Grupçuluk

  • GİRİŞ26.07.2009 09:16
  • GÜNCELLEME26.07.2009 09:16

Kulüp, cemaat, dernek, tarikat, mezhep, sendika, parti… hepsi gruptur; her birine gevşek veya sıkı bir şekilde mensup insanlar ve bunlar arasında Müslümanlar vardır.

Bir gruba mensup olmak, "taassup ve grupçuluk yaparak bölünme" gibi haller bulunmadıkça sosyal bir gerçeklik, hatta bazen zaruret olarak normaldir. Bu aidiyetlerin bazı kimselere ve bazı durumlarda ve şartlarda faydaları da vardır.

Faydalı da olabilen "gruplu olmaktan", zararlı olan "grupçuluğa ve grup taassubuna" geçiş nasıl olmaktadır?

Bu sorunun sosyal-psikolojik açıklamaları vardır. Biz bunlar yerine sonucu ortaya koymaya çalışalım: Bir grup kendisini en üstün veya yegâne doğru, iyi, faydalı olarak görür, ilan eder, açıklar veya bu görüntüyü verirse ve başka grupları ya değersiz veya zararlı ve gayr-i meşru olarak değerlendirirse, buna rağmen ona mensup olanlar da grup içinde kalmaya ve grubun iddiasını temsil ve tebliğ etmeye devam ederlerse grupçuluk ve grup taassubu oluşmuş demektir.

Konuyu genelden özele, din alanına çekelim.

Din alanında cemaatler, mezhepler ve tarikatlar var.

Bunlar da ehl-i sünnet çizgisinde olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılmışlardır.

Bu ayrımda (ehl-i sünnet olan ve olmayan) tefrika (bölünme, ümmet birliğini bozma) karşı taraf ile kurulan ilişkiye bağlı oluyor. Mesela "Dinimiz bir, kitabımız, peygamberimiz bir, dinin temel inanç konularında (âmentüde, usûlü'd-dinde) önemli bir ihtilafımız yok, bu sebeple hepimiz din kardeşiyiz ve ilişkimizi bu esasa göre kurup yürüteceğiz, itikad ve ameldeki farklılıklarımızı ise tartışma ve çatışma konusu yapmayacak, her mezhebi kendi halinde mensuplarına bırakacağız" dense taassup ve tefrika olmaz.

Böyle olmazsa, denmezse tefrika doğar.

Ehl-i sünnet çizgisinde olduğunu iddia eden gruplar arasında tefrika da yine taassuptan doğuyor.

Müctehid olmayan fıkıh alimleri, farklı mezheplere bakışlarını şöyle bir formül ile ifade etmişlerdir:

"Bizim tâbi olduğumuz mezhebin imamı, hata etmesi de mümkün ve muhtemel olmakla beraber ictihadlarında isabet etmiştir. Diğer mezheplerin imamları ise isabet etmeleri de mümkün ve muhtemel olmakla beraber hata etmişlerdir."

İmam-ı A'zam da ictihadları için mealen şöyle demiştir: "Bunlar benim doğru ve güzel bulduğum sonuçlardır, kendilerine göre daha doğrusunu bulanlar da onlara uyarlar."

Bu iki ifadeyi tahlil edersek şu sonuçlara ulaşırız:

Mezhep farklılıkları tabîîdir. Ehliyet sahibi alim tarafından yapılmış her ictihad meşrudur ve bunların tamamı ile amel edilebilir, kulluk ödevi yerine getirilebilir. Bir müctehide, inceleyerek, seçerek tâbi olan kimse onun ictihadında isabet ettiğine kani olmakla beraber, karşı tarafın isabet etme ihtimalini de inkar etmiyor. Farklı mezheplerde olan Müslümanlar aralarında hısımlıklar kuruyorlar, dayanışma yapıyorlar, bir cemaat teşkil ederek namaz kılıyorlar…

Peki bu böyle ise Sünnîler arasında mezhep taassubu ve tefrika nasıl oluyor?

Cevabını gelecek yazıya bırakalım.

Hayrettin Karaman - Yeni Şafak
hkaraman@yenisafak.com.tr

Yorumlar6

  • Abdurrahman Çelik 15 yıl önce Şikayet Et
    sus. İmamıazam hazretleri denir senin asker arkadaşınmı hiçbir zaman senin düşündüğün gibi filan değildir.Ama sizin vazifenin ehlisünnete çatmak karalamak olduğunu bilenlerdenim.İmamıazam hz.lerini ağzına alma rica ederim.ibniteymiyeni aldır işine bak
    Cevapla
  • soner 16 yıl önce Şikayet Et
    kral çıplak.... sayın hocam allah yardımcınız olsun carpıcı makaleleriniz ne kadar bazı kişileri rahatsız etesede real gercekliği söyliyecek birileride lazım.. bağnazlığın tarihsel köklerinin islam bulaştırılmaya çalışılan halkasını deşife etme çalışmanızda dualarımız sizinle..
    Cevapla
  • ba1a ba1 16 yıl önce Şikayet Et
    hayrettin karaman ve grupçuluk!!!. hani öğüt verene bakıyorum da şaşıp kalıyorum :) bugün grupçuluk dediğin haltı yapanlar gün gibi ortada ama onların dokunulmazlığı var onlara sesimizi yükseltmeyelim;) geçenlerde bi sitede okuduğum yazı beni şaşırttı yazı şöyleydi; “İslâm, ehl-i kitabı, tek seçenek olarak -son dinin mensubu olmak manasında- Müslüman olmaya çağırmıyor.” (a.g.e. s.37)
    Cevapla
  • mansur şehid 16 yıl önce Şikayet Et
    bay mehmet sen bir daha dinlesen iyi olur o konuşmayı. cübbeli ahmet bey butun muslumanlar ıcın mı konusuyordun yoksa belli bir cemaat adına bir müessese kurulmasının doguracagı zararlardan mı ? cevabınızı beklerım
    Cevapla
  • Hanzala 16 yıl önce Şikayet Et
    Sen hani mezhebe.... veya içtihada dayanarak Hristiyan ve yahudileri Cennete sokuyorsun? Yoksa sende içtihad edecek kadar dinde fakihmi sin? Kuran kesinlikle ebedi kalacaklar diyor sen nerenden uydurdun fetevayı işkembeyiyeden mi yoksa mangırıyedenmi? bundan 20 sene çnce niye giremez diyordunda ne oldu da bugün girer diyorsun? seninki artık mezhep farklılığından çıkmış yeni bir din haline gelmiş!!zaten sana itibar edip yazıyazdıranlarda kabahat.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat