Depremden sonra selin vurduğu Şanlıurfa’da son durum

  • GİRİŞ24.03.2023 09:21
  • GÜNCELLEME25.03.2023 09:23

Geçtiğimiz hafta depremin ardından bu kez de sel felaketine maruz kaldık. Selden en çok Şanlıurfa ve Adıyaman etkilendi.

Şanlıurfa, 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiği depremin yaralarını sarmak için olağanüstü gayret gösterirken bu kez  de sel felaketi yaşadı. 18 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Sel felaketinin yaşandığı günün ertesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Bandırma’daki Eti Maden tesislerinde buluşmuştuk. Kendisiyle deprem ve sel üzerine konuşurken şunları söyledi, “Süleyman beyi (İçişleri Bakanı) aradım. Sel ile ilgili ‘Kastamonu Bozkır’daki ile kıyaslarsanız nasıl’ dedim? ‘O sel felaketiyle kıyaslanamayacak kadar büyük. Birkaç katı bile demek az kalır’ dedi” diye anlattı.

Haber merkezlerimize düşen görüntülerden daha vahim bir tablonun yaşandığını bu sözlerden anlamıştım.

Ve geçtiğimiz gün Şanlıurfa’ya gidip selin etkilediği mahalleleri gezdim. Yapılanları yerinde gördüm.

Selin en çok vurduğu Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesi. İlçenin içinden geçen 3 doğal dere taşmış. Sırrın, Cavsak ve Bamyasuyu dereleri etrafındaki çarpık yapılaşma ve dere yataklarının değiştirilmesi felaketin boyutlarını büyütmüş.

Sırrın Deresi’nin taşması sonucu Veysel Karani, Ertuğrul Gazi, Karşıyaka ve Sırrın mahallelerinde hasar büyük. Cavsak Deresi’nin taşması, Ahmet Yesevi ve İpekyol mahallelerini etkilemiş. Bamyasuyu Deresi’nin ise Bahçelievler Mahallesi sular altında kalmış. Hani şu tartışmalı Abide Köprülü Kavşağı alt geçidi de aynı mahallede.

Mahalleleri gezdiğimizde belediye çalışanlarının, şehir dışından gelen kurtarma ekiplerinin hala harıl harıl çalıştığına şahit olduk.  

Ekip başlarıyla konuştuğumuzda bir iki güne temizlik çalışmalarının biteceğini öğrendik. Sel sularıyla birlikte evler, caddeler, sokaklar, işyerleri balçık dolmuştu. 

Sular çekilmiş. Balçıklar temizlenmiş. Hasar tespitleri yapılmış. Şimdi yara sarma zamanı!

Afetzedelerin çoğu gariban. Ancak yine çoğu metanetli.

Biri şöyle dedi, “Benim evim ikinci katta olduğu için evimde sorun yok. Ama arabam sele kapıldı. Olsun. Canımız sağ!”

Bir başkası, giriş kattaki evini göstermek için elimden tutup çekti. Gittik evi gördük. Tavana kadar su basmış. İzi hala duruyor. Eşi ve çocukları avluda oturuyor. Diyor ki, “Hiçbir şeyim kalmadı. Allah’a şükür canımız sağ. Bir sandalyem bile yok. Geldiler tespit yaptılar. Hepsini vereceklerini söylediler. Sizden isteğim sözlerini tutsunlar.” 

Bir başkası tebessüm ederek yanıma vardı. Kırık Türkçe ile, “Ağabey” diye seslendi. “Buyur” diyebildim. “Bak şurada bir kadın var seni çağırıyor evini görmeni istiyor” dedi. Gittik. Şanlıurfa’nın yöresel kıyafetiyle genç bir hanımefendi sessizce, “Benim evimin halini de görün” dedi. İçeriye geriden baktım. “Ne yapabilirim” dedim. “Geldiler, tespit yaptılar. Sözlerinde  dursunlar” dedi. Ben de yetkililere sözlerini aktaracağını söyleyip uzaklaştım. O esnada kırık Türkçe ile konuşan güleç gence sordum, “Selde ne yaptın?”

“Ben Halepli’yim” diye başladı. “Şu köşedeki berber dükkanı benim” diye devam etti. “Benim dükkan gitti. Allah’a şükür canım sağ” dedi. Gözleri pırıl pırıldı.

35 yaşlarında bir erkek “Beni de dinlemez misin” diye koluma girdi. Balçıktan yeni temizlenmiş sokakta biraz yürüdük. Tek katlı enkaza dönmüş evin önünde durduk. “Burası benim evim” diye  başladı. “Depremde derin çatlaklar oluşmuştu. Bakan Nebati tam da şu duvarın üstünden eve baktı. Sonra bu eve nasıl ‘az hasarlı’ mührü vurulur. Burayı denetleyeni bulun dedi. Sonra gitti. Şimdi de sel evimi tamamen yıktı” dedi. Hasar tespitine gelenlerin evi yeniden yapacakları sözünü verdiğini de sözlerine ekledi. “N’olur, ellerini çabuk tutsunlar” dedi.

Sele maruz kalmış mahallelerdeki turumuzu tamamlayıp soluğu Haliliye Belediye  Başkanı Mehmet Canpolat’ın odasında aldık. Eski bir yapı olan belediye binası 6 Şubat depreminde büyük hasar aldığı için tahliye edilmiş. Şimdi kültür merkezi olarak kullanılan bir binanın bir odasını kullanıyor.

Oturduk. Önce depremi sonra sel felaketini konuştuk.

Selin ilk anından itibaren olağan üstü gayretle çalışıldığını anlattı. Belediye’nin, valiliğin, askerin sahada  olduğunu söyledi. “Birkaç gün sele maruz kalan evler ve işyerleri güneş görsün, kurusun hemen boya badanalarını yapacağız. Sokak ve caddelerimizi balçıktan sıvadık. Derelerin ıslahına ilişkin DSİ ve ilgili kurumlarla görüştük. Köprülerin bazılarının yenilenmesi için öneriler yaptık” dedi.

Ama ekledi, “Geçmişte yapılan yanlışlıkların faturasını biz ödedik.” Sonrasında, devletin tüm  imkanlarını sefer ettiğinde bahsetti.

Birlikte Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan’ı makamında ziyaret ettik. Vali Bey, sel sonrası mağdur olan tüm vatandaşlara  ulaştıklarını anlattı. Hasar tespitlerinin bittiğini ve bütün hasaların karşılanacağını söyledi. 2 bine yakın ev ve işyerinin hasar gördüğünü ve bu hasarların karşılanamayacak boyutta olmadığından bahsetti.

Biz de sel mağduru  vatandaşların bir  kısmının, “Elektrik ve su borçlarının silinmesi” talebini ilettik.

Şanlıurfa’dan ayrılmadan hemen önceyse çok acı bir tablonun  yaşandığı bir  derenin kenarındaki okulu ziyaret ettik. Söylenti şu, bir siyasi  partinin eski bir ilçe yöneticisi, kendi arsası ile kamuya ait bir arsayı becayiş yapmış. Devlete verdiği yer derenin kıyısı. O yere bir okul yapılmış. Derenin üzerine de okulun bahçesi inşa edilmiş. Sel geldiğinde okulun bahçesinin altında kalan dere taşmış.

Ve acı tablo, 5 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce ev ve işyeri sular altında kaldı.

Buradan ihbar ediyorum. Hem depremde hem bu son sel felaketinde, kişisel ihmal ve uygulamalar neticesinde canlarımız yandı, mallarımız gitti. Hepsinden hesap sorulmalı. Mevzuatımız bu konuda yeniden düzenlemeli ve ağır cezalar gelmeli.

***

Depremden etkilenen 11 ilimizden biri  olan kadim şehrimiz Şanlıurfa deprem yarasını sarıyordu. Şimdi de selin yaralarını onarıyor.

Devlet tüm kadrolarıyla büyük bir emek veriyor. Valiliğinden, belediyelerine, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardım ekiplerine kadar…

Takipteyiz.

Yorumlar3

  • Urfalı 1 yıl önce Şikayet Et
    Başta soylu bakanımız ve diğer yetkililer olmak üzere emek veren (Asker, polis, bel.çalişanları v.s.) herkese çok teşekkürler.
    Cevapla Toplam 21 beğeni
  • Ali 1 yıl önce Şikayet Et
    Maharet afet olmadan tedbir almak dere kenarına kim yapı izni verdi
  • salman 1 yıl önce Şikayet Et
    Elektrik su borçları silinsin silinmesine de, ödenmeyen bir şeyin borcu olur mu. Neyse tekrar geçmiş olsun, devletimiz büyüktür, üstesinden geleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Nankörlük olmasın yeter. Ne demek istediğim anlaşılmıştır sanırım.
    Cevapla Toplam 13 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat