Sözleştik. Hatta, “Bunu mutlaka yapalım” dedik. Yapmak için ahdettik.

Sözümüzü tutamadık.

Çünkü o gitti!

***

Eski bir dostum, Muhsin Yazıcıoğlu o meşhum helikopter kazasında hayatını kaybettiğinde, “O her evin ölüsü” demişti.

Gerçekten Muhsin Yazıcıoğlu, her evin ölüsü olarak her eve ateş düşürdü. Ölümü, her kesimi üzdü. Herkes arkasından hayırla andı.

***

Üç hafta önce son dakika bilgisi olarak onun hastaneye kaldırıldığını öğrendik. “Durumu kritik” dendiğinde, dua ettik.

İyileşir umudumuzu hep diri tuttuk.

Ama olmadı!

***

Sırrı Süreyya Önder, göçü topladı. Bu dünyadan gitti. Rahmet olsun!

Bence Muhsin Yazıcıoğlu gibi her evin ölüsü oldu Sırrı Süreyya Önder de.

Her kesimden insan onu bir şekliyle “hayırla” andı. Hayırla uğurladı.

Siz bakmayın, bir takım ideolojik söylem ve slogana.

Sırrı Süreyya Önder, ne tek başına bir partinin “milletvekili” ne tek başına bir ideolojinin adamıydı.
O bu bu memleketin has evladıydı.

***

Diyebilirsiniz -ki diyorlar da- “Terörsüz Türkiye projesi yürürlükte olmasaydı ve Sırrı Süreyya Önder bu konuda 'gönül indirenlerden’ olmasaydı, bunları söylemezdin.”

***

Yukarıda söylediklerimi yine söylerdim bunu önce bir bilin hele…

Sonra, onunla son üç görüşmemizin bize kalan kısmının dışındakilerden birkaç cümleyi buraya nakledeyim de meramımız tam anlaşılsın.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 11 Ocak’ta Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, olup bitenin adını koyarken, “Terör örgütünün silah bırakmasıdır” dediğinde…

Sırrı Süreyya Önder ve arkadaşları, Edirne’de Selahattin Demirtaş’ı ziyaret edip kameraların karşısına geçmişti.

Orada şöyle demişti, “Süreç başka, barış başka. Biz şimdi barışı inşa etmenin derdindeyiz. Barış için gönül indirdik.”

Bu açıklama Erdoğan ile eş güdümün adıydı. Onun için arayıp,  “Senin barışa indirdiğin gönlü selamlıyorum” demiştim de o has üslubuyla, “Hasan abi, aman ha… Bu işi kurcalayanlar var aman ha…” diye tedirginliğini anlatmıştı.

***

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un iftar yemeğinin oluduğu gün iki kez görüştük.

Birinde tam iftar saatinde aradı. “Hasan abi, bak senin kulaklarını çınlatıyoruz. Bekir Bey (Bekir Bozdağ) ile dedikodunu yapıyoruz. Haberin olsun” dedi.

“Dedikodumu yapan sen ol” dedim.

Aynı gün daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iftara geldiğinde masadakileri uzaktan selamlarken Sırrı Süreyya Önder’le tokalaşması son dakika olarak haber merkezlerine düşünce bu kez ben mesaj attım, “Sır olarak kalacaklar kalsın da Allah aşkına ne konuştunuz” dedim.

Cevabı muzipçeydi, “Seni şikayet ettim Cumhurbaşkanı’na” yazdı. Bir de gülücük koymuş cümlenin sonuna!

***

O benden yaşça büyüktü. Bayramda aradım. “Hasan abi” diye açtı. Bayramlaştık. Yanımda eşim ve küçük kızım Elif de vardı.

Onların da selamı var dediğimde “Dur hele” deyip… Elif’e seslendi. “Elif” dedi. “Benim de bir kızım var. Şiir kitabı çıktı. Onu bayramdan sonra sana gönderiyorum. Oku, ha…” diyerek güldü.  

Sonra, “Abi dedim”, “Şu iş bi olsun… Terör bitsin. Barışı bi inşa edelim. Sana söz. Davulu zurnayı alacağım seni de çağıracam. Ülke Tv’nin stüdyosunda birlikte halay çekeceğiz.”

“Hasan abiii inşallah” dedi. Sözünü biraz “yutkunarak” söyledi.

“Olsun” dedim. “Biz ahidleşelim de. Biz üzerimize düşeni yapalım da… Gerisi Allah kerim” dedim.

“Amenna” dedi.

Vedalaştık.

O veda, uzun yola çıkma vedasıymış.

***

Sırrı Süreyya Önder’le fikren çok farklıydık. Çok çatıştık. Çok kavga ettik. Ama çok nitelikli. Çok kapasiteli. Çok muazzam bir akla ve kocaman bir gönüle sahipti.

O gönlü sayesinde her aramız açıldığında, “Boş ver olur böyle” diyerek “gönül indirdi”, indirdiği gönlünü gördükçe ona olan muhabbetim daha da büyüdü.

Selahattin Yusuf, İsmail Kılıçarslan ve Tarık Tufan sayesinde Ülke Tv’deki Meksika Sınırı’nda onun ayrıca ne büyük bir “anlatıcı” olduğuna şahitlik ettim.

Şimdi, ahiret yurduna göçtü.

Allah rahmet etsin.

Kızına, torununa ve ailesine baş sağlığı dilerim.

Ben Muhsin Yazıcıoğlu vefat ettiğinde ne hissettimse Sırrı Süreyya Önder vefat ettiğinde de aynısını hissettim.

O da her evin ölüsü oldu, Muhsin Yazıcıoğlu gibi.

En azından ben öyle düşünüyorum. Gerisi umurumda değil.

***

Dilerim, Sayın Bahçeli’nin söylediği gibi, “Terörsüz Türkiye ona armağan olsun.”

Barışı inşa edelim.

Sonra siyaseten kavgamızı edelim.

Sırrı Süreyya Önder’i de hayırla yad edelim.