Lanet olsun!

  • GİRİŞ21.10.2011 08:46
  • GÜNCELLEME21.10.2011 08:46

Terörün arkasında kim var, kim yataklık ediyor eli kanlı katillere, bu konuyu konuşa konuşa tükettik.

Güneydoğu’da terör nasıl biter, Kürt sorunu nasıl çözülür, bir açık oturum konusu olmanın ötesine geçmiyor bu sorular artık.

Otuz yılı aşkındır savaşlarda bile görülmedik şekilde kan dökülüyor bu ülkede.

Üstelik çok kolay, çok basit,çok ucuz bir biçimde.

Çocukluğum, gençliğim ve olgunluk çağım hep asker cenazelerine tanıklık etmekle geçti.

Eşkıya dağda mı, ovada mı yoksa şehirde mi bu da çok net değil.

Cenazelerde insanı kahreden hep aynı fotoğraf, sanki aynı evden çıkıyor gibi bütün tabutlar.

Tabutu omuzlayanlar, saf tutanlar, gözyaşı dökenler hep aynı sokağın aynı mahallenin insanı.

“Bu sene kurbanımızı erken kestik” diyor oğlunun şehit olduğu haberini alan anne, ‘ben onun biyerine bişey olmasın diye bisiklete bile bindirmemiştim...’ diyor evladının acı haberini alan bir başka anne.

 Bu sözler karşısında hangi söylemin ve hangi siyasetin daha fazla konuşma hakkı olabilir?

Evlatlarını koruyamadığımız anneler ve babalar her şeye rağmen ne kadar vakur ve ne kadar asil.

Sitemleri o kadar derin ki asaletlerinden hiçbir şeyi yere düşürmüyorlar.

Yoksullukla beraber acı ve ıstıraba da hep yakın duran bir çehresi var her birinin.

Şikayetçi oldukları şeylerin hançerelerinden dışarı çıkmasına hiç müsaade etmiyorlar.

Çukurca baskınında eşkıya sürülerinin 8 noktadan saldırarak karakolun içine kadar girip askerlerimizi yataklarında şehit etmesi sözün bittiği yerdir.

Otuz senedir süregelen terörün nasıl bitirilmediğinin en kısa cevabı kim bilir belki de bu saldırıda gizlidir.

PKK terörü her siyasi dönemde adeta o dönemin siyasetine yön verip taşlarını yerinden oynatacak şekilde bir manevra yürüttü.

Kimi zaman yavaşladı, kimi zaman ara verdi ve yeri geldi hızını artırdı.

Zamanlamalara bakılırsa yapılan saldırıların Kürt meselesiyle ilişkilendirilebilecek hiçbir tarafı yoktur.

Aklı başında hiçbir Kürt vatandaşın bu tür bir vahşeti kabullenebilmesi mümkün de değildir. Bu saldırı asıl itibariyle Türkiye’nin iç ve dış siyasetine yönelik ajitatif ve operasyonel  bir hedef taşımaktadır.

Saldırıyı gerçekleştirenler belki bilmediğimiz çok başka bir hedefe de nişan almış olabilirler. Ne değişir ki, ölüm dağlara 24 oğul bıraktıktan sonra?

Tespitler ne işe yarar, analizler hangi yarayı sarar?

Bebeklere bile merhametin çok görüldüğü bu kadar kan ve gözyaşından sonra meseleyi tam orta yerinden kavrasak, vuzuha kavuştursak, künhüne insek ne olacak!

Lanet olsun!

Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat