MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi bir önceki ziyaretimde oğlum Erenalp ile gelip elini öptürmek istediğimi söylemiştim kendileri de ‘’çok memnun olurum’’ şeklinde cevap vermişti. Bugün okulların ara tatile girmiş olması sebebi ile bu ziyareti gerçekleştirdik. Lutfedip kabul ettiler. Erenalp ile de sohbet de ettiler.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Kıymetli Büyüğümüz Türkmen Bey’i Devlet Bahçeli’nin her geçen gün sağlığı daha iyiye gidiyor. İnşaallah daha da iyi olacak. Tüm kem gözlere inat aldığı dualar daha da dinç hale getiriyor onu.

Bazıları Bahçeli’nin çıkışlarını pek anlayamıyorlar.

Zira, ufukları Bahçeli’yi anlamaya yetmiyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız BM Zirvesi için Amerika’ya gitmeden önce Türkiye’nin başka alternatiflerinin de olabileceğini göstermek adına ‘’Dünyaya meydan okuyan ABD İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek TRÇ ittifakının inşaa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.’’

Bu çıkış üzerinden birçok yorum yapıldı.

Anlayan oldu.

Anlamayan oldu ama çoğu da anlamadı.

Hatta ‘’AK Parti ile MHP arasında bu sebepten soğukluk oluştu.’’ Şeklinde yorumlar yapanlar oldu. Ama nihayetinde BM öncesi Trump’a karşı ‘’bizim başka alternatiflerimiz de var.’’ diye Sayın Cumhurbaşkanı’nın elini güçlendiren bir çıkıştı.

Nitekim BM’de Sayın Cumhurbaşkanımız diğer islam ülkelerinin liderlerinden farklı olarak Trump tarafından onore edildi. Yanına oturtuldu. İşbirliğinin güçlendirilmesi adına önemli adımlar atıldı.

Kıbrıs Meselesine Gelince

Malum AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde federasyon adına Annan Planı ile bir adım atılmış ancak Rumlar tarafından karşılık görmemişti. Bu süreç sonrasında herkesin ortak kanaati ‘’Allah biz Türkleri korudu.’’ Şeklinde idi. Elbette eskisi gibi ‘Kanlı Noel’ olaylarını gerçekleştirdiklerinde onların bu katliamlarına seyirci kalacak bir Türkiye yok. Artık daha güçlü bir Türkiye var.

Annan Planı’na Rahmetli Denktaş karşı çıkmıştı.

Bahçeli, Denktaş’ın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde onu ziyaret ettiğini söyleyerek ‘’Bir ‘Beyaz Ev’ vardı. Bir de Genel sekreter. Denktaş elinde fotoğraf makinası yanında köpeği ile fotoğraf çekip geziyordu. Yanında personel bile yoktu. Şimdi meclisin de içinde bulunduğu büyük bir külliye yapıldı. Kuzey Kıbrıs Gelişti. Gözlemci üye de olsa Türk Devletler Teşkilatı üyesi oldu.’’ Şeklinde söyleyerek.

Kuzey Kıbrıs Meclisinde alınan ‘’Federasyon Kabul Edilemez.’’ Kararının öneminden bahsederek ‘’Parlamento acilen toplanmalı, federasyona dönüş kabul edilmemeli ve Türkiye’ye katılma kararı alınmalıdır.’’ Şeklinde açıklama yapmasının da amacı ile ilgili olarak geçmişte Akel Partisi Mustafa Akıncı’nın yaptıkları ve CTP’nin federasyonu savunan tutumundan bahsederek ‘’Kıbrıs’ta bir federal yapı oluşursa bu durum Suriye’de de istenir. Irak’ta da istenir bu olay Türkiye’ye de sıçratılmak istenir.’’ Şeklinde konuyu bağladı.

Sayın Bahçeli Tufan Erhürman’ın da ‘’Taç giyen baş akıllanır’’ sözünde olduğu gibi cumhurbaşkanı olduktan sonra tezinden vazgeçmesi konusunda pek iyimser değil.

Ancak, gerekçesinde oldukça haklı.

Ayrıca, bir çok konuda olduğu gibi alternatifleri gösterip Türkiye’nin garantörlükten mütevellit hakkı olduğu konusunda da haklı.

Birçok kişi anlamasa da bazıları farklı mesajlarla yarışa girseler de Her konuda olduğu gibi ‘’önce ülkem ve milletim, sonra partim, sonra kendim’’ siyasal felsefesi ile hareket eden Bahçeli’nin derdi yine millet yine memleketti.

Diriliş Postası