Afetler kaçınılmaz, önemli olan nasıl hazırlandığımız

  • GİRİŞ12.08.2025 08:25
  • GÜNCELLEME12.08.2025 08:25

Depremler, yangınlar, seller… Doğa kendi döngüsünde akıp giderken, biz insanlar çoğu zaman bu döngünün gerçeğini unutuyoruz. Tarih, felaketlerin kaçınılmaz olduğunu; ancak yıkıcılığının bizim hazırlık ve bilinç düzeyimizle şekillendiğini defalarca gösterdi.
Depreme dayanıklı binalar inşa etmemek, kısa vadeli maliyet tasarrufu gibi görünen bir tercihtir. Ama uzun vadede bu tercih, binlerce canın bedelini ödemek demektir. Japonya’da yapılan araştırmalara göre, deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilen binalarda can kaybı oranı yüzde 80’e kadar azalıyor. 2011 Büyük Doğu Japonya Depremi’nde modern binaların ayakta kalması, bu bilincin ve mühendislik disiplinine sadakatin en somut kanıtıdır.

Yine Kahramanmaraş merkezli asrın felaketi olan depremlerde de hem Osmaniye, hem Hatay, hem Adıyaman hem de Gaziantep’te deprem yönetmeliğine göre sağlam yapılmış binaların yıkılmadığına bizzat şahit olmuştum.

Demek ki usulüne uygun yapılan binalar yıkılmıyor.

Yine hakkını teslim etmek gerekir ki, kamunun yaptığı TOKİ, Kredi Yurtlar Kurumu yurtları gibi binalar da yıkılmıyor.

Demek ki onlar da sağlam yapılmış binalar.

Yangınlar konusunda da tablo farklı değil. Avustralya’da yürütülen “Toplumsal Yangın Bilinci” programları, basit ev içi önlemlerin bile büyük orman yangınlarının yayılma hızını ciddi oranda azalttığını ortaya koyuyor. Türkiye’de ise yaz aylarında artan orman yangınları, sadece doğa kaynaklı değil; bazen sabotaj girişimleri veya ihmallerle de büyüyor. Bu nedenle farkındalık, teknik bir önlem olmanın ötesinde, toplumsal bir savunma hattıdır.

AFAD’ın son yıllarda yürüttüğü tatbikatlar, riskli bölgelerde yapılan yapı denetimleri ve acil durum planları önemli adımlar olsa da yeterli değil. Çünkü afet bilinci, sadece devletin sorumluluğunda değil; bireyden mahalleye, okuldan iş yerine kadar tüm toplumun ortak görevidir. Hazırlık, bir lüks değil, bir zorunluluktur.

Unutmayalım ki, bugün attığımız veya atmadığımız adımlar yarının kaderini belirleyecek. Afetler bize şunu hatırlatır: İnsanın en büyük güvenliği, kendi farkındalığıdır.
Toplumsal bilinci yükseltmek; sağlam binalar, yaygın eğitim programları, afet tatbikatları, yangın ve deprem bilinci dersleriyle mümkün. Bu adımlar ertelendikçe, bedeli sadece maddi değil, manevi de olacak.

Evet, felaketler kaçınılmaz olabilir. Ama yıkım asla kader değildir. Kaderimizi değiştirecek olan; bilinç, hazırlık ve dayanışmadır.

Artık İHA’lar yangınlarla mücadelede de aktif olarak kullanılıyor. Gençlerimiz Teknofest gibi etkinliklere katılmak için yeni icatlara imza atıyorlar.

Umarım, yakın gelecekte orman yangınlarıyla mücadele, deprem erken alarm sistemleri gibi konularla da yeni buluşlara imza atan teknolojik gelişmeler yaşarız.

Her geçen gün kuraklığın artarak, havadaki nemin azalması yangınlarla mücadeleyi zorlaştırıyor. O sebeple küreselci çetenin ‘iklim değişikliği’ safsatasına teslim olmadan, yeni mücadele yöntemleri geliştirmemiz bir zaruret haline gelmiştir.

Diriliş Postası

Yorumlar2

  • İbrahim 1 ay önce Şikayet Et
    Hilmi bey,YANAN ORMANLIK ALANLARA ÇABUK TUTUŞAN ÇAM VE BENZERİ AĞAÇ DİKİLMEYECEK,HER ŞEHİR OLASI ANİ VE KUVVETLİ YAĞIŞA KARŞI DERE YATAKLARI VE KANALİZASYON BAKIMI VEYA YENİDEN YAPILANMA YAPACAK, KURAKLIK İÇİN AKARSULAR BOŞA GİDİYOR VE TARIMSAL SULAMAYA ÇÖZÜM YOLLARI, DAMLA SULAMA GİBİ, DEPREM İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM ACİL.HEPSİ BU KADAR
    Cevapla
  • HUCCETÜLİSLAM 1 ay önce Şikayet Et
    Pek değerli VATAN ve Milletini HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN bu VATANIN ÖZBEÖZ evladı ağabeyim!Osmanlıların BAŞARILARI batmakta ALÇAKLARIN GÖZLERİNE.ACIRIZ TÜKÜRÜKLERİMİZE BİLLAHİ TÜKÜRSEK YÜZLERİNE. Kızlarımızın İFFETLERİ,NAMUSLARI batmakta ALÇAKLARIN ve NAMUSSUZLARIN gözlerine.Acırız TÜKÜRÜKLERİ MİZE BİLLAHİ TÜKÜRSEK YÜZLERİNE!
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat