CHP ve MHP AKP hükümetini “açılım” konusunda sıkıştırdıkça Türkiye geriliyor...

Olaylar sokaklara taşıyor, başta Güneydoğu olmak üzere pek çok kentte sokak gösterileri sürüyor.

DTP’nin kapatılmasının ardından yine bildik görüntüler, Diyarbakır’da yüzleri maskeli topluluklar lastik yakıyorlar, polis panzerlerini taşlıyorlar...

Olay Adana’da, İstanbul’da ve İzmir’de yaşanıyor.

Kapatılan DTP’nin milletvekilleri Meclis’ten çekilmeyi düşünüyorlar...

Ahmet Türk, “sine-i millete dönme” kararı verdiklerini açıkladıktan sonra, üzgün ve kırgın olduğunu belirtiyor.

Konuştuğum kişiler Türkiye’nin ayrışmaya doğru adım adım gittiğini söylüyorlar....

Kaygılılar, gelecekten umutlu değiller!

Tüm bunlar olurken giderek artan işsizliği, yoksulluğu düşünüyorum.

Güneydoğu’da töre kıskacını, 13 yaşında evlendirilen, 14’ünde çocuk sahibi olan çocuk kadınları.

Yaşamın o zorlu yollarında yürüyen gençleri...

İşsizleri...

Sokaklardaki çöp bidonlarında, çöplüklerde artık yiyecek ve ekmek toplayan bebeleri!

İçlerinde duydukları acıyı!

7-8 yaşındaki çocukları sokaklara salan babaları!

Adana’da, Diyarbakır’da, Batman’daki taşlı, sopalı ve baltalı eylemleri...

***

Tokat’ta yedi fidanımızın şehit düşmesini unuttuk...

Sanki o kanlı pusuyu PKK kurmamış.

Kimi köşe yazarları, yorumcular gazetelerde, televizyon ekranlarında kanlı pusuyu unutmuş, olayı “güvercinler-şahinler” eksenine oturtmuş, savaş lobisi Türkiye’de kolları sıvamış, derin devlet OHAL için düğmeye basmış.

Türkiye’nin önündeki en büyük sorun işsizlik!

Ne CHP ne de MHP bu konunun üzerine gitmeyip açılımla yatıp kalkıyor. Baykal ve Bahçeli böyle yapınca da, AKP “inadına demokrasi” diyerek bir adım öne geçiyor.

AKP’nin oy yitimi, açılımı gündeme getirerek gerçekleşmez...

Şu anda Türkiye’nin ana sorunu işsizlik ve yoksulluk!

Güneydoğu’ya gidenler bilir... Harran Ovası’nı dolaşanlar bilir.

Feodal yapının egemen olduğu bölgede, kız çocukları 12-13 yaşlarında evlendirilir...

Çocuk kadınların gözlerinde bir hüzün vardır.

Onlar konuşmazlar!

Sadece gözleriyle bakarlar size!

Gözleri konuşur!

Yanaklarında donmuş yaşlar parlar.

Buz tutmuş gözbebeklerinde bir yakarış var...

Onların yaşamı, kimi zaman Bekir Yıldız’ın öyküleri, kimi zaman Ahmed Arif’in dizelerinde olduğu gibidir.

***

Kar maskeli çocuklarını sokaklara salan babalar... Taşlanan polis panzerleri... Yakılan işyerleri, bankalar...

Acıyla, hüzünle yanmış bir yüreğin koruyla savrulan hayatlar!

Bir zincirin halkalarında çiçeklenen düşlerimizi bile çaldılar, umutlarımızı yok ettiler!

İç savaş çığırtkanlığı yapanlar, Muş’ta meydana gelen olaylarda iki kişinin ölümü, altısının yaralanmasına ne diyecekler?

Belli ki görev buyruğu almışlar ve silahlarını çekmişler...

Peki, PKK’li Murat Karayılan’ın buyruğuna ne demeli:

“Kürt gençleri ya kitlesel eylemlere öncülük etmeli ya da dağa çıkmalı!”

Dağa çıkarak ne elde edeceksin?

Feodal yapıyı mı kıracaksın? Toprak reformunu mu gerçekleştireceksin? İşsize iş, yoksula aş mı sağlayacaksın?

Mehmetçiğe pusu kuracaksın, canlı bomba yetiştireceksin, kan gölünden besleneceksin!

***

Siz hiç duydunuz mu DTP’lilerin toprak reformu istediklerini, işsizliğe ve yoksulluğa çözüm önerdiklerini?

Çocukları baltalarla, kazmalarla sokağa salan bir düşünce demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak görmez!

Kan gölünden beslenip acılarla çoğalmayı yeğlerler!

Çekin elinizi çocuklardan, çocuklarımızdan!..

Hikmet Çetinkaya - Cumhuriyet
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr