‘EY KUDÜS!’ de mi demeyelim?

  • GİRİŞ23.07.2017 09:56
  • GÜNCELLEME23.07.2017 10:00

1

Çoğu kez bir adamı tanımanın onun temsil ettiği/taşıdığı zihniyeti tanımakla eş değer olduğu hepinizce malumdur.

Bu bağlamda Ertuğrul Özkök dönüp dolaşıp üzerinde imali fikr etmeyi fazlasıyla hak eden birisidir.

Özkök; Cumhuriyet Projesi’nin amaçladığı, Türkiye’nin kadim değerlerinden kopuk, Batı ayarlı yeni bir nesil yetiştirme ameliyesinin, en fazla örneklik içeren, en işlevsel prototiplerinden biri olarak benzerlerine fark atmaktadır.

2

Ertuğrul Özkök’ün 21 Temmuz tarihli yazısında şöyle bir cümle yer alıyor;

“Türkiye ve üç beş Müslüman ülkenin dışına çıkın ve ‘cihatçı’ deyin bakalım dünya ne anlıyor bu kelimeden…”

Yazının öncesine ve sonrasına bakıldığında görülen şudur;

Özkök bize diyor ki;

Cihatçı kelimesi dünyayı rahatsız ediyor, öyleyse bu kelimeden, dolayısıyla bu kelimenin tüm çağrışımlarından ve işaret ettiği anlamlar dünyasından vazgeçin.

Özellikle şunu belirtmeliyiz ki; ‘cihatçı’ kelimesi galat ve özenti bir özellik arz etmektedir.

Hani; Türkiye’ye futbol oynamaya gelen yabancı ama Müslüman kökenli sporcular var ya; bizim futbol adamları onların isimlerini nasıl söyler; mesela adamın ismi Ebu Bekir ise onu ‘Abu Bakır’ gibi, İngilizce telaffuzuyla çağırır.

‘Cihatçı’ kelimesi de bir anlamda bu fasıldandır.

Güzelim ‘Mücahit’ kelimesinin biraz da kasıtlı olarak, son on yıllarda vuku bulan kimi terör olaylarıyla irtibatlandırılarak, yani tamamen olumsuz bir muhtevayla İngilizce versiyonundan başka bir şey değildir.

Oysa ‘mücahit’ kelimesi bizim hayatımızı kuşatan ve anlamlandıran temel kavramlardan bir tanesidir.

Mücadele eden adam anlamıyla bizatihi hayatı, yaşama biçimini içermektedir.

‘Sıcak çatışma’, ‘savaş’ olarak tanımlayacağımız kısmı bu kelimenin kapsamının çok küçük, çok spesifik bir tarafıdır.

Bunları üç aşağı beş yukarı Özkök’te bal gibi bilir.

Onun derdi; doğrudan söyleyemediği bir takım düşüncelerini, kurnazlık yaparak, ustaca, dünyada dolaşımda bulunan algılardan da faydalanarak ortaya salmaktır.

Onun asıl amacı; mümkün olduğunca fazla zihni Batı alemine aktarabilmektir.

3

Özkök bize diyor ki;

‘Cihadist’ kelimesi Batılıları rahatsız ediyor, öyleyse bu kelimeyi dilimizden ve dünyamızdan çıkarıp atalım.

İyi de; Batı İslam’ın kendisinden de rahatsız oluyor, onların keyfi yerine gelsin diye tümden dinimizden de mi vazgeçelim?

Batı kendi ayaklarının üzerinde duran, bağımsız bir Türkiye’yi de kendi çıkarları açısından problemli görüyor diye müstemleke mi olalım?

Batı, dünya hegomonik sistemini ‘demokrasi’, ‘insan hakları’, ‘hukukun üstünlüğü’ gibi, bir anlamda kutsal kabul edilen kavramlar üzerinden kurmuş ise, gözler önünde uygulanan haksızlıklara, yapılan zulümlere ses çıkarmayalım mı?

Velhasıl;

Özkök’e kalırsa…

Bir devlet var hani, adı İsrail.

İsrail sanki Batı’nın topuğunda nasır.

Başkasının o nasıra basmasına gerek yok; kendi şapşallığından nasırı bir yere çarpsa bütün Batı ayağa kalkıyor.

Bu günlerde bu İsrail Mescidi Aksa’ya çıkan bütün kapıları kapatmış.

O kapıları kapatmakla bir anlamda insanlığın nefes borularını kapatmış oluyor, insanlığı boğuyor.

Şimdi; Batı kızacak diye; İsrail’in bu insanlık dışı uygulamasına karşın, zulme karşı ortaya koyulabilecek tavrın en hafifi en ucuzu sayılabilecek;

‘Kudüs Ey Kudüs!’ diye de bağırmayalım mı?

Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat