Benzerlik...

  • GİRİŞ28.01.2009 09:49
  • GÜNCELLEME28.01.2009 09:49

Malatya Zirve Yayınevikatliamının ardından polisler hakkında İçişleri Bakanlığına suç duyurusunda bulunan avukatların kanıtlarıyla sıraladığı skandal işlemler, müfettişlerce kusurlu bulunmamış.

Haberi okuyunca hiç şaşırmadım.

Sanık Emre Günaydının hastane odasındaki kamera, ses almadığıgerekçesiyle on gün sonra değiştirilmişti. On günlük görüntüler ise televizyon formatına çevrilmediği için imhaedilmişti.

Avukatlar bu durumu şöyle değerlendirmişlerdi:

Kanıtlar karartılmıştır.

Müfettişlerin hazırladığı raporda, kanıt karartmaolmadığı, görüntülerin aktarılması için İtalyadan aygıt getirilmesi gerektiği belirtilip şöyle deniliyor:

...Savcı,Emre Günaydın bu sürede zaten komada, görüntüler imha edilirşeklinde sözlü talimat vermiştir.”

Mahkeme, Emre Günaydının odasına sonradan konulan kamerayla kaydedilen altı saatlik 52 kaseti polisin savcılığa üç gün geç iletmesi nedeniyle 24 saatte mahkemeden el koyma kararı istenmedidiyerek kanıt kapsamı dışında bırakmıştı.

Olayın bir başka yönü, yaşamını yitirenlerin bilgisayarlarından çıkan kişilerin adları, adresleri dava dosyasında yer alırken sanıkların bilgisayarları tümüyle kâğıda dökülmemiş.

Emre Günaydının evin polisçe aranması da 25 dakika sürmüş.

***

Son günlerde arkadaşımız Uğur Mumcunun 16 yıl önce alçakça katledilmesi yeniden gündeme geliyor...

1993’te kurulan TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu ve 1997de kurulan Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyon Raporuna göz attım, Zirve Yayınevi katliamına ilişkin avukatların suç duyurusuyla müfettişlerin hazırladığı rapor arasında bazı benzerlikler gördüm.

Uğur Mumcu cinayeti raporundan bir bölüm:

...Uğur Mumcu cinayetinden sonra soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiştir. DGM savcılığı soruşturmanın sürdüğü ve faillerin henüz belli olmadığı bu olayda en önemli kanıt sayılabilecek bu raporu, gizli tutulması gerektiği halde alenileştirerek olayı zora sokmuştur.

Suikast tanığını iradesi dışında televizyon programına çıkaran polis yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır.

Savcılığın bu tavrı, söz konusu tanığın sindirilmesi olarak değerlendirilmiştir. Bu konularda birinci derecede sorumlu olan zamanın DGM Başsavcısı Nusret Demiral hiçbir soruşturma davası açmamıştır.

Komisyona bilgi vermekten kaçınan Demiralın programın yayımlanmasından sonra sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapmaması önemli bir eksikliktir.

Raporda bir başka ayrıntı da şöyle:

....Mumcunun öldürüldüğü tarihte, geriye dönük altı aylık bir sürenin telefon numaralarının incelenmesinin gerçekleşmediği anlaşılmıştır. DGM askeri yargıcı Ülkü Coşkun, Mumcunun telefonla konuştuğu numaraları PTTden sormanın akıllarına gelmediğini söylemiştir. Bu konuda DGM savcılığının görev kusuru olduğu sonucuna varıldığından ilgililer hakkında soruşturma açılmalıdır.

Ne yazık ki hiçbir soruşturma açılmamıştı o tarihte...

Cinayetten sonra olay yerinde kanıt toplama ve ifade almada hiçbir özen gösterilmemişti.

***

1995 yılında hem Başsavcı Demiral hem de savcı Coşkun hakkında TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kuruluna hangi nedenle suç duyurusunda bulunmuştu?

Araştırma komisyonunun çalışmalarını engelleyip hukuka aykırı olarak Emniyet Müdürlüğüne bilgi ve belge akışını kesmek.

Bu suç duyurusu o zaman işleme bile konulmadı!

Mumcu ailesinin şikâyeti üzerine Adalet Bakanlığı soruşturma sonucu disiplin cezası verilmesini kararlaştırdı. Askeri savcı olan Ülkü Coşkun hakkındaki bu işlem, Milli Savunma Bakanlığınca görülen lüzum üzerineyerine getirilmedi.

Uğur Mumcu cinayeti ve Malatya Zirve Yayınevikatliamı... Hrant Dinkin öldürülmesi... Hablemitoğlu cinayetinin tetikçilerinin bile hâlâ bulunamaması... Rahip Santoronın öldürülmesi eyleminin arkasındaki güçlerin ortaya çıkmaması...

Benzerlikler ortada... İlişkiler zinciri ortada...

Ne diyorsunuz?

HİKMET ÇETİNKAYA - CUMHURİYET

hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr

Yorumlar2

  • hursit dilaver 16 yıl önce Şikayet Et
    uğurun karısı baykaldan korkuyor mu. uğurun karısı meclis başkan vekili. bütün belgeler elinde.ama asla buna yanaşmıyor. demek istemiyor.garip değil mi.korkuyor zaar.baykal bile ergenekon avukatı olunca kadıncağız ne desin..aşağı tükür sakal yukarı tükür bıyık..böyle işte.
    Cevapla
  • resul kus 16 yıl önce Şikayet Et
    ne diyecez. Ergenekon davasını sulandırmazsanız hepsi ortaya çıkacak işte
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat