Katliamı Kim Açıklar?

  • GİRİŞ06.05.2009 08:55
  • GÜNCELLEME06.05.2009 08:55

13 yaşındaki Meryem Pnin öyküsünü anlatacaktım bugün... Okumak için yıllarca annesi ve babasıyla savaşım veren...

Annesi ve babası Meryem dört yaşındayken boşanmışlar.

Annesi Emine 15 çocuklu bir başka erkekle evlenmiş.

Meryemin daha önceki adı Demet... Üvey baba onu nüfusa kaydettirirken adını değiştirmiş ve Meryem koymuş...

Okumak istiyor Meryem... Ama hem annesi hem de üvey babası okutmuyor.

Ve Meryem intihara kalkışıyor.

Fotoğrafına baktım uzun uzun... Yanı başında öğretmen Sezen Demirkol.

Bir mektup yazmış Çermik Yatılı İlköğretim Bölge Okulu öğretmeni Sezen Demirkola Meryem:

Ne olur beni kurtarın, okumak istiyorum... Gerekirse annemden ayırın... Tüm çocuklar okusun...

Ailesi okuldan almış Meryemi... Büyük olasılıkla başlık parası alınıp evlendirilecek.

O da ne yapsın, öğretmenine mektup yazmış... Sonra eczaneye gidip bir kutu ağrı kesici almış ve içmiş.

Meryem şimdi Diyarbakırda Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yatıyor.

Meryem ve Meryemlerin öyküsünü çok yazdım...

Onların hüzünlerini, acılarını... Töre kıskacında nasıl yaşadıklarını...

***

Önceki gece saat 23.00 gibi TV ekranlarına son dakika haberi düştü:

Mardinin Mazıdağı ilçesinde düzenlenen saldırıda 44 kişi öldürüldü...

Salı sabahı yaşananları TV ekranlarından izlemeye başladım...

32 haneli Bilge köyünde nişan töreni sırasında baskın yapan yüzleri maskeli kişiler namaz kılan topluluğu çapraz ateşe tutmuşlardı.

Ölenlerin 6’sı yaşları bir-beş arasında değişen çocuklardı... 17si kadın... 21i ise erkek...

Bu, bir katliamdı... Belli ki önceden planlanmıştı...

Feodal yapının kırılmadığı, şeyh, ağa baskısının egemen olduğu Güneydoğuda son otuz yılın en büyük katliamı yapılmıştı.

Nişan yapılan evde kadınlar ve erkekler ayrı odalardaydı ve Ankaralı imam namaz kıldırıyordu.

Sayıları altı-sekiz kişi oldukları sanılan yüzleri maskeli saldırganlar uzun namlulu silahlarla iki odayı çapraz ateşe tutmuşlardı.

İlk bilgiler ölenlerin ve öldürenlerin Çelebi soyadını taşıdığı yönündeydi.

32 haneli köyün erkekleri korucuydu... Çevrede mesire yerleri ve alabalık tesisleri bulunuyordu...

***

İçişleri Bakanı Beşir Atalayın Mardinde yaptığı açıklamayı izledim. Atalay, katliamın husumetnedeniyle işlendiğini açıklıyordu.

Yani kan davası!

Mardin, dinlerin, mezheplerin buluştuğu bir sevgi kentiydi...

Kan davası denilen intikam duygusu kadınları, çocukları öldürür müydü vahşice?

Bir ara aklım karanlık senaryolara gitti.

Bilgenin korucu köyü olması, katliamın uzun namlulu silahlarla gerçekleşmesi beni düşündürdü.

Bir de yakalanan kişilerle ölenlerin aynı soyadını taşımaları.

Sözlü kültürden yazılı kültüre geçemeyen toplumlarda intikam, öç alma yaygındır...

Yaşam, kin ve nefret tohumlarıyla yeşerir.

Yaşamın binbir rengi, aşk, sevda sözcükleri o nedenle bilinmez.

Kız çocukları okula gönderilmez...

Anne ve babalar okuyarak değil, görerek ve yaşayarak yaşamı algılar.

Suriye üzerinden gelen çöl fırtınasında göz gözü görmezken, nişan yapılan eve uzun namlulu silahlarla saldıranlar kim?..

Devletin ellerine son model silah verdiği genç korucular!..

Öldürülen ikinci korucubaşı Mehmet Halim Çelebi...

Ve aklıma takılan sorular, sorular, sorular...

***

Güldünyanın öyküsü... Öğretmenine mektup yazan 13 yaşındaki Meryem...

O aklıma takılan sorular bu katliamı düzenleyenlerin korucu olup olmadığı.

Büyük olasılıkla Çelebi soyadını taşıyan ve ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan maskeli kişiler, öldürdükleri insanların akrabası olan korucular.

Alın size bir haber başlığı:

Türkiyede koruculuk sistemi tartışılmalı!”

Önceden düşünülüp planlanmış bir katliam var ortada... Uzun namlulu silahlar Güneydoğuda sadece korucularda bulunur...

Yoksa yanılıyor muyum?

Hikmet Çetinkaya - Cumhuriyet
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr

Yorumlar3

  • Murat UZUN 16 yıl önce Şikayet Et
    devlet -korucular- ve millet. sayın çetinkaya, sizinle belki hiçbir zaman aynı paralelde düşünmemiş bir kişiyim. lakin bu koruculuk meselesindeki fikrinize katılıyorum. bu meselenin tartışılmaktan öte, bir an önce çözülmesi gerek. devlet birilerinin eline silah vermiş. üstelik onlara maaş da veriyor. işini iyi yapanları tenzih ederim, lakin durum ortada. ayrıca, korucular hakkında toplumda olumsuz düşünceler de yaygın.devlet bu insanlara istihdam imkanı sağlayıp koruculuk sistemine son vermeli ve milletle de barışmalıdır.
    Cevapla
  • modern müslüman 16 yıl önce Şikayet Et
    OLAYA EN GÜZEL YORUM PSİKİYATRİSTTEN GELDİ. Kemal Sayar: "Olayı gerçekleştirenlerin hiçbir ahlaki ve dini bağla bağlı olmamaları sebeptir" burdan şunu anlıyoruz, Kuran ahlakının yaşanmadığı yerde katliam ve kan vardır.
    Cevapla
  • As Tarhan 16 yıl önce Şikayet Et
    Belkide. Burada ÇYDD'ye fazla iş düşüyor anlaşılan..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat