Türkiye tecrübesi diğer tecrübelere benzemediği halde…

  • GİRİŞ09.07.2025 08:30
  • GÜNCELLEME09.07.2025 08:30

Hayırda yarışmak vardır bizim kültürümüzde. Hayırda yarışmak, iyi olanı daha çok isteyip iyi olanı yapmada öne geçme çabasıdır.

Terörsüz Türkiye” projesi topyekün bu millete ve bu memlekete “iyilik”tir.

Bu konuda yarışmak da “Hayırda yarışmak”tır. Ve biz gönüllü olarak bu yarışın bir neferiyiz, bilinmektedir.

Kendimize, milletimize, memleketimize, vatanımıza iyilik yapmak için yarışmaktayız..!

SURETİ HAKTAN GÖRÜNÜP….

İyilik yapıyorum” derken başkalarının ajandalarını çalıştıranların…

Doğrudan, o ajandanın bir aparatı olarak içeriden operasyon çekenlerin…

Yanımızda yöremizde olduğu gerçeğini ıskalamadığımızı da kayıtlara geçirmek isteriz.

***

Böyle bir iklimde “Terörsüz Türkiye” projesinin en kritik en önemli eşiğinde bekliyoruz.

Bugün yarın, İmralı’daki PKK ele başı Öcalan’ın doğrudan örgüte bir çağrısı daha olacak.

Bu çağrının görüntülü olacağını tahmin etmek güç değil.

Mühim de değil.

Mühim olan vereceği mesaj.

O mesaj ile birlikte muhtemeldir ki Cuma günü bir grup PKK’lı Kuzey Irak’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kontrolünde, silah bırakacak.

Silah bırakma o günden sonra peyderpey devam edecek.

Dün dikkat çektiğimiz, husus şuydu;

Bir takım medya araçları eliyle bu silah bırakma eyleminin propagandaya çevrilme ihtimali. Ve bu ihtimalin memlekette oluşturacağı olumsuzluklar.

Bugün bir başka hususa dikkat çekelim.

KİMİLERİ HALA YABANCI AJANDALARI ÇALIŞTIRMA DERDİNDE OLABİLİR Mİ?

Girişte belirttiğimiz “hayırda yarışalım” dediğimiz günlerde, “sureti haktan görünenler”in  “yabancı ajanda”yı çalıştırıyor olması gözümüzden kaçmıyor.

Menşei konusunda da kanaatlerimiz var ama şimdilik o mesele parantez içinde kalsın!

***

Türkiye’nin terörle mücadelesi kendine hastır. Terör örgütü PKK’nın bir “etnisite” üzerinden ayrılıkçı faaliyetleri yürüttüğü gerçektir. Ama, Irak’taki gibi bir coğrafi “ayrılık” ya da “bölgesel yekparelik” yoktur.

Daha açık ifade ile, “Dünyadaki çatışma çözümleri” başlığı ile bize sunulanların neredeyse tamamı “bizim” tecrübemizle alakası yoktur!

Örnek olsun diye söyleyelim, Hasip Kaplan’nın bir gün kurduğu şu cümle ilginçti;

“Eşim Edirne’li ben Şırnaklıyım. İki çocuğumuz var. Ne yani şimdi, eşimi ve bir çocuğum Edirne’ye gönderip ben ve bir çocuğum da Şırnak’a mı gidecek.

Yine, sıklıkla “Diyarbakır’da bizim Bodrum da” diyenlerin kimler olduğunu hatırlayalım.

Bingöl ile Bitlis’i, Van’ı, Diyarbakır’ı, Sivas’dan, Tokat’tan, Adana’dan, Antalya’dan, Konya’dan ayıramazsınız.

Doğrudur! Doğu ve Güneydoğu illerimizde Kürt nüfusun yoğunluğu vardır.

Ama unutmayın en çok Kürt’ün yaşadığı şehir İstanbul’dur. Aydın’da, İzmir’de hatırı sayılı Kürt nüfusumuz vardır.

Zaten İmralı’daki Öcalan da 27 Şubat’ta yaptığı açıklamada,

“1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır” diyerek örgütün dağılması gerektiğini ilan etmiş,

Ardından da,

“Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” diyerek, kültüralizm dahil tüm ayrılıkçılı fikirlerden vaz geçtiğini ilan etmişti!

BİZE AİT SORUN, BİZE AİT ÇÖZÜM..!

Hasılı… ve yani..!

“Terörsüz Türkiye” diyerek konusunu “Bağlam bütünlüğü”ne kavuşturan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Ona uyum gösteren rahmetli Sırrı Süreyya’nın “Barışa gönül indirdik” yaklaşımıdır.

Ve elbet, “Yol açıcı, ön alıcı” tutumu ile Sayın Bahçeli’nin “Öcalan örgütünü, koşulsuz şartsız lağvetsin” dirayetidir…

Bize bugünlerde “Dünyadaki çatışma çözümleri” başlığıyla sunulanların dışında bir tecrübemiz var. Ve “Bize ait” bir “Barış ve kardeşlik” süreci için yarışıyoruz.

Silah bırakma ve örgütün dağılma sürecini “otonomi”, “özerklik” ya da “federalizm” tartışması ile zehirlemek isteyenlerin kimin ajandasını işlettiğine bir kez daha bakmakta yarar var.

Hayırda yarışalım. Mış gibi yapanları da bilelim.

Haksız mıyım?

Hasan Öztürk / Haber7

 

Yorumlar8

  • Karadenizli 4 saat önce Şikayet Et
    1 Sorum şu.. PKK son 15 yılda 5 ayrı örgüte dönüştürüldü.. Silahı sadece pkk'mı birakacak ? Uzantıları'da bırakacak mı ? 2. Sorum da şu.. Pkk'nın elindeki silahların tamamına yakını ABD'ye ait.. Abd silahlarının bize teslim edilmesine razı mı ? degil mi ? 3.Sorum bunu da atlamadan sorayım... Bu iş çocuk oyuncağı değil bu yarim akıllar neden bu süreci uzatıyor,
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • isa 5 saat önce Şikayet Et
    Acele etme Hasan bey. Hep beraber maskelerin düştüğünü göreceğizzzzzzzz
    Cevapla
  • İsmail 6 saat önce Şikayet Et
    Evet o kadar cuk oturan bir cümle kurmuşsunuz ki tebrik ederim.. TÜM MASKELER DÜŞECEK ve kel görünecek, lakin sonrasında ki yazılarınızı da çok ama çok merak ediyorum...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • acizane 7 saat önce Şikayet Et
    Çok haklısınız hocam, Güzel bir yazı anlayana...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Cem 7 saat önce Şikayet Et
    Doğuda yaşayan Türkleri unutmuşsunuz. Unutmayın Kürtlerin anadoluya gelişi yavuz sultan selim döneminde İdris’i Bitlisi eli ile olmuştur. O dönemde önce Anadoluda Kürt yoktur. Kürtler Perslere şiiliğe karşı tampon olsun diye Osmanlı İran sınırına yerleştirilen Sünni azınlıktır. Sonrasında gelinen noktada özellikle 1990 dan sonra Türkler doğudan batıya göçe başlamıştır.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat