Çalınan haklar; FETÖ’den İmamoğlu’na, İmamoğlu’ndan bugüne diploma sahtekârlıkları
- GİRİŞ08.08.2025 09:45
- GÜNCELLEME08.08.2025 09:45
Geçmişte de çokça diploma tartışması yaşamış bir toplumuz.
Bazıları yalan yanlış iş de olsa diploma tartışmaları gündeme geldi, konuşuldu, tartışıldı. Bazılarının da bir temeli vardı.
Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz ve sahte belge kullanarak İstanbul Üniversitesi’ne geçişi; sadece İmamoğlu değil, İmamoğlu dışında başka isimlerin de aynı yöntemle geçtikleri, hatta bir ismin de akademisyen olarak utanmadan öğrencilere ders verdiğini de görmüştük.
Yine daha geçmişe gidecek olursak, hayalet yazarlarla, ÖSYM sorularının çalınması, kamu kurumlarına giriş sorularının çalınması gibi yöntemleri FETÖ’cüler çokça kullandılar. Birçok evladımızın hakkına, hukukuna girdiler; kamu paralarını iç ettiler, hiç ettiler.
Hacettepe Üniversitesi’nde bir akademisyen için, aynı projede çalıştığı arkadaşı, “YDS dil puanımla girişte 30 puan alıp bir sonrasında yetmişin üzerinde puan aldı, çok şaşırdık,” demişti. O ismi 15 Temmuz sonrası yetkili birisine sorduğumda, “Bu,” dedi, “ya soruları çalmış ya da yerine başka birini sınava sokmuş.”
İmamoğlu ve o dönemde geçiş yapanların oluşturdukları çete ayrı bir çete, FETÖ ayrı bir çete olarak diploma usulsüzlük ve yolsuzluklarını yaparlarken, yeni bir çete daha ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, sosyal medyaya düşen tartışmalar sonrasında hızlıca harekete geçerek 199 kişiye dava, 37 kişiye tutuklama yaparak toplamda 220 kişi hakkında işlem yaptığına dair haberlerle sürecin yaşandığını öğrendik.
Tabii gündeme düşen her olayda olduğu gibi, bu olayla ilgili de sosyal medyada bir sürü dezenformasyon üretildi; post-truth habercilik yapıldı. Bazıları olayı bağlamından alıkoyup farklı yerlere taşımaya çalıştılar.
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin bilgilendirmesine göre, “400 akademisyen sahte diplomayla atandı, ÖSYM puanları değiştirildi, narkotik sistemine torbacı atandı” gibi asılsız iddiaların da gündeme getirilerek olayın sulandırılmaya çalışıldığını gözlemledik.
Belki bazıları, görevden alınarak cezaevinde/gözaltında olan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasındaki usulsüzlükleri, sahte belge düzenleme ile ilgili aldığı cezaları perdelemek istediler bu dezenformasyon haberlerini üreterek. Tüm bunlar olabilir.
Ancak başsavcılık hızlıca harekete geçip 220 kişi hakkında işlem yaparken, olayları başka yerlere taşımaya çalışmak iyi niyetli olmasa gerek.
Tüm bunları söylerken, böyle bir çete olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Diploma gibi, not artışı gibi insanın ileriki hayatlarında her zaman karşısına çıkacak süreçleri bile umursamadan bu tip yollara meyil edenlerin en ağır cezaları almaları gerekir.
Birileri iyi bir eğitim almak, iyi okullarda okumak için ciddi kaynaklar ayırarak yıllarca dirsek çürütürken; tutup da birileri bu yollara meyil ediyorsa, onlar en ağır cezayı hak ediyorlardır. Hele bir de içlerinde kamu görevlileri varsa, o daha vahim bir durumdur.
17-25 sürecinde, 15 Temmuz’da, deprem dönemlerinde, yangın ve sel gibi afetlerde dezenformasyon üretenler, burada da dezenformasyon ürettiler. Herhangi bir olayın tek başına sosyal medyadan okunduğu zaman, post-truth haberciliğin kamuoyunu esir aldığını görüyoruz. Bu sebeple herhangi bir haberde teyit mekanizmasının da işletilmesi oldukça önemlidir.
Diriliş Postası
Yorumlar3