Devlet sahte diploma çetesini çökertti ama…
- GİRİŞ07.08.2025 09:01
- GÜNCELLEME10.08.2025 10:32
Sahte E-imza ile diploma düzenleyen, ehliyet sınavı sonuçlarını değiştiren çete şu anda yargı önünde. İddianame çıkmış, çete elemanları yakalanmış. Tutuklananlar var, adli kontrole tabi olanlar var. Yargılama başlıyor.
Bu çetenin büyük bir sahtekarlık yaptığı iddianamede anlatılıyor.
Ve bütün bu süreci ortaya çıkartan devletin kurumları.
Gazi Üniversitesi’nden Ulaştırma Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesine, Bilişim Teknolojileri Kurumu’ndan, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na kadar tüm kurum ve bakanlıklar gerekeni yapmış.
Uzun soluklu soruşturmanın ardından düğmeye basılmış.
Hepsi kayıtlarda, hepsi ortada.
***
Ama, bir haftadır uyuşturucu kullanmak ve temin etmekten tutuklu… Hatta bir kişinin ölümünden sorumlu tutulan birinin fonlandığı dijital medya mecralarında estirilen hava bambaşka.
Sanki bütün bu olup biteni kendileri ortaya çıkartmış gibi yapıyorlar.
Dahası, öyle bir ortamdan bahsediyorlar ki, sanki “Tüm diplomalar şaibeli. Tüm üniversiteler sahtekar. Tüm sınavlara şaibe bulaşmış!
Bunu da anlatırken büyük bir haz alıyorlar.
***
Neden?
Çünkü, “yönetilemeyen ülke”, “her meselesinde sorunlar olan ülke”, “yozlaşmış kurumlar” algısını pekiştirme derdindeler.
***
Başarıyorlar mı?
Açıkçası kısmen başarıyorlar da..!
Zira, insanlar doğru bilginin ne olduğundan daha çok, şaibe ve “tezgah”ı popülistçe sündürenlerin şovuna itibar ediyor.
35 İMZA ÜRETTİLER, 57 SAHTE DİPLOMA VERDİLER; YAKAYI ELE VERDİLER
O halde, kısacık diploma çetesine dair gerçekleri hatırlayalım.
- 2024 yılı Ağustos ayında; Gazi Üniversitesi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na
bağlı Bilgi İşlem Dairesi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)
tarafından yürütülen ortak çalışma ile Türkiye’nin dijital kamu altyapılarını
hedef alan organize bir sahtecilik girişimi tespit edildi.
-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada 35 kamu
görevlisine ait e-imzanın oluşturulduğu tespit edildi.
-Sahte belgelerle üretilmiş elektronik imzalar kullanılarak diploma ve diğer resmî belgeler üretilmeye çalışıldığı belirlendi.
-Tespitlere göre, 57 üniversite diploması…
-108 adet sürücü belgesi…
-4 lise diploması üretildi.
Soruşturma kapsamında;
-220 kişi hakkında adli işlem yapıldı.
-199 zanlı hakkında kamu davası açıldı.
-23'ü örgüt üyesi ve 14'ü suçtan menfaat temin eden toplam 37 kişi tutuklandı.
-150 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı.
-Üretilen sahte diplomaların -ikisi hariç- bir meslek icrasında kullanılmadığı kaydedildi.
Bu gerçekler savcılık ve ilgili kurumlarca tespit edilmiş ve iddianame düzenlenmişken, çok bambaşka bir manüplasyon ile toplumsal infial oluşturma çabası içine girildi.
Tek bir örnek versek yeterli 400 akademisyenin sahte diplomalı olduğu yalanı ortaya atıldı.
Ve Türkiye’nin üniversitelerinden, liselerine kadar tüm eğitim kurumlarının “sahtekar” olduğu izlenimi oluşturulmak istendi.
En dikkat çeken açıklamayı da sahte evrak ile hiç kaydolmadığı üniversiteden İstanbul Üniversitesi’ne usulsüz yatay geçiş yapan “çete” ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu’ndan geldi.
Yüzsüzlüğün de bu kadarı denecek açıklamayı burada zikretmeyeceğiz.
Sadece, bir sahtekarlık çetesi üzerinden, genelleme yapma eğilimindekilerin tıpkı FETÖ’nün taktiklerini kullandıklarını hatırlatalım yetsin.
Bir zamanlar “iş üzerinde yakalanan” FETÖ’cüler sanki olanlar toplumun geneline matufmuş gibi anlattıklarına şahit olmuştuk. Şimdi de aynı yöntemi fonlanan medya yapıyor.
Bir de Ekrem İmamoğlu.
Hani klasik fıkradaki gibi.
İki görme engelli baklava yiyormuş. Biri diğerine “Neden çifter çifter yiyorsun” diye sorunca…
Karşısındaki “Nereden bildin” demiş.
Soruyu soranın cevabı, “Başımdan pay biçiyorum” olmuş.
İmamoğlu’nunki de o hesap.
Başından pay biçmiş olmalı ki “diploma sahtekarları”yla ilgili yüzsüzce açıklamada bulunma cüreti gösteriyor.
Ne diyelim.
Ar damarı çatlamaya görsün..!
Hasan Öztürk / Haber7
Yorumlar29