Hatırlıyorum...
- GİRİŞ04.04.2015 11:27
- GÜNCELLEME05.04.2015 09:38
Tabii ki, arabasını satmamış, ailenin Yeşildirek'teki tıkırında işlerini tasfiye edip "devrimci saflar"a katılmayı falan aklından bile geçirmemişti.
Fakat Demirel'den ölesiye nefret ediyordu.
Zaten Moda gecelerinde hep "solcu çocukların eylemlerinin safiyeti" konuşuluyordu. Caddebostan ve Suadiye'de sağcı kalantorlarla birden solculaşan bürokrat ailelerin arasında gözle görünür bir gerilim yükseliyordu.
Bizim Mühürdarlı kadınlar beş çayında İlhami Soysal, İlhan Selçuk ve Çetin Altan okuma seansları düzenliyor; yaklaşan "devrim" için dua ediyorlardı.
Selçuk "devrimci delikanlılar"ın terör eylemlerini alkışlıyor, bizimkiler coşkuya kapılarak ağlıyordu.
Çok okuyan ve olayları takip eden bir ergendim. O zamanki aklımla bile fark etmiştim ki...
Bu insanların tekinin bile ne Dev Genç'in niteliklerinden, ne de Mihri Belli'nin Milli Demokratik Devrimi'nden haberi vardı.
Bütün istedikleri "Çoban Sülü"nün gitmesiydi. Bir köylünün onları idare etmesine gıcıktılar. Bu kadar basitti vizyonları.
Ya sol romantizm neyin nesiydi diyeceksiniz?
Sol romantizm saçları rüzgarda dağılmasın diye başlarına sardıkları bir Brigitte Bardot eşarbı gibiydi. Üzerlerinde hoş duruyordu...
***
Anlattığım tablo 12 Mart 1971 darbesinden hemen önceki zamanlara ait.
Sonra ne olduğunu biliyorsunuzdur.
Moda, Caddebostan, Nişantaşı tayfası "devrimci cinayetler"i destekleyecek kadar kendini kaybetmişken olan halk çocuklarına oldu.
Onların üzerine basarak iktidar olmak isteyen Solcu-Baascı 9 Mart darbecileri üstlerindeki komutanlar tarafından tasfiye edildi.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol