İsrail vicdanlara dokunmaya ve küresel sinir uçlarında dolanmaya devam ediyor. ABD’den Trump yönetiminden aldığı güçle şımarıklığını en üst perdeden kan, gözyaşı ve soykırım olarak göstermekten geri durmuyor.

İsrail’in Katar’a yönelttiği saldırılar, yalnızca bölgesel bir hadise değil; Filistin davasını uluslararası arenada savunan her sesi sindirmeye yönelik bir hamledir. Bu saldırılarla eşzamanlı olarak Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Sumud Filosu’nun tehdit ve baskılara maruz kalması, işgalin sadece toprak değil, insanlık vicdanı üzerinde de kurulduğunu göstermektedir.

Bugün mesele yalnızca Filistinlilerin değil, insanlığın temel değerlerinin işgali meselesidir. Suskun kalan her devlet, bu suça ortak olmaktadır.

Katar’a yapılan saldırılar, mazlum halkların yanında duran bir ülke üzerinden dünyaya verilen gözdağıdır. Sumud Filosu’nun denizde karşılaştığı engellemeler ise Filistin halkının özgürlük umuduna vurulmaya çalışılan stratejik işlerdir.

İsrail yapısı ve kuruluşu gereği stratejik düzeyde zalim bir devlettir. Kendi çıkar ve hedefleri uğruna ölmekten korkan ancak Yahudi olmayan herkesi öldürmekten korkmayan bir devlet sistematiği mevcuttur.

Dünyanın birçok ülkesinde insani ve vicdani değerler referans alınarak yüz milyonlar belki de milyarlar tarafından İsrail kınanmakta ve lanetlenmektedir.

Geleneksel diplomasinin tüm kanallarını kapatan ve kendi diplomasisini hegemonikleştirmeye çalışan İsrail’in ve onun barbar Başkanı Netanyahu’nun artık dünya içerisinde gidecekleri başka bir nokta kalmamıştır.

Etrafına şiddet, yıkım, öfke ve kaos saça saça dolaşan İsrail’in ABD tarafından destek gören varlığı ve tavırları İsrail küstahlığın temel nedenlerinden birisidir.

10 Eylül’de Trump ve İsrail yanlısı aktivist Charlie Kirk’in bir üniversite etkinliğinde suikast sonucu öldürülmesi konusu üzerinde durulması gereken bir konudur.

İsrail’in insanlık dışı tavrı ve küresel vicdanı zorlayan zulmüne karşı böylesine bireysel eylemlerin sayısının artması gayet olağandır. Trump’ın kullandığı İsrail yanlısı dil ve ABD’yi İsrail’in hamisi olarak gösterme yaklaşımı dünyada ciddi bir tepki gördüğü gibi ABD’yi yeni nesil bir riskin içerisine doğru sürüklemektedir.

İsrail’in Mossad’cılığı çok sevdiğini başka ülkeleri etkilemek için istihbarat faaliyetlerine sıklıkla başvurduğu artık herkes tarafından bilinen bir gerçeklik haline geldi. İsrail bir taraftan Gazze’yi abluka altında tutup, zaman zaman Suriye’ye hamleleri ve yeni bir gelişme olan Katar saldırısında olduğu gibi sadece saldırgan bir devlet değil istihbarat hilelerini sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyen ve başka ülkelerde kaos planları yapan gayri-ahlaki bir devlettir.

1997 yapımı Hayat Güzeldir adlı filmle hepimizin duygularında yer edinen Oscar ödüllü İtalyan oyuncu Roberto Benigni, İsrail’i ekranlar karşısında cesurca eleştirirken sarfettiği kelimeler tüm insanlığaydı;

-Neden çocukları öldürmeye devam ediyorlar? Oysa bir çocuk hafif yaralansa bile savaş durdurulmalı.

-Ne kadar korkaklar. İnsan kalbi bu acı çığlığı duymaya dayanamaz. Ama onlar bu acı çığlığı duymuyor…

Diriliş Postası