4+4+4 = Kaç eder?

  • GİRİŞ24.02.2012 09:34
  • GÜNCELLEME24.02.2012 09:34

Hükümet 1997 yılında çıkarılan 4306 sayılı kanunda değişiklik yaparak temel eğitimi yeniden düzenlemek için kolları sıvadı. Bu meyanda meclise sunulan teklifte 28 Şubat dayatması olan 1997 yılı kesintisiz sekiz yıllık eğitimin öncesine dönülecek, İlköğretim’in ilk 4 yılı birinci kademe ikinci dört yılı ise ikinci kademe olacak.

Böylelikle 1997 öncesi 5 yıl olan İlköğretim I.kademe (İlkokul) 4 yıla inerken daha önce 3 yıl olan İkinci kademe (Ortaokul) 4 yıla çıkmış olacak ve İlk kademeye sınıf öğretmenleri, İkinci kademeye branş öğretmenleri girecek. Daha önce mecburi eğitim kapsamına alınan okul öncesi dönem de bundan böyle mecburi olmaktan çıkıyor.

Tasarının önemli noktalarından biri de 4 yıllık birinci kademeden sonra isteyen öğrenciler geri kalan mecburi eğitimlerini Açık Öğretim yoluyla dışarıdan bitirebilecek. Öte yandan bu teklifle meslek liselerinin üniversiteye girişte önlerine konulan katsayı engeli de tarihe karışıyor.

Şayet bu tasarılar gerçekleşirse 28 Şubat’ın en büyük tahribatı yaptığı eğitim sistemi yeniden ayağa kaldırılabilecektir. 15 yıl sonra bu enkazı kaldırıp yerine çok daha sağlam bir yapı bina edebiliriz. Sadece 28 Şubat’ın yıktıklarını geri getirmek değil, aynı zamanda 28 Şubat’ların yıkmasına müsait zafiyette birçok çürük yapıyı da yeniden inşa etmek mümkündür.

Eğitim olgusuna ideolojik bakıp endoktrinasyon hesaplarıyla hareket ettiğimiz zaman taş üstüne taş koymak elbette mümkün değil.

Eğitim öğretimi öğrencileri kolayca şekilden şekle sokacak hamur oyunu olarak görenler her zaman hoşnutsuz hallerini devam ettireceklerdir. Çünkü bu insanların kendilerinden yana olan statükonun sürmesinden başka bir dertleri yoktur. 4+4+4 şeklinde formüle edilen sistemle ilgili muhalefette bulunanların hiç biri bu sistemin getirilerini hesaba katıyor değiller. Bütün endişe ve kaygıları gençlerin kendi temsil ettikleri dünya görüşünün ekseninden kayarak daha manevi bir iklime yönelebilme ihtimalidir.

Oysa 15 senedir devam eden bir yanlıştan dönülmesi sanıldığı gibi sadece belli kesimlerin mağduriyetini ortadan kaldırmayacak, aynı zamanda Türkiye’ye nefes aldırıp ülkenin önünü açacaktır. Herkes şunu anlamıştır ki “inat” ülkelerin kalkınmasında-hele eğitim gibi ciddi bir meselede- şahsi emellere hizmet etmenin ötesinde insaflı ve mantıklı bir yöntem değildir. Sırf bin yıla ayarlı bir inadı sürdürmek için meslek liselerinin önüne konulan katsayı engeli yüzünden binlerce insanın potansiyel enerji ve kaynağı heba edilmiştir. Son düzenlemelerle ilgili kimse eğri oturuşunu düzeltmeden doğru konuştuğunu sanmasın. Aklı selimle düşünecek olursak 4+4+4 şeklinde bir eğitim sisteminin sadece kültürel dünyamızı değil sosyal hayatımızı da ferahlatacağı bir gerçektir. Buna göre:

  • Kimse istemediği bir okul sürecine katlanmak zorunda bırakılmayacak, isteyen istediği alternatifte bir tercih yapma imkânına kavuşacaktır
  • Katsayı uygulamasının kalkmasıyla birlikte meslek liseleri canlanacak, liselere yığılma azalacak, üniversiteye girmeden de meslek sahibi olunabilineceği gerçeği açığa çıkacaktır.
  • İlköğretim süreci birilerinin hesabına uygun kafalar yetiştirme süreci olmaktan çıkarak, çocuklar devletten önce ailelerine aittir ilkesine göre hareket edilecektir.
  • Yıllardır devam eden 8 yıllık kesintisiz eğitimin açtığı en büyük boşluk öğrencilerin değer yoksunu olarak yetiştirilmesidir. Bu dayatmanın kalkmasıyla beraber eğitim-öğretim ikilemi ortadan kalkmış olacaktır.
  • İmam Hatip liseleri eski parlak zamanlarına geri dönebilir mi bilmiyorum, ama hiç olmazsa İmam Hatip’ler üzerine daha bir ciddi düşünebilme fırsatı yakalanmış olacaktır. İmam Hatip ve Meslek liselerindeki motivasyon artışı belirgin bir şekilde kendini gösterecektir.
  • Okul öncesi eğitimin mecburi olmamasını da olumsuz değerlendirmemek lazım; çocuklar ne kadar çok doğal anne ve aile ortamında vakit geçirip, okul ortamıyla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi olacaktır.
  • İlköğretim birinci kademesinden itibaren isteyen aileler için çocuklarını açık liselerde okutabilme imkânı tanınması da özel sebeplerle örgün eğitime devam etmeye istekli gözükmeyen kişiler için önemli bir gelişmedir.

Akıllı tahta ve tablet tartışmaları arasında böylesine önemli içeriksel bir konunun eğitim dünyamızın gündemine getirilmesi hayırlı bir gelişmedir. Dileriz herkesi ve her kesimi memnun ve mutlu eder.

Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat