Babaları Kapitalizme Kurban Etmek

  • GİRİŞ22.06.2021 08:21
  • GÜNCELLEME22.06.2021 08:21

Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü kör oldum

Yıkadılar aldılar götürdüler

Babamdan ummazdım bunu kör oldum. Cemal Süreya.

Benim de babam vefat etti. Onu hâlâ özlüyorum. Mezarını ziyaret ederek teselli buluyordum. Salgın ve seyahat kısıtlaması yüzünden bir yıldır mezarına gidemedim.

Babam vefat edeli 18 yıl oldu. 18 yıldır hemen her gün arkasından Fatiha okumaya gayret ediyorum. Ve çeşitli vesilelerle evde veya bulunduğum mecralarda anıyorum.

Zatım da bir baba ama hâlâ -keşke babam yaşasaydı- diyorum. Oysa babama bir faydam olmayacaktı.

Aksine ihtiyarlayacağından dolayı onun bana ihtiyacı olacaktı ve belki yükünü taşıyamayacaktım ama yine de -keşke yaşıyor olsaydı- diyorum.

Demek ki babanın varlığı, insana maddi olmasa da manevi bir güç veriyor. Öyle ya şu an içinde bulunduğum durumda babama maddi olarak hiçbir ihtiyacım yok.

Baba evin direğidir. Baba aile ocağının sahibidir. Hatta ölse de eğer aile dağılmadıysa yine evin direğidir. Belki denilebilir ki:

- “Siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Sizin geçtiğiniz köprülerin altından çok sular aktı”. Yalnız böyle diyenlerin göremediği ve baba olduklarında görecekleri bir şey var:

Günümüzde genç-orta yaş-ihtiyar sınıfına giren babalar, artık evlatları için birer yük durumundalar. “Babalar bilmez, evlatlar bilir” sarmalında boğuluyoruz.

Babanın ötelenmeye başladığı sınır, 10-12 yaşa indi. Evde hâkim karakterler değişti. Babaların varlığı, “görünen ama görülmeyen, duyulan ama duyulmayan” hale geldi.

Babalar ve diğer uydurulan günlerin hepsi, modernitenin ve vahşi kapitalizmin soygun aracıdır.

Kapitalizm ve modernite, ailenin temeline dinamit koyan, aile bütünlüğünü bozan, paylaşmayı, dayanışmayı, manevi bağları koparan amansız bir düşmandır.

Böyle olduğunu kabul etmeyenlere elbet bir diyeceğimiz olamaz. Böylelerin aile anlayışı ile bizim aile anlayışımızın arasında Kaf Dağı olabilir.

Öyle ya belki de hiç bilmediğimiz farklı bir aile anlayışları, farklı bir baba ve anne ilişkileri vardır. Bu anlayıştan yoksun olabilirim. Geçelim.

Kapitalizm ve modernite afeti, kişinin kendisiyle iç hesaplaşmasını asla sevmez ve hesaplaşmamak için insanı sürekli özünden uzaklaştırır.

Oysa iki dünyasının da farkında olanlar, kendileriyle hesaplaşmasını bilirler. Kendisiyle hesaplaşmasını bilmeyenler, kapitalizmle hesaplaşamazlar.

Dolayısıyla, güdülen kimseler olup, kapitalizmin ve modernitenin uşağı olmaktan öte geçemezler.   

Ezcümle:

Babalar, değer verdikleri şeylere vefasızlık eden evlatlarını aslında affetmezler.

Lakin öyle yürekleri vardır ki, evlatlarının başına bir musibet gelmesin diye her türlü vefasızlığı, ilgisizliği, hayırsızlığı sinelerine çekerek onları korumaya çalışırlar.

Bu affın ve duygunun zerresini kapitalizmin öğretisinde bulamazsınız.

Siz bugünleri icat edenlerden hiç; “Babalarınızın elini öpün hayır duasını alın, vefat edenlerin ardından Fatiha okuyun” tavsiyesi duydunuz mu?

YENİ AKİT

Yorumlar1

  • okur 2 yıl önce Şikayet Et
    huseyin cok guzel anlatmissiniz . Agziniza saglik
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat