Zincirin Halkaları...
- GİRİŞ09.12.2011 06:19
- GÜNCELLEME09.12.2011 06:19
Başbakan Erdoğan’ın geçirdiği sindirim sistemi ameliyatı, bu arada “şike yasası”nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmesi, eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün savcı Hakan Yüksel’e altı saat süreyle “faili meçhul cinayetlere” ilişkin yaptığı açıklamalar...
Eymür’ün açıklamaları, biz gazeteciler için pek yabancı değil, bilindik şeylerdi.
Bu konuları yıllar önce Fikri Sağlar gündeme taşımış, çok sayıda yazılı ve sözlü önerge vermişti.
Odatv davasından tutuklu Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul da kitaplarında bu konuları açık açık yazmıştı.
***
Susurluk’un kilit adları salt Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken miydi?
40 kişilik ölüm listesinde Savaş Buldan, Hacı Kıray, Behçet Cantürk’ün adlarının olduğu, zaten o dönem çok yazılıp çizilmişti.
Yıllar sonra Eymür’ün yaptığı bu açıklamaların bir bölümünü bilsek bile, ben, o yılların karanlık perdesinin açılmasından yanayım.
Örneğin, Uğur Mumcu’nun alçakça katledilmesinden sonra işlendi bu cinayetlerin tümü...
Binbaşı Cem Ersever, Behçet Cantürk vb. Sapanca - Düzce - İzmit üçgeninde işlenen cinayetler...
Ergenekon davasından halen tutuklu bulunan emekli Tuğgeneral, o yıllarda İzmit Jandarma Alay Komutanı’ydı.
Ergenekon davasında sorgusu yapıldı Veli Küçük’ün. Çapraz sorgusu sırasında nedense bu cinayetler kendisine hiç sorulmadı.
***
Faili meçhul cinayetlerle MİT arasında bağlantı kurmak biraz hayal gibi geliyor bana.
Susurluk işin özünü yansıtıyor. Bu nedenle Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller’in ifade vermesi gerekiyor. Tansu Çiller’in tanık sıfatıyla dinlenebilmesi için de TBMM’nin izni gerekli...
Ortada bir gerçek var:
O yıllar devlette örgütlü, silahlı bir gücün varlığı.
Yazımı yazarken; Diyarbakır’da bir gece yarısı evinden alınarak götürülen Vedat Aydın’ın öldürülmesinden sonra Bülent Ecevit’in açıklaması geliyor aklıma:
“Bu cinayet kontrgerillanın işidir...”
Ecevit bir süre sonra “kontrgerilla” kelimesini nedense hiç ağzına almadı.
***
Eski İçişleri Bakanları’ndan Nahit Menteşe deneyimli, dürüst bir siyasetçidir.
Menteşe’yi yakından tanırım...
Onun için Akşam gazetesine yaptığı açıklamayı önemsiyorum.
Menteşe ne diyor:
“Faili meçhul cinayetlerin işlendiği dönemde PKK’ye yardım eden işadamları ve devlete sızan PKK’lilerin listeleri vardı, gizlilik için yok edildi.”
Nahit Menteşe, listelerin Milli Güvenlik Kurulu’nda olabileceğini söylüyor.
Türkiye yakın tarihiyle yüzleşmek istiyor...
Yürütülen soruşturmaların ve Eymür gibi adlara ulaşılmasının ardından, zincirin öteki halkalarını, istenirse ortaya çıkarabilir savcı.
Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla ortaya çıkan faili meçhul cinayetler ve Eymür’ün açıklamaları, Tarık Ümit, Behçet Cantürk’ün avukatı Medet Serhat, Cem Ersever, Topal, Ağansoy cinayetleri ve öteki faili meçhuller, Hizbullah’ın o dönemde devlet tarafından örgütlenmesi.
Zincirin halkaları ortaya çıktıkça süreç aydınlanır...
***
Bugün 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerin arkasında kimlerin olduğunu bilenlerin sayısı oldukça çok.
Bunu ortaya çıkarmak zor görünse bile aydınlatılması çok basit.
Siyasi irade gerekiyor...
1994 yılında Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun raporu ortada.
Komisyonun başkanı ve üyeleri ne demişlerdi yıllar önce:
“Eğer devleti yönetenler o raporu önemseselerdi, 1994 yılından sonra faili meçhul cinayetler işlenmez, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink ve diğerleri bugün yaşıyor olurdu.”
Soruşturmayı yürüten savcı Susurluk’la bağlantılı faili meçhul cinayetleri, Hizbullah’ın kimler tarafından örgütlenip kullanıldığını öğrenmek istiyorsa, Mehmet Elkatmış, Sadık Avundukluoğlu, Fikri Sağlar’la görüşse zincirin halkalarını bulmakta hiç güçlük çekmez..
Hikmet Çetinkaya / Cumhuriyet
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Yorumlar1