Meşhur inat heykelleri
- GİRİŞ22.04.2011 06:04
- GÜNCELLEME22.04.2011 06:04
Hiçbir heykel bu kadar meşhur olmamıştı.
Yıkılmış bir heykelden geriye ne kalır demeyin.
Heykel yıkılacak,ama bu ucube(!) bütün memleketi dolaşacak.
Belki de bir yürüyen heykel anıtına dönüşecek bu taş kütle.
Heykellerin bile kafasının tasını attıracak işler yapılıyor bu ülkede.
Durup dururken Ermenilerle Türk halkını birbirine yaklaştırsın diye ülke gündeminin tam ortasına heykel dikmenin bir alemi var mı?
Heykele karşı olduğumuz falan sanılmasın.
Ortada aklın,idrakin ve düşüncenin betonlaşması gibi ciddi bir mesele var.
Günden güne yükseltilmeye çalışılan meçhul inat heykeli mesela.
Üstesinden gelemediğimiz,adam gibi oturup da konuşamadığımız düşünsel problemleri dondurup heykelleştiriveriyoruz.
Meydanlarımızdan ev içlerine kadar her yer bu irili ufaklı inat heykelleriyle dolu.
Beyin ve gönül coğrafyamız neredeyse baştan sona sit alanı.
Her taraf tutulmuş, her yan çitlerle çevrilmiş.
Anladık heykel Ermenilerle Türk halkını hedeflediği şekliyle birbirine yaklaştırmaya yetecek sıcaklıkta değil.
Üstelik memleket insanını heykel evetçileri, heykel karşıtları diye nerdeyse ikiye ayırdı.
Olmamış deyip geçmek varken o kelimeyi keşke hiç kullanmasaydık.
Tam tersini yaptık, Mehmet Aksoy’un heykelinin karşısına görünmeyen bir nefret heykeli oluşturduk. Heyketıraş Mehmet Aksoy’un “güç yetmez” dediği bu heykel yıkılır-nitekim yıkılmaya başlandı da- fakat bu olumsuzluk ve hoşnutsuzluğun görünmeyen heykeli kolay kolay yıkılmaz.
Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla tartışmalı heykelin yıkılmasına başlanmış.
Sanat değeri ve sanatçı emeğine hiç girmek istemiyorum.
Sadece yıkmak ile yapmak arasındaki mesafeyi gözden geçirdiğimizde neden bu denli yıkma heveslisi olduğumuzu da anlamak zor.
Evet, bir çok kişi gibi bana da bu heykel kötü yazılmış bir şiir gibi geldi.
İyi de kaç tane sanat değeri yüksek heykel var şu memlekette Allahaşkına!
Beğenmediğimiz her heykeli yıkmaya kalksaydık heykellerin saldırılarından başımızı alamazdık.
Şimdi sormanın tam zamanı, peki heykelin ve resmin haram olduğuna dair bu yaygın kemikleşmiş heykeli düşünce ve inanç dünyamızın tam orta yerine diken kimdir?
Yaptığı heykeli büyük bir gayret ve çabayla yıkılmaya çalışılan Mehmet Aksoy katıldığı televizyon programlarında kendini açılan bu gedikten girerek savunuyor.
“Zaten İslam resim ve heykele karşı” dolayısıyla müslümanlar da biraz vandal yürek taşıdıkları için dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi son örneğine ülkemizde rastlanan şekliyle görsel sanatlara tahammül göstermiyorlar demeye getiriyor.
Bu malzemeyi ona verenler de resim ve heykeli yaratmaya dair cüretkarlık kabul edenler de dinde suretin yerinin olmadığını gözü kapalı savunanlardır.
Sanatın hangi sahası olursa olsun bütün sanat dalları ve unsurları Allah’ın yaratma sıfatının bir tezahürüdür.
Sanat yaratıcıyı değil yaratma eylemini taklittir. Dolyısıyla insan yaratıcısının kendisine bahşettiği kadarıyla yaratıcılık(tekvin) sıfatına sahiptir. En büyük müsavvir (tasvir yapan,her şeye şekil ve suret veren) ,resim çizici, Allah’tır.
Kuran’da özellikle şairlerden bahedilip şiirin ilkeleri hatırlatıldığı halde heykel ve resim konusunda ayrı bir başlık açılmamış olması manidardır.
Sanıldığının aksine ne resim ne de heykel, asıl zehirleyici olan şiirdir.
Heykeli yıkılan heykeltıraşla heykelin yıkılmasını isteyenler arasında tek ortak taraf, her ikisinin de yıkımı bir inatlaşma stratejisi dönüştürmesidir.
Dinin beynine ve vicdanına vakıf olmayanlar salt muhalefet olsun için ruhunu Kuran’dan almamış soğuk fetvalara balıklama dalarlar.
Bu yolla müslüman kesimdeki ucube yapılara dikkat çekmektir.
Görünmeyen çarpık ve sakat düşünceler betonlaşmış olsaydı kimbilir belki de meydanlar acaip ve garaip heykellerden geçilmez olurdu.
Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol