Dini güvenlik dersi ne olacak?

  • GİRİŞ27.01.2012 10:33
  • GÜNCELLEME27.01.2012 10:33

MİLLİ GÜVENLİK DERSİ TAMAM,  DİNÎ GÜVENLİK DERSİ NE OLACAK?

Milli Güvenlik dersleri nihayet kaldırılıyor. Bu haberle birlikte eminim öğrenciler kendilerini daha bir güvende hissetmişlerdir. Bakanlığın açıkladığına göre bizden başka dünyada bir de Polonya’da varmış bu ders.

‘Her Türk asker doğar’ mottosunu ilke edinmiş bir toplum için bunda şaşılacak, yadırganacak bir şey yoktur. Uzun yıllar sivil okulların askerler tarafından yanaşık düzen tekniğiyle hizaya getirilmeye çalışılması böyle bir mottonun verdiği güven ve cesaret sayesindedir. Benim gibi seksen ihtilali sürecinde lise talebesi olanlar o dönem bütün derslerin nasıl Milli Güvenlik kıvamına tahvil edildiğini iyi bilirler.

Hemen herkesin bu dersle ilgili anlatacak bir anısı vardır. Daha koridorun bir ucunda silueti beliren albay öğretmenimizi görür görmez nöbetçi öğrencinin keskin bir dikkat sesiyle camların nasıl zangırdadığını unutamam. Milli Güvenlik hocasının bu “dikkat” uygulamasını çok seven İlahiyatçı okul müdürümüz aynısını kendi dersinde de uygulatmaya başlamıştı. Yılışık düzenden(!) yanaşık düzene geçmek müdürümüze göre ne kadar sivil eğitime aykırı olsa da son derece kullanışlıydı.

Gerçi 12 Eylül ihtilalini yaşamış lise öğrencilerinin hiç birinin o dönemlerde yüzündeki sivilcelerin dışında “sivil” hayatla bir teması olduğu da söylenemezdi. 28 Şubat sürecinde bu derse giren asker öğretmenlerin fişleme gibi yöntemlerle ne gibi artı görevler ifa ettiklerini mağdur öğretmen ve öğrencilerin ağzından dinlemek lazım.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın attığı bu adımın son derece cesur ve demokratik bir atılım olduğundan şüphe yok. Fakat okullar sadece bir Milli Güvenlik dersinin müfredattan kaldırılmasıyla sivilleşmiş olmuyor. Asıl herkesin cevabını merak ettiği soru şu: Bundan böyle ‘hazır ol !’ komutu verildiğinde öğrenciler rahat olabilecek mi?

Yine öğrenciler Beden Eğitimi derslerinde, törenlerde, müsamerelerde hatta bahçeden içeri girerken uygun adım vaziyetiyle yürümeye devam edecekler mi?

Öğrenci ve öğretmenlerin tek tip kıyafetle üniforma anlayışını sürdürdüğü bir ortamda bir dersin kaldırılmış olması eğitimde sivilleşme noktasında fazla bir şey ifade etmeyecektir. Gençlerin dünyalarını kışla disipliniyle sınırlamak onlara görünmeyen duvarlar örmektir.

Bugün eğitim sistemimizin köklü bir yapılanmaya ve anlayış değişikliğine ihtiyacı var. Palyatif tedbirlerle sadece meseleleri halının altına süpürmüş oluruz. Bu anlamda Din Kültürü derslerinin de (Dinî Güvenlik Bilgisi) yeniden yapılandırılması şattır.

12 Eylül anayasasınca İlköğretim (4.sınıftan itibaren) ve liselerde zorunlu ders kabul edilen Din Kültürü dersleri öğrencisiyle öğretmeniyle velisiyle kimseyi yeterince memnun etmeyen bir ders olma özelliğini sürdürmektedir.

Öğretilmek istenen şey din ise neden ‘kültür’, ahlâk ise neden ‘bilgi?’. Hususen İslam dini ve İslam ahlakını öğretmek gibi bir hedef gözetiliyorsa bunun yolu ve yöntemi her şeyden birer parça vermek şeklinde değil, bütün gövdesiyle, aklıyla ve ruhuyla dini bir sistem halinde usulüne uygun olarak öğretmektir.

Din kültürü dersleri bugün sürüncemeli bir ders olarak Din Kültürü öğretmenlerin gayret ve fedakârlıklarıyla yürümektedir. Hiçbir öğretmen dersinin var oluş ve öneminin veli ve öğrenciler tarafından medyanın da körüklemesiyle tartışma konusu yapılmasını istemez. Bu tartışmalar din kültürü yerine başka bir branşta olmuş olsaydı o dersin öğretmenleri hissedilebilir oranda yılgınlık ve motivasyon sorunu yaşarlardı. Şükür ki Din Kültürü öğretmenleri bulundukları ortamlarda öğrencilerle çok iyi ilişkiler kurmaları sayesinde bu tartışmaların sonuçlarını zorlanmadan göğüsleyebilmişlerdir.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri bir an önce öngörülen hedefe uygun olarak yeniden tanımlanmalı ve yeniden isimlendirilmelidir. Yukarıda ifade ettiğim gibi bu dersin ismi daha başta tartışmalıdır. Kastedilen şey evrensel inanç ve ahlak esaslarını tevhidi bir düzlemde vermekse bu bir çeşit bilinçlendirme hareketidir ve “kültür” ya da “bilgi” kelimeleri böyle bir misyonu karşılamak için yeterli değildir. Yok, eğer bütün dinleri içeren bir tür bilgilendirme dersi ise “Dinler Tarihi” ya da “Din Bilgisi” gibi bir tanımlama daha uygundur.

Yeryüzündeki bütün inanış ve bağlanış biçimlerini temel esaslarıyla öğreten bir Din Bilgisi ya da Dinler Tarihi dersi mecburi ders olarak devam edebilir. Fakat özellikle İslam dini esaslarını öğrencilere uygulamalarıyla öğretecek “Din Eğitimi” dersinin isteyen öğrencilere seçmeli olarak verilmesi de elzemdir.

Dinde zorlama olmayacağı gerçeğini aklı başında herkes elbette teslim eder. Dünyada en büyük dayatmalar ve dinsel zorlamalar statüko ve resmi ideoloji dinlerinde görülmektedir. Genç nesli ileride şahsiyetini kurmuş, sömürü ağına takılmayan, aklını ve duygularını kontrol altına alabilen sorumluluk sahibi fertler haline getirebilecek en önemli dinamik dindir. Bunu görebilen toplumlar geleceklerini garanti altına almış toplumlardır. Asıl güvenlik gençlerdeki bu kafa ve göğüs boşluğunu doldurmakla mümkündür.

Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat