Bazılarının “Görsem inanmam” dediği oldu.

Gördük..! Ve inandık..!

MİT: TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ İŞ ÇIKARTTI

Terörsüz Türkiye projesinin en önemli etabı “Tereyağından kıl çeker gibi” tamamlandı.

PKK’lı 30 kişi Kuzey Irak’ta Süleymaniye kırsalında silahlarını “gönüllü” ve “kendi iradeleri”yle yaktı!

30 kişilik PKK’lının başındaysa 7 Haziran 2015’ten sonra “Devrimci halk savaşı” ilan eden Bese Hozat vardı. Gerçek ismiyle Hülya Oran.

Bildiriyi okuyan da o, örgüt mensuplarının mağaradan çıkıp merdivenlerden inerken önde yürüyen de… Silahları yaktıktan sonra, yine mağaraya dönerken öncülük eden de.

Buraya bir parantez açalım. PKK ele başı Öcalan’ın “Onu ikna edin” dediği isim de Bese Hozat. Aynı isim PKK’nın çatı örgütü KCK’nın Cemil Bayık ile birlikte Eş Başkanı.

Yani en tepedeki ikiliden biri.

Terör örgütünün “sembolik” sayılabilecek silah bırakma töreni, MİT’in, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin, Süleymaniye’deki Talabani grubunun ve Irak Merkezi Hükümeti’nin ince işçiliği ile tamamlandı.

Ne bir aşırılık, ne bir sakillik vardı. Bir disiplin ve kontrol içinde tören gerçekleşti.

MİT'in koordinasyonu tıkır tıkır çalıştı.

Dün “Hayırlı Cuma”ydı. Türkiye ve bölge tarihinde önemli bir gündü. 47 yıllık terör belasında kritik aşamanın salimen geçildiği gündü.

Emeği geçenleri tebrik ediyoruz.

MECLİS KOMİSYONU DAHA DA ÖNEMLİ HALE GELDİ

Şimdi yeni bir aşamaya geçtik.

Öyle ki artık Meclis’te kurulması beklenen Komisyon’a büyük atıf yapılıyor.

Çok hızlı bir şekilde kurulması beklenen komisyonun neyi çalışacağı da belli ama…

Birileri meseleyi yine başka bir mecraya çekme çabasında.

O yüzden kayıtlara geçirelim.

Meclis Komisyonu’nun görevi, silah bırakan ve kendini fesheden örgütün yasal olarak ne olacağı…

Örgüt militanlarının bundan sonra nasıl yargılanacağı…

İçerideki PKK’lıların yaşlı ve ağır hasta olanlarına dönük yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var mı yok mu…

İnfaz yasası… Ve elbette geleceklerin suça bulaşmamış olanların veya cezasını çekenlerin sivil hayata entegrasyonları konusunda mevzuat çalışmak ve önermek.

Bu çerçevenin dışında “Anayasa Komisyonu” gibi bir misyon çizmek açıkçası “ipe un sermek” olur.

MEDYANIN DİLİ DEĞİŞMELİ, YENİ BİR DİL İNŞA EDİLMELİ

Bugünden sonra bir hususa daha dikkat etmemiz gerekecek.

Yeni bir dile, yeni bir söyleme ihtiyaç var.

Bu dilin özellikle bizim alanımızda hızla inşa edilmesi gerekiyor. Yani medyanın dili, alışılmışın dışında yeni kavramlar ve üslup ile şekillenmeli.

Bir de siyasi alandaki mücadelede, “hazım” meselesinin yine dil bağlamında çözülmesi gerekiyor.

****

Terörsüz Türkiye ve sonrasında terörsüz bölge projesinin bundan sonraki aşaması Meclis Komisyonu’nun hızla işe koyulması olacak.

Medya da sorumlu yayıncılığın dilini inşa etmekle mükellef.

Kendi adıma yeni bir dil ve söylem konusunda emek vereceğimi buradan ilan ediyorum.

Yaşasın tam bağımsız Türkiye.

Yaşasın kardeşlik.

MUHATABINA NOT: Dünkü yazımızda Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi Barak’a atıf yapmış ve SDG’nin başındaki Mazlum Abdi’ye, Şam ile anlaşmasını önerdiğini söylemiştik.

Dün gece önemli bir gelişme oldu. Barak yaptığı açıklamada çıtayı daha yukarı taşıdı.

Diyor ki, “Bizim SDG’ye devlet kurma sözümüz yok. Kürtlerin bağımsız bir devleti olmayacak. YPG/PYD, PKK’nın türevi!”

Afganistan’dan Amerikalılar çekilirken yaşanan travmayı hatırlattığımızda bize burun kıvıranlar şimdi ne söylediğimizi anladınız mı?

Hasan Öztürk / Haber7