Kırık Bir Öykü...
- GİRİŞ10.08.2010 07:12
- GÜNCELLEME10.08.2010 07:12
Körpecik ve ince dalların arasından esen bir rüzgâr, kardeşlik ve özgürlük üzerine söylenen türküler.
Gün ışığı yaprakların üzerinden süzülüp kirpiklerimizin arasından gözlerimizi kamaştırırken nice acıları, hüzünleri anımsarız.
Canım sıkılır, çeker giderim yaşadığım kentten soluklanmak için!
Kimi zaman Kaçkarlar’da kimi zaman Toroslar’da dolaşırım.
Malabadi Köprüsü’nde çocuklarla konuşur, Kepoğlu Mamut Ağa’nın özel barajını, on binlerce dönümde bir çuval bulgura çalıştırdığı Cenan’ları düşünürüm.
Yıllar önce Mardin yöresinde öğrencileriyle birlikte alan araştırması yapan ve şimdi Yeditepe Üniversitesi Antropoloji Bölüm Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Yrd. Doç. Dr. Yaprak Civelek’in gönderdiği öykü bende bu duyguları yaşattı...
***
Öykü, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde geçiyor.
Yaprak Civelek Kızıltepe’nin sokaklarında dolaşıp sohbet ederken, sekiz-dokuz yaşlarında siyah saçlı, güzel gözlü bir kızın hüzünlü yüzü, dikkatini çekiyor.
Kız çocuğunun elinde parçalanmış bir aygıt... Gözlerinden bir yağmur bulutu gelip geçmiş.
Kara gözleri ıslak...
Elinde sımsıkı tuttuğu kırılmış aygıt, bir müzik çalar, yani volkmen...
Yaprak Hanım soruyor:
“Nedir elindeki, kırılmış galiba?..”
Başını sallıyor çocuk:
“Hayır kırdılar!”
***
Bir alacakaranlığın sesi gibi konuşmayan tümceler birbiri ardına geliyor...
Sanki bir pencere açılıyor yeryüzünden yüreğine ulaşan bir kuyu gibi. Parıldayan bir ışık yayılıyor çevreye.
Yüreği paramparça olan öğretim üyesi şöyle düşünüyor o sırada:
“Galiba soruyu yanlış sordum. Sorum ‘Nasıl kırıldı o aygıt’ yerine, ‘Nasıl kırıldın, seni kim kırdı, yüreğini delik deşik eden kimlerdi?’ olmalıydı.”
Sekiz-dokuz yaşlarındaki kız, anlatmaya başlıyor. Okul arkadaşlarının elindeki müzik çaları görmüş ve babasına almasını söylemiş. Babası da satın alıp gelmiş... Kaset koymuş, dinliyormuş..
Bir arada dört yaşındaki erkek kardeşi istemiş volkmeni ablasından. O vermemiş. Ama annesi elinden zorla alıp erkek kardeşine vermiş.
Dört yaşındaki erkek kardeş, bir süre sonra müzik çaları bozmuş..
Yaprak Civelek, kızın gönlünü almak istiyor:
“Erkek kardeşin senden çok küçük, onun için bozmuştur.”
Kız çocuğu sözünü kesiyor:
“Hep böyle yapıyorlar. ‘O erkek çocuk’ diyorlar. Önce o yemek yesin, önce onlar her şeyi alsın, önce onlar yapsın...”
Yaprak Civelek, elini omuzuna atıyor kızın ve soruyor:
“Peki, kıran kardeşin mi?”
Kız çocuğu:
“Hayır kardeşim değil, aha şurada duran amcamın oğlu kırdı, ayaklarıyla çiğneyerek...”
***
Anlaşılıyor ki, kızın elindeki volkmeni amcasının oğlu görüp istiyor. Kız direniyor. Babası gürültüyü duyunca volkmeni kızından alıp yeğenine veriyor.
Birkaç ay kullanıyor amcaoğlu volkmeni... Daha sonra kız müzik çalarını istiyor.
13-14 yaşlarındaki amcaoğlu vermiyor, yere atıp üzerine basarak parçalıyor...
Öykünün sonunda kız, Yaprak Hanım’a gözleri dolu dolu şöyle diyor:
“Biliyor musunuz, biraz büyüyünce beni volkmenimi kıran amcamın oğluyla evlendirecekler...”
Yaprak Hanım o kıza bir volkmen alıp göndereceğini söylüyor.
Kız istemiyor, kırık dökük şunları söyleyebiliyor:
“Beni unutmayın yeter!”
Kızın küçük işaretparmağının havada süzülüp amcasının oğlunu göstermesi ve sonra kendini salıvermesi...
İnsanı derinden vuran bir öykü değil mi bu?
Feodal yapı, aşiret düzeni...
Geri kalmış, erkek egemen, baskıcı bir düzene özgü yapılanmayı gözler önüne seriyor bu öykü.
***
Batman’da intihar eden kızlar... Oraya psikolog yerine imam gönderen anlayış.
Adına töre cinayetleri denilen o vahşet...
Sıdıka’ların, Necla’ların, Güldünya’ların, Gülistan’ların bilindik acılı öyküleri...
Toplumun değer yargıları ve bakışı! Çocuklarımızın, kadınlarımızın hüzünlü ve acılı yaşamı!
Biraz garip ve biraz da kederli.
Dört yapraklı bir yonca gibi boyunları bükük onların!
Yürekleri kırılgan kız çocukları...
Bu öykü bence YAŞ atamalarından daha önemli... Çünkü bir Türkiye gerçeği.
Ya siz, sizler ne diyorsunuz?
Hikmet Çetinkaya - Cumhuriyet
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Yorumlar5