İmam Hatipler kapatıldı mı?

  • GİRİŞ06.01.2012 10:14
  • GÜNCELLEME06.01.2012 10:14

28 Şubat zihniyetinin temel misyonu din eğitiminin köküne kibrit suyu dökmekti. Manevi müktesebat adına ne varsa hepsini kibrit çakıp ateşe vermek varken ne diye kibritin suyunu çıkarmak için uğraşmışlar demeyin. Daha ileriye gitmeye cesaretleri yoktu. Çünkü daha ileri gittiklerinde o karanlıkta sırıtan dişleri ortaya çıkacak ve sirkatlerini saklamaya mecalleri kalmayacaktı. Onun için bir kibritte bir ormanı yakıp yok etmek yerine kurumların köküne kibrit suyu ektiler.

O dönemin kibrit suyuna maruz kalan kurumlarından biri de İmam Hatip Liseleri idi. Bu liseleri yaptırıp ayakta tutma mücadelesi verenler bilmeden muhalifleriyle en uyumlu savunma sloganını seçmişlerdi: İmam Hatipler Kapatılamaz!

Çok yönlü anlamlar içermesi hasebiyle oldukça kullanışlı bir slogandı bu. Birincisi kapatmak isteyenlerin buna gücü yetmez demekti. Daha açık anlamıyla “erkeksen kapat” anlamı taşıyordu.

 İkincisi “biz varken kimse bu okulları kapatmaya cesaret edemez” anlamına geliyordu. Yüz binlerce İmam Hatip ruhu taşıyan insana rağmen bunu yapmak biraz sıkar denilmek isteniyordu. Zımnen de olsa ‘Siz kapatmak isteseniz de biz kapattırmayız’ şeklinde boğuk sesli bir haykırıştı.

Bu slogana söyletilmek istenen bir diğer şey ise İmam Hatip Liseleri’nin bizzat kendisi içerik ve Türkiye’deki var oluş sebepleri itibariyle dokunulamazlığa sahiptirler, şayet dokunan olursa büyük bir vebal altına girer, hakikatini sağlama almaktı.  

28 Şubat bu sloganın çok yönlü mesajını iyi kavramış olmalı ki İmam Hatip’leri kapat-a-madı. Sadece bir miktar kibrit suyu dökerek nasıl olsa birkaç seneye ayakta kalamaz diye düşünülerek çöküşe terk etti.

Post modern darbenin mimarlarının kendilerine bin yıl ömür biçmeleri boşuna değildir. Suçüstü yakalanmamak için sirkatlerini saklamak maksadıyla birçok şeyi zamana yaydılar. Böyle davranmakla aynı zamanda halka karşı psikolojik savaş yürütmüş oluyorlardı. Akılları sıra bin yıl sürecek olan bir yıkım hareketine karşı direnme ümidini sıfırlayacaklarını düşünüyorlardı.

İmam Hatip’lerin 28 Şubat sürecinde kapatılmaması kimlerin zaferi ya da yenilgisidir, bu tartışma bu yazının konusu değildir. Fakat İmam Hatiplerin bu süreçten itibaren sadece var olmak için var olan, kendilerini geliştirmek için ciddi adımlar atmadıkları da bir gerçek. Bunun sebebini tamamen katsayı engeline yüklemek kolaycılık değilse bile gerçek sebeplerden kaytarmacılık olur. Zira İmam Hatipler son dönemlerde tarihinde ortaya koyduğu başarı ve atılımlara paralel bir atılım gerçekleştirememişlerdir. Bunun sebeplerine inecek olursak:

Bir; İmam Hatip Liseleri’nin ismi ile cismi; isminin işaret ettiği anlamla, mensuplarının idealize ettikleri anlam birbirini tutmamaktadır. Dolayısıyla İmam Hatip Liseleri’nin ismi ağyarını mani efradını cami olarak çok daha kapsamlı bir isimle değiştirilmelidir.

İki; Evet, 28 Şubat İmam Hatipleri kapatamamıştır, lakin muhafazakâr camia çocuklarını çeşitli gerekçelerden dolayı kız erkek dinlemeden İmam Hatip dışındaki okullara vermekte tereddüt göstermemişlerdir. Demek ki neymiş? Gerektiğinde başka liselere de muhafazakârlar çocuklarını gönderebilirlermiş. Bugün imam Hatipler daha çok yoksul muhafazakârların tercih ettikleri okullar haline gelmiştir. Bu okulların arz-talep dengesi dünkü dinamik oranını koruyamamıştır.

Üç; Bir kısmını hariç tutarsak, İmam Hatip Meslek dersleri öğretmenlerinin bugünkü gençleri tam anlamıyla anlayabildiklerini söylemek iyimserlik olur. Kuraldan fazla kuralcı, kraldan fazla kralcı olan meslek öğretmenlerinin sayısı hiç de az değildir. Kuran, Arapça, Akaid, Kelam, Hadis ve Tefsir gibi dersler öğreten öğretmenlerin bu genç ve körpe dimağlara ne denli hassas yaklaşmaları gerektiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mıdır? Yaşlarına tecrübe katamamış bu tarz öğretmenlerin meslek içi eğitimden geçirmeleri şarttır. Ayrıca İmam Hatip’te öğretmenlik yapacak kişilerin daha önceden en az üç sene bir lisede bu görevi yapmaları daha isabetli ve yararlı olacaktır.

Dört; İmam Hatip’ler son zamanlar bilgisayar donanımı, laboratuar ve akıllı tahta gibi teknik imkânlarla dikkat çekmeye çalışıyor. Belki bu imkânlar okula talebi artırmak için anlaşılır bir şeydir. Fakat başta Arapça olmak üzere bugün İmam Hatiplerin dışında hiçbir okulda öğretilmeyen İslami bilgilerin bu çocuklara adam gibi verilmesi çok daha önemlidir. Bu okullarda mazeretlere sığınma kaynaklı rehavete son verilmelidir.

Beş; Asıl olan tecvit öğretmek değil Kuran dersinde ilahi mesajı kavratmaktır. Öz yerine kabuk öğretimi sona ermelidir. Tilavet öğretiminin sınırları içerisine sıkışmış Kuran eğitimi mutlaka aslına uygun bir şekilde yerine getirilmelidir.

Altı; Türkiye’de İlköğretim ve Ortaöğretim kurumlarında belirgin bir şekilde öğretmen-öğrenci ve ileriye dönük eğitim anlayışıyla uyum sağlayamayan idareci sorunu vardır. Bu sorundan İmam Hatip Liseleri de payına düşeni almıştır.

Eğer bugün İmam Hatip Liselerinin kapatılmadığını iddia ediyorsak, bunun ispatı ancak bu okullara iade-i itibarlarının geri vermekle ve Türkiye realitesine sığınmadan her yönüyle nitelikli eğitimi geri getirmekle mümkündür.  

Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat