 122 bine indirdik.

(…) düzensiz göçmenlerin ülkemizde yol açtığı huzursuzluğun farkındayız. Esasen dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp da bu kadar az asayiş sorunuyla karşılaşan bir başka ülke yoktur.

(…) Türkiye, elbette yolgeçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz.

“HUKUK MİSAFİRLERİMİZ İÇİN DE GEÇERLİDİR”

Ülkemizde hukuk herkes içindir, misafirlerimiz de bunun dışında değildir.

Aldığımız sınır tedbirleri ve düzensiz göçmenleri süratle ülkelerine gönderecek mekanizmaları güçlendirmemiz sayesinde inşallah bu sıkıntıları yakında büyük ölçüde çözeceğiz.

(…) Türkiye’nin Avrupa’nın mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, sorumluluğu, mecburiyeti de yoktur.

(…) Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi ise farklı bir konudur. Bu insanlardan dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Ama bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun iyileşmesine paralel şekilde evlerine dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.

(…) Misafirlerimizden suç işleyenler olursa herkes gibi onlar da hukuk önünde hesabını verirler.”

Hasan Öztürk / Yeni Şafak Gazetesi

Yorumlar12

  • Hakan 2 yıl önce Şikayet Et
    Müslüman demekle olmuyor sadece arada ciddi kültür farkı var. Ekonomimiz iyi değil, maalesef çoğu insanımız bunalımda. Gençlerin çoğu ülkeyi terk etmek istiyor. İstediğiniz bir üniversiteye gidin, bir tane fakülteye girin ve gençlere sorun yurt dışına gitmek istiyor musunuz diye. Amerika ve bazı Avrupalı devletlerin işlediği savaş suçu nedeniyle 60 milyar dolar para harcadı bu ülke göçmenlere. Şimdi ise yeni bir dalga kapıda. Biz kimseye bu insanları ölüme terk edin demiyoruz Avrupa’yla geri kabul anlaşmasını iptal edin ve batı sınırlarını açın isteyen istediği yere gitsin diyoruz. Aynı anda milyonlarla baş edemezler bunu daha önce geri kabul anlaşması imzalanmadan önce gördük
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Hakan 2 yıl önce Şikayet Et
    Doğu sınırlarından elini kolunu sallayan giriyor. Kendiniz söylüyorsunuz artık demografik yapımızı bozacak kadar arttı sayıları diye. Bize siz ırkçısınız diyorlar. Hayır değiliz kendi ırkını üstün görene ırkçı derler kendi milletinin geleceği için endişe içinde olanlara denmez. Avrupa yıllardır asimilasyon politikasıyla ilerliyor ama hala milyonlarca Avrupalı olmayan halkları asimile edemediler. Biz ne zaman asimile ettik onlar gibi ? Başkan Erdoğan Almanya’da kendi ağzıyla asimilasyon insanlık suçudur dedi. Böyle bir durumda asimile etmek bize yakışmaz ama böyle ülkede kontrolsüz bir şekilde çoğalmaları da normal değil.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Atakan 2 yıl önce Şikayet Et
    Dilleri bir pabuç insan yerine koyup almak baştan bir hataydı şimdi işin yoksa temizleyecek diye uğraş dur
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Murat 2 yıl önce Şikayet Et
    Misafirlik kısaysa geçerlidir turkiyedeki göçmenleri misafirlikte çıktı artık halk artık rahatsız ev fiyatlarının yükselme sebebeplerinden biri göçmenler ve daha ucuza çalıştırılıyor kendi halkımız işsizken kalıyor tüm göçmenlerin gitmesi lazım Ermenisi Özbekistanlisi Suriyelisi iranlisi iraklisi bilim adamlarını zaten Avrupa aliyor ekonomik gücü olanda avrupaya gidiyor garibanlar turkiyede artık hukumet göndermek için plan yapmali
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Selam 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah aşkına bırakın bu hikayeleri, misafir diye bir şey mi kaldı? Millet elini kolunu sallaya sallaya geliyor. Millet çok rahatsız. Ne zamana kadar bunları görmezden geleceksiniz. Bu sorun çok büyük ve muhalefet bunu sonuna kadar kullanıyor. Allah sonumuzu hayırlı kılsın.
    Cevapla Toplam 13 beğeni
  • Hakan 2 yıl önce Şikayet Et
    Sen ellerine böyle bir fırsat verirsen kullanırlar tabi. Suç Avrupa’yla geri kabul anlaşması imzalayıp batı sınırlarını kapatanlarda
  • Hakan 2 yıl önce Şikayet Et
    Sen ellerine böyle bir fırsat verirsen kullanırlar tabi. Suç Avrupa’yla geri kabul anlaşması imzalayıp batı sınırlarını kapatanlarda
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat