Eksik yaratılan kim?

  • GİRİŞ30.08.2011 09:19
  • GÜNCELLEME30.08.2011 09:19

Kadının zarifliğini eksiklik diye yüzüne vuran er kişi hiç bilmez ki bütün eksik sıfatların kardeş payından bir o kadar da kendisi nasiplenmiştir.

Yaratılıp dünyaya düşen kimse bu eksiklikten kendini nasıl uzak tutup vareste kılabilir ki?

Dönüp kaç kez geriye doğru saysanız erkek ya da kadın herkesin hesabı yine eksik çıkacaktır. Çünkü bir yanı gaipte kalmış kırık bir vazo gibidir bu dünya.

Mükemmellik ne dünyaya uygun bir niteliktir ne de insanoğluna yakışan bir şey. Bütün eksik sıfatlardan münezzeh olan sadece Allah’tır.

İnsanı erkek ve kadın cinsi olarak eksik yaratması hayata ve tabiata dair bir dengeyi kaim kılmak içindir.

Tabiatta her şey kendisini bir başka şeyle tamamlayıp onarıyor.

“İhtiyaç” gibi bir olgunun var olma esprisini de bu minval üzere anlamak gerekir. Zira ihtiyaç muhtaç olanın beklentisidir.

Bu anlamda erkek ya da kadın hepimiz yalnız ve muhtacız.

Kadın erkekle, erkek de kadınla kendisini tamamlayıp onarır. Bu durum tabii dengenin tesis edilmesi için bir tür nakisalar dayanışmasıdır.

Her iki cinsin eksikliği de kuşkusuz amaçsız ve hedefsiz bir eksiklik değildir. Kadın erkek için, erkek kadın için eksiktir.

Şayet erkek ve kadın kemal derecesinde yaratılmış olsalardı her iki cinsin birbirine karşı istiğna duygusu yeryüzünü istila edecek ve akan hayat ırmağı donup kalacaktı.

Ahsen-i takvim (en güzel şekilde) yaratılmış olan insanın bu güzel kıvamında cinsleri bir araya getirmeye vesile olan eksikliğin de bir rolü olmalı.

Dolayısıyla erkek ve kadının birbirlerinin eksik kalan yanını tamamlayıcı özelliği sünnetullaha uygundur.

Farklı soy sop, ırk ve sülalelere ayrılmak (Kuran’ın ifadesiyle) nasıl hayatın-sınav dünyasının- anlamlandırılıp şekillendirilmesi için bir gereklilik, birbirini tanıma unsuru ise erkek ve kadından yaratılmış olmamız da farklılıkların yakınlaşmasını sağlayarak özdeki birliğe ulaşmaktır.

Erkek ve kadın olarak aynı hamurla yoğrulduğumuza göre özdeki birliği yakalamamız çok önemli bir fırsat.

Ne kadar eksik yanlarımızı karşıt cinsimizle takviye edip onarsak bile mutlak varlık olan Allah’ın nezdinde eksikliğimizi itiraf etmekten başka çaremiz yok.

Evet, çare eksikliğimizi fark edip bir dua ve şükür kıvamında itiraf etmekten geçiyor.

Sahip olduğumuzu sandığımız şeyler Allah’ın melek ve melekelerinden ibaret.

Kadın ve erkek tanış olup bir araya gelince belki daha bir gören göz,işiten kulağa erişip ulaşabilirler; ama nihayetinde bu duyu organlarının her biri yaratıcının (mükemmelin) kendini idrak için yarattığı insana bahşettiği gece önünü görmesine yarayan bir kandildir sadece. Mutlak görme, işitme ya da konuşma imkanlarının belki de zerre kadarı verilmiştir insana.

Bu yüzden zayıf, aciz ve eksiktir.

Ölüm bu üç noksan sıfatın (zayıflık,acziyet, eksiklik) bir insanda hayat bulmasından başka nedir ki?

Erkeğin hükmetme arzusu kadını en zayıf tarafından vurmaya odaklanmıştır.

Oysa kadının eksik bıraktığı boşluk erkeğe yer açmak içindir.

 Tıpkı erkekte tanımsız bir yalnızlık şeklinde cereyan eden divanelik gibi. 

Ah birbirimize hakkıyla bakmasını bir bilebilsek, o zaman insanlığımız kim bilir en net şekliyle kendini nasıl da gösterecek.

Hüseyin Akın / Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat